Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '15

 
Kategori
İlişkiler
 

Cebimizdeki Atom Karınca ve Biz İnsanlar

Cebimizdeki Atom Karınca ve Biz İnsanlar
 

Bakmayın öyle masum durduklarına...


Eminim ki, geçmişte yaşamış uçuk ufuklu insanlardan günümüzdeki akıllı telefonları işaret edenler olmuştur.

"Bir zaman gelecek ki, insanlar diğer insanların yüzlercesini bir cihazın içine yerleştirip ceplerinde taşıyacaklar" demiştir birileri.

Ben uzun yıllar önce, bir dini tarikat şeyhinin müritlerini cebindeki tütün tabakası gibi bir kutunun içinde sırat köprüsünden geçireceğini işitmiştim.

Onu dile getirmiş olan insanlar, böyle bir şeyi de hayda hayda konuşmuşlardır.

Düşünsenize, bugün bile coşkuyla okuduğumuz bilim kurgu kitapları o zamanlarda yazılmıştı.  

Mesela Jules Verne neleri, neleri bilmişti.. Bunu mu bilmeyecekti.

Bir de o sözlü edebiyat geleneği ile kulaktan kulağa ulaşan, sonunda yazıya dökülüp ciltlerle kitap olan masalları düşünün. Binbir Gece Masallarını ve diğerlerini. Onlardaki gak deyince et, guk deyince süt verilen, insanı sırtında çok uzaklara taşıyan Zümrüd-ü Anka kuşlarını, bütün o olağanüstü karakterleri, öyküleri.

Onları yazanlar için akıllı cep telefonunu hayal etmek zor olabilir mi?

İnternete ilk bağlandığım zamanları hatırlıyorum. O hevesle günlerce bilgisayarımın başında uyuklamıştım. Bilgisayar donanımları ve iletişim kanalları yetersiz olduğu halde ısrarla dünyayla iletişime geçmeye çalışmıştım. Bu benim için büyüleyici bir şeydi.

O koşullar altında bağlantı kurmak için tıklar dururduk. "Bağlantı kuruluyor" mesajı çıkar ama bir türlü de bağlanamazdı.

Sosyal paylaşım siteleri, programları çok ilkel durumdaydı. En azından bizde öyleydi.

Biraz yabancı dille dünyanın dört bucağından her yaştan, her fikirden insanla konuşabiliyor olmak heyecan vericiydi.

Bir ara ICQ programı popülerdi.

Sonra Mirc, çeşitli sohbet siteleri, yahoo messanger, msn messanger.

Şimdilerde çok daha hızlıları, çok daha özellikli olanları var. Hem de cebimizdeki telefonda.

Telefonlardaki sosyal paylaşım bağlantıları artık sıradan şeyler.

Yaşlı, genç, kadın, erkek herkesin elinde bir akıllı telefon, herkesin cebinde eşi, dostu tanıdığı.

Her türlü görüşme, konuşma serbest. Eskilerin aylarca arayıp bulamadıkları reçeteler, videolar, resimler telefonlarda, paylaşım sitelerinde.

En olmadık işleri bir tıkla becermemizi sağlayan cihazlardaki sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak şimdi konuşulan şey, iyi mi kötü mü oldukları.

Aile bireylerimizden, okul ve iş arkadaşlarımızdan başlıyoruz kaydetmeye.

Bir kısmını da özellikle kaydetmiyoruz, kimi sırlarımızı, etkileşimlerimizi bilmesinler diye.

Çocuklar artık ebeveynlerinden Barbi Bebek, itfaiye arabası, bisiklet istemiyorlar. Akıllı cep telefonu istiyorlar.

Kızımız da, oğlumuz da normal koşullarda ulaşamayacağı kimselerle arkadaş oluyorlar.

Yirmi, otuz yaşına gelmeden öğrenemeyecekleri şeyleri anında öğreniyorlar.

Birileri Kırmızı Başlıklı Kız öyküsündeki kurt gibi kılık değiştirip giriyor gençlerin telefonlarına.

Sonra kızımız utana sıkıla açılıyor annesine. "Anne, beni falan şehirden istemeye gelecekler" diyor.

Bu araçları kullanarak hemen binlerce kişi değişik eylemlerde, ortamlarda toplanabiliyorlar.

İyi şeyleri de, kötü şeyleri de paylaşarak öğrenip beklenen yaşam tarzlarını değiştirebiliyorlar.

Camide hocalar, derslerde öğretmenler işlerini yapamaz hale geliyorlar.

Toplu taşım araçlarında sosyal medya üzerinden görüşenler  sıkıntı olmazken bangır bangır telefonda konuşanlar rahatsız ediyor.

Gençler en son çıkan oyunları birbirlerinden kapıp zamanlarını oralara gömerken o büyükler tarafından çok da onaylanmayan tonlarıyla muhabbet de ediyorlar.

Telefonlarındaki sosyal medya programlarını kapatanlar var artık. Onlar yarar zarar dengesinin ikincisi lehine döndüğünü düşünenler.

Vaktiyle babam benim çok kitap okuduğum için gözlerimi kaybedeceğimden korkardı, ben şimdi ellerinden akıllı telefon düşmeyen, her an manyetik alanlarla gezdikleri yetmiyormuş gibi gece-gündüz, karanlıkta ve aydınlıkta gözleri telefon ekranından ayrılmayan çocuklarım için endişe ediyorum.

Akıllı cihazlar çocukların ve gençlerin en yakın dostu haline gelmişken biz yetişkinler sosyal medyayı kapatsak ne, açsak ne!

Bir de kaldırımlarda, merdivenlerde, sınıflarda, tuvaletlerde kullanmasalar...

 

24.07.2015

18.25

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..