Cepheden mektuplar, 18 Ağustos 1915

"Şafak atar atmaz, karşımızdaki düşmanın iki siperinin müthiş sesleri, gözleri tırmalayan infilaklarla alt üst olduğu ve pek çok zayiat verdiği görülüyordu.

Kahraman Sadık, gece yerleştirdiği top ve havan mermilerini, tam isabetli atışlarıyla infilak ettirmekte muvaffak olmuştu. Hemen yanına gittim. Ben, O’na , 'aferin Sadık' diye takdir ve teşekkür etmek isterken O;

'Beyefendi bak, akşam dediğim kuyuları görüyor musun? ' diyor ve gülüyordu.

Akşama kadar yapılan hücumlarda hep Sadık’ın düşmana bir arslan gibi saldırdığını gördüm. Ne çare ki, akşam üzeri, hain bir kurşun, onu yeni bir kahramanlığı sırasında toraklara serdi.

Yine onun kurşunuyla yaralanan bir düşman askerini ölümden kurtararak siperimize getirmek üzere iken, yan taraftan gelen bir kurşun, Sadık’a pek sevdiği şehitlik rütbesini kazandırdı.

Künyesi: Ankara, Koçhisar Kazası’nın Kaman Köyünden, Oruç Oğullarından Kadir oğlu Sadık, 1301”

Bu ve diğerleri binlerce mektup, binlerce anı. Yalnız Türkiye’den mi? Hayır. İngiltere’den, Yeni Zelanda’dan, Avustralya’dan, Kanada’dan, Fransa’dan, Almanya’dan, Hindistan’dan ve bazı Afrika ülkelerinden… Kimi saklanmış, tek tek toplanmış müzelerde. Kimi kitap haline getirilerek basılmış ve o kadar da kayıp mektuplar ve onlarla birlikte nice hatıralar...

Kay:Cepheden Mektuplar

Milli Savunma Bakanlığı, ANKARA, 1999

Türk tarih kurumu basımevi, 1999