Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

19 Ağustos '06

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Cennet gibi yerler!

Cennet gibi yerler!
 

Cennet neresi? Bu soru insanın aklına öyle sık gelmiyor.

Bu akşam, altıncı kattan Meksika Körfezi'ne bakıyorum. Gökyüzü ışıl ışıl. Mavi, yeşil, kahverengi, beyaz, istediğiniz bütün renklerin arasında güneş yanarak yavaş yavaş alçalıyor. Deniz bir mavi, bir yeşil. Akşam üzeri sokak lambaları yanmış. Aralik soğuğu sanki havayı temizlemiş. Her yer, her şey pırıl pırıl.

Cennet gibi bir yer?

Yedi sekiz yıl önce Bolu Daği'ndan iniyoruz. Bir sis bir sis. Birden otobüs sisin üstüne çıktı. Altımız katmer katmer bulut oldu. Dağlarin yeşili, bulutların beyazı, gökyüzünün mavisi... Cennet orası mıydı?

Sivas'da okuldan eve geliyoruz. Gokce Bostan Mahallesi'ne girisde solumuzda kocaman bir bahçe var. İğde agaçları kafamiza dogru egiliyor. Igdelerimizi avucluyor, cekirdeklerini agzimizda iyice temizledikten sonra yerlere atarak yuruyoruz. Aradan kirk yil gecmis ben hala ruyamda bu cennetin igdelerini yiyorum. Yesillikler icersinde ki parke tas yolda yuruyorum... Belki de hic gormediginiz, bilmediginiz Sivas cennet?

Köy de, Danisik'da, Mehmet Amca'larin evinin arkasinda ki bahce de erik, armut agaclari vardi. Yesil yesil erikler kutur kutur, kıtır kıtırdı. Cennet Mehmet Amca'nin Bahcesi miydi?

Degirmene giderken, Hasan Huseyin Amca'nin bahcesinden gecerdik. Yolun ustunde kus burnu agaci vardi. Durur toplardik. Cennette gibi sessiz, sedasiz, hisirtilar icinde karnimizi doyururduk.

Biraz ilerde de Esref Dayi'nin bahcesi. O da yolun ustunde. Bostan da derdik. Havuclarin yerin ustunde ki yesil dallarini kavrar, cekip cikardigimiz kucuk havuclarin ustunde ki islak topragi elimizle silkeler, bir de oylesine ufurur, tozla toprakla karısık haliyle yerdik. Topragin tadi, tatli havuclara karisir, zevkten dort kose olurduk. Cennet Esref Dayi'nin Bostani miydi?

Alanya'da kis gunu magaranin etrafinda dolaniyoruz. Dalgalar gelip, gum gum diye hem bize, hem kayalara vuruyor. Kisin gobeginde sırıl sıklamiz. Ama usumuyoruz. Cennet?

Kestel'den Alantur'a dogru yuruyoruz. Koyden gelen bir araba bizi de alir diye sahil yolu yerine, bahcelerin icinden geciyoruz. Musmulalar yerde. Sari sari. Sulu sulu. Yiye yiye gidiyoruz. Muz kocanlarini kesmisler, duvarlarin ustune koymuslar. Olgunlassin diye. Biz bunlarin birini bese bolup tatmistik, kucukkken. Cennet Kestel mi?

Trabzon'da camlarin arasindan Karadeniz'e bakiyorum. Vallahi cennet!

Mardin'de radar mevzii'nden Mardin Ovasi'na karsi cay iciyorum. Gozlerimi bir turlu alamiyorum. Cennet de miyim?

Yoksa Cennet yanimiz da, etrafimiz da, bizimle, biz nereye gidiyorsak orada mi?

Minnesota'da Talat'in Balkonundan karin yağişıni , Korfez de gun batimini seyrederken, Gokce Bostan'da igde, Danisik'ta erik, Tekkeonu'nde salatalik tadarken de cennet orada degil miydi?

Gokden Agabey Biloxi'ye bize geldiginde dememis miydi? "Cennette yasiyorsunuz Kemalcigim. Kiymetini bilin!" diye.

Agabey cennet Anadolu olmasin?

Fotograf: Beydag'inda gun batarken.

 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..