Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '13

 
Kategori
Hukuk
 

Çemberimde gül oya

Çemberimde gül oya
 

Manisa Barosu tarafından Belediye Kültür Sitesi Lale Salonu'nda "Anayasal Haklar ve Hürriyetler" konulu bir konferans düzenleneceğini öğrendiğimde, katılımcıların bir birey olarak anayasal haklarıyla ilgili ilk ağızdanbilgi alacağını düşünmüş, sıradan bir vatandaşkimliğimle ümitlenmiştim.

Konferansa konuşmacı olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ınkatılıyor olması, başlı başına bir olaydı.

Manisa zaman zaman konferanslara ev sahipliği yapıyor olsa da, bu safer çok farklı diye düşünmekten kendimi alamadım.

Zira yargı organların tarafsızlığını yitirdiği, hukukun siyasallaştığı ve de siyasi iktidarın etkisi altına girdiği yüksek perdeden ulu orta telaffuz edilirken; Anayasa Mahkemesi başkanını dinlemek hem ayrıcalık olacak, hem de yeni şeyler duymanın keyfini yaşayacaktık.

Haşim Kılıç’tan beklentimiz, adalet terazinin doğru tarttığını işitmek, Terazi kefesinde yürütme lehine kayma olmadığını duymaktı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, konuşmasına Manisa’nın tarihine gönderme yaparak başladı.

İlk sözleri ise, “Geçmişte yargının konuşmasından, yargının toplumu dizayn etmesinden, toplum mühendisliği yapmasından çok büyük sıkıntılar çektiğimizi hepiniz biliyorsunuz” diye söze girince: ümidimiz tuzla, buz oldu.

Konferansa katılanların “Anayasal Haklar ve Hürriyetler" konusunda bilgilendirilmesi yerine isim verilmeden, siyasi iktidara methiye düzüleceği; övgüler yağdırılacağı: hatta PKK sürecine gönderme yapılarak destek anlamına gelecek cümlelerin yer bulacağı kuşkusu öne çıktı

Keyfim kaçtı, hayalim suya düştü!

Türkiye Cumhuriyetinin En Yüksek Yargı Organı Başkanından beklentimiz, içinde kendisin de yer aldığı kurumun geçmişini eleştirmek yerine, tarafsız hatta hukuktan yana objektif bir söylev ve bakış görmekti.

Yargı Erkine ve Türk Hukuk Sistemine Bulaşan tarafsızlığını kaybetmişvirüse çözüm önerileri dinlemekti.

Kılıç’ın söylediği ve üstü örtülü anlattığı üstü örtülü mesajları, İktidar mensupları zaten açıkça her platformda dile getiriyorlardı.

Yüksek Yargının  en tepesinde ki Kılıç “Yargı, yasama ve yürütme arasındaki “ yetki mücadelesini kavgaya diye niteleyeceğine,  yargı bağımsızlığına sahip çıkmalı, hukuksuzluk iddiası ile ilgili söylemleri ilk ağızdan cevaplamalıydı.

Yargı ile yürütme arasında  “kavga olurken bence çok büyük zarar gördük” derken Yargı, Yasama ve Yürütme”nin Hukuksal varlığına Başbakan’ın gözlüğü ile bakar gibiydi.

Kılıç “ANAYASA EŞİTTİR İNSAN ONURU" başlığı altında topladığı görüşlerini” İnsanlık onurunun örtüsünü kaldırırsanız bunun altında sadece insan hak ve özgürlüklerini görürsünüz” dedi ve o özgürlüğü getirip başörtüsü meselesine bağlayarak zihninin arkasında sakladığı gerçek mesajı verdi.

Belli ki Merve Kavakçının TBMM’sine kabul edilmemesi, Kavakçıyı Millet Vekili seçen parti hakkında kapatma davası açılması Anayasa Mahkemesi Başkanı üzerinde derin iz bırakmıştı.

Anayasal Hak ve Hürriyetleri sığdırdığı yer “Çemberimde Gül Oya” türküsünün dizeleri arasına nakarat olabilirdi..

Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız’ın,  açışkonuşmasında çizdiği  " büyük Atatürk liderliğinde kurduğumuz TBMM'yi açarken 'Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Yasama hakkı paylaşılamaz, bölünemez” ifadesi ile Konuşmacının Çizdiği resim aynı kadre örtüşmedi.

Konferansın ana fikri ne diye sorsalar cevabım iktidara bir buket çiçek gönderdi derdim...

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..