Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Şubat '07

 
Kategori
Sinema
 

Cehennem çiçeği

Cehennem çiçeği
 

“ 15 Ocak 1947' de, Los Angeles' da boş bir arsada, işkence edilerek öldürülmüş genç ve güzel bir kadının cesedi bulunur. Kurban, gazete manşetlerine Siyah Dalya olarak geçmiştir ve ölümü Kaliforniya tarihinin en büyük insan avını başlatır.

Bucky Bleichert ve Lee Blanchard kendilerini Siyah Dalya soruşturmasının tam ortasında bulurlar: İki polis, iki sert erkek, iki arkadaş ve aynı kadına aşık iki rakip. Ancak Siyah Dalya ikisinin de takıntısı haline gelecektir. Hayatıyla ilgili her şeyi bilmek, katilini yakalamak ve ona ölümünde bile sahip olmak isteyecekler, araştırmaları onları savaş sonrası Hollywood' un karanlık yüzüne, ölü kadının hayatının ve ölümünün derinliklerine götürecektir” Cehennem Çiçeği filminin e-kolay net sayfasında yazan özeti bu.

Brian De Palma olmak kolay olmuyor. Filmi baştan sona keyifle izledim. Çekim adeta 1947 yılının içerisine alıyor seyredenleri. Kıyafetler, oyuncuların tavırları, ve sinema perdesinin cazibesi güzel çekilmiş bir filmde daha çok belirginleşiyor. Film sinemada izlenmeli sözünü haklı çıkarırcasına.

Film yaşanmış bir öyküyü anlatsa da çizgi roman havasında çekilmiş, karakterleri canlandıran oyuncular çizilmiş gibi geldi bana. Belki filmin kahverengi ve tonlarında çekilmiş olması bende o duyguyu uyandırdı.

Başlangıçtaki boks maçı sahnesi müthişti. Sanki tüm yumruklar sahici, akan kanlar gerçekti. Filmin kadın oyuncusu pek etkin ve başarılı değildi. Kay hep ikinci sırada ve silik kaldı. Öldürülen kadının benzeri olan oyuncu diğer kadına göre daha başarılı idi.

Çözülmemiş bir cinayetten yola çıkarak anlatılan , filmde cinayeti çözen senaryo başarılı bir senaryo olmakla birlikte, filme konu olan cinayet mi ön plandaydı, polislerin cinayeti çözerken karıştıkları sarmal mı, bu pek anlaşılmadı tarafımdan.

İki polisin aynı kadına olan aşkları da belirsiz bir şekilde verildi.

Çılgın dersane ile bu film arasında seçim yapmak durumunda idim, son günlerdeki Türk filmlerinde yaşadığım düş kırıklıkları nedeniyle seçimim bu film oldu, ve sinemadan mutlu ayrıldım. Notum on üzerinden yedi dir.

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara