- Kategori
- Güncel
Cehennemin kapısını kimler açacaklarmış

Doğuda öğretmenlik yaptığım köyde, “Cehennemin kapısını imam-hatipliler açacak” diye bir söz dolaşırdı ortalıkta.
Ben de bu durumu, görev yapan imamların öğrenim durumlarına ve halkta çok yaygın olan batıl inançlara bağlardım.
Okumuş yazmış din görevlilerine, devletin buyruklarını yerine getiren emir kulları, ortalıkta dolaşan muskacı üfürükçü takımına da” derin hoca” gözüyle bakılırdı. Hatta görev yaptığım köyün imamı Ömer hoca, “ Getirin bir ip ya da mezura da ölçün bakalım derinliğimi” diye takılırdı köylülere.
İmam-hatip mezunlarının bilimsel konularda bilgi sahibi olmaları, insanları hastaneye doktora yönlendirmeye çalışmaları rahatsız ederdi, muskacı, üfürükçü takımını, tespih çevirenleri, kurt ağzı bağlayanları, cin deren, cin dağıtan, cehaletlerini ve yalan yanlış inanışlarını dinin gereği zannedenleri, bu yolla maddi çıkar sağlayanları.
Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Doğu ve Güney-doğudaki melelere bin kişilik kadro ayrılacağını açıklaması bana 1970’li yılların sonlarında görüp yaşadıklarımı anımsattı.
Kimlerdi bu mele ya da molla denilen kişiler? Medreselerin, Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karşın nasıl varlıklarını sürdürebilmişlerdi. Doğuda medreselerin varlığını, hatta buralara değişik amaçlarla çok sayıda insanımızın gidip geldiğini işitiyor ya da gazete, televizyon ve dergilerden okuyup izliyorduk. Batıda da bir takım evlerin kiralandığını ve buralarda belli tarikatların eğitiminin verildiğini biliyorduk.
Üç yüz bine yakın atanamayan öğretmen, yüz binlerce fakülte mezunu işsiz gencimiz varken; yasa dışı biçimde örgütlenmiş ve devletin altını oyma amacıyla eğitim görmüş cumhuriyet ve devrim düşmanı kişilerin maddi yönden rahatlatılmasını amaçlayan bir girişimle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Ülkemin ve halkımızın çıkarları adına yanılmış olmayı dilerim.
Melelerin bölgede etkili, saygın olmaları, halka dediklerini yaptırabilmeleri, seksen sekiz yıllık Cumhuriyetimiz adına utanılacak bir durum değil midir? Cumhuriyet hükümeti meleleri kadroya alma vb. girişimler yerine bölgede Yatılı İlköğretim Bölge Okulları ve meslek okullarına, doğu ve güney-doğu bölgelerimizdeki feodal yapıyı kıracak bir takım düzenlemelere ağırlık vermeye çalışmamalı mıdır?
İki yıl önce melelere müftülüklerce bildiri dağıtılarak kadroya alınacakların sayısının saptanmaya çalışıldığına dair basında haberler yapıldı. Melelerin sözlerinin dinlendiği için bölge halkını kazanmak amacıyla yapıldığını düşünenler var. Gerek melelerin seçilme biçimi, gerekse tarikatlar arasında yaratacağı rekabet ve kadroya alınmaları halinde melelerin ilahiyatçılara bakışları yeni sorunlara yol açmayacak mıdır?