- Kategori
- Dilbilim
Cemaziyülevvelini bilmek
Cemaziyülevvel: Rumi Takvim' in beşinci ayı. Bu aya, "Büyük Tövbe" diyenler de var. Hiç duydunuz mu, bilmem, "Biz onun, cemaziyülevvelini biliriz." diyen bir kişiyi. Eğer duyduysanız, anlamını ve hikayesini de merak ediyorsanız, anlatayım:
"Cemaziyülevvelini bilmek" demek; "Bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, kötü bir yönünü bilmek." demektir.
Rumi Takvim'e göre ayların isimleri şöyleydi; Muharrem, Sefer, Rebiyülevvel, Rebiyülahır, Cemaziyülevvel, Cemaziyülahır, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce.
Hikayesine gelince;
Osmanlı Devri'nde, resmi dairelerde her ayın evrakı bir torbada toplanır, ay bitince torbanın ağzı büzülür, bağlanır, üstüne de ayın adı yazılırmış ve bu evraklar uzun zaman saklanacağı için de torbanın kumaşı, devrin en iyi kumaşından seçilirmiş.
Yeni memurlardan biri, bu torbalardan birini, yoksulluktan olacak, iç donu yaptırmış, üzerindeki cemaziyülevvel yazısı da iyi bir mürekkep ile yazıldığı için çıkmamış.
Memurlar kendi aralarında, ahlak telkin ederken bu bey de içlerinde en iyi ahkam kesenlerdenmiş.
Bir gün, memurlar toplanıp hamama gitmişler ve orada tesadüfen, bizim memurun iç donunun üzerindeki yazıyı görmüşler. "Cemaziyülevvel"i görünce, kendi aralarında gülüşmüşler ama ses etmemişler.
Gel zaman, git zaman küçük memur yükselmiş, rütbeler peş peşe gelmiş, sırtından kürk, samur, atlas eksik olmamış ve burnu büyümüş.
Onun eski halini bilen arkadaşları da, "Biz onun cemaziyülevvelini biliriz!" demeye başlamışlar.
Rivayet böyle...
"Kıssadan hisse" tadında bir deyim