- Kategori
- Kültür - Sanat
Cepheden mektuplar ve bazı önemli kaynaklar
“ <ı>Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” (ı> Araştırma, İnceleme, Gezi 1.Baskı / Aydın–2004 ) kitabımızın 4. baskısı için uğraşırken ve hatta yazıları matbaaya verdikten sonra Sayın M. Kemal YILMAZ’ ın bana gönderdikleri mektupları arasında fotokopi halinde kısa bir mektubu ve emekli edebiyat Öğretmeni İsmail Karaahmetoğlu’nun kendisine gönderdiği bir kitabı hakkında el yazısı ile yazdığı notları çıktı. Özellikle bu kaynak kitaptan yararlanmamı istiyordu..
İsmail Karaahmetoğlu emekli bir edebiyat öğretmenidir. M.KemalYılmaz’ın yakından tanıdığı değerli bir eğitimci ve yazardır(1 ). Araştırmalarını, incelemelerini tarihimiz ve şehitlerimizle ilgili duygularını, düşüncelerini ve bizzat Ankara’daki müzeleri, Genel Kurmay Başkanlığa ait arşivleri inceleyerek ve gezerek <ı>ÇAĞDAŞ ÖĞRETİMİZ KEMALİZMı> adı ile yayımlanmıştır. Bu kitaptan da bir tanesini “ Sayın Ortaöğretim Genel Müdürüm M. Kemal Yılmaz, sizlere ömür boyu sağlıklı günler diler, saygılarımı sunarım” diyerek imzalayıp armağan etmişlerdir.
İsmail Karaahmetoğlu bu kitabının giriş bölümünde ( Say: 9 ) da özetle şunları yazıyor:
“Torunum, Güldüşün, Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü Bilkent T.S.K. Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi karşısındaki General Şefik ERENSU Kışlasındaki Arşiv Müzesi’nde görevliydi.
24 Şubat günü, bu arşiv Müzesine beni götürdü. Arşiv Müdürü Sayın M. Kemal Savcı’yla tanıştırdı. Sayın Albayım, .Araştırmama izin verdi. Bu kışla içindeki Arşiv Müzesi 8 Ocak 2005 günü açılmış. Önce Kuşe kâğıda basılmış büyük oylumlu kitapları inceledim. İlk gördüğüm kitap “T.C. Milli Savunma Bakanlığı Ankara “Bir Kahramanlık Abidesi 57’nci Piyade Alay’ı “Şehitler Alaylı”, üçüncü sayfa da “Bu Alay Sancağı Gelibolu Savaş alanından getirilmiştir. Ama esir edilmemiştir. Çünkü Türk Ordusunun Milli Geleneklerine göre bir Alayın Sancağı, Alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak, son muhafızının ölü olarak yattığı bir ağacın altında asılı olarak bulunmuştur. (Sancak yere düşmemiştir ). “ Kahramanlık timsali olarak karşımızda duran bu Türk Alay Sancağını selamlamadan geçmeğiniz”. Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmaoğlu’nun önsözüyle sunulan “<ı>Yurtiçi Şehitliklerı> “kitabı Şehitlerin bulunduğu illerin resimleriyle 423 sayfadır.”<ı>Yurtdışı Şehitlikler” ı>“kitabı ise 117 sayfadır. <ı>“Çanakkale
Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müzesindeki<ı> Osmanlı Dönemi ve Türk İstiklâl Savaşı sırasında tutulan Silahlı Kuvvetlerle ilgili kayıtlardan örnekler ı>kitabı, Korgeneral Tuncer Kılınç’ın önsözüyle ve belgelerle resimli olarak 162 sayfa. Yine” <ı>Cepheden Mektuplar” ı>kitabı, Korgeneral M, Ş, Eruygur’un önsözüyle 209 sayfa. Bu kitaptan seçtiğim üç örnek mektubu<ı> “Çağdaş Öğretimimiz Kemalizm” ı>adını taşıyan kitabımda ( betiğimde) “Kınalı Hasan ) adıyla sunuyorum.”diyor Sayın İsmail Karaahmetoğlu.
Adı geçen kitapta <ı>KINALI HASAN, ı><ı>Mitralyöz Emini Osman Nuri’nin Hemşerisi ı>Askere yazdığı mektup (1920), ve yine Kadir oğlu Mehmet Çavuş’un Hastanede iken Cephede ki komutanına yazdığı mektuplarına yer vermişlerdir. “ <ı>Kınalı Hasan “ı> ile ilgili mektubu, kitabımızın daha önceki baskılarında ( Sayfa:136 ve137 ) de yer aldığı için bir daha buraya almaya gerek görmedim. Adı geçen mektup yine ayna sayfalarda yer verdik. Ancak Hem Yazarımız İsmail Karaahmetoğlu ve hem de M, Kemal Yılmaz Beyin anısına bu iki mektubu aynen buraya sunuyorum. Sayın Meslektaşım İsmail Karaahmetoğlu’na ve Sayın Yılmaz’a burada teşekkürlerimi ayrıca sunuyor, sağlıklı günler diliyorum.
MİTRALYÖZ BÖLÜK EMİNİ OSMAN NURİ’NİN
HEMŞERİSİ ASKERE YAZDIĞI
MEKTUP ( 1920)
<ı>Hemşerim Rüştü Onbaşı, ı>
<ı>ı>
<ı>Özellikle saygılarımı sunar, ellerinizden sıkar, hatırlarını sual ederim. Çünkü Tekirdağ’ında iken bizim nalbantta beş günlük ekmek verdim. Tabur’dan da ilmühaberini almış, şimdi benden bugün bir ekmek kestiler. Malum ya, aç kaldım. Bir ekmek gönderirseniz çok makbule geçecektir. Hemşerilik şimdi belli olacaktır. Hem de ödediğin( verdiğin ) söze akşam hazır olasın. Bugün fırının yanında dolaşırken güzel bir güvercin ayağıma çarptı. Akşam hazır olunuz.ı>
<ı>Hemşerim bir ekmek göndermenizi rica, istirham eylerim.. ı>
<ı>31 Mayıs 1920. Mitralyöz Bölük Emini Osman Nuri.ı>
<ı>( Cepheden Mektuplar. S: 77).ı>
<ı>ı>
<ı>ı>
KADİR OĞLU MEHMET ÇAVUŞ’UN
HASTANEDEN CEPHEDEKİ KOMUTANINA
YAZDIĞI MEKTUP ( 1915 )
<ı>ı>
<ı>ı>Birinci Kolordu, Birinci Tümen, Yedinci Alay, Üçüncü Tabur, Birinci Bölük Çavuşu, Çivril Kazasının Madenler Köyü’nden Kadir oğlu Mehmet.
Conkbayırı ve Seddülbahir Muharebelerinde herkese şayan büyük kahramanlıklar göstererek düşman tarafından atılan bombaları patlatmadan yine düşmana geri atmak suretiyle cesaret ve şecaat harikaları yaratmış ve nihayet yine böyle bir bombayı alarak düşmana havale edeceği sırada her nasılsa birden bire infilak eden bombadan sağ el bileğini kaybetmiştir. Hastanede ki yatak istirahatı sırasında Tabur Komutanına gönderdiği tarihi mektubunda şunları yazıyor:
<ı>ı>
<ı>Muhterem Komutanım, ı>
<ı>ı>
<ı>Sağ kolumu kaybettim, zararı yok. Sol kolum var. Onunla da pekâlâ iş görebilirim. Beni üzen şey, yaramın kapanmamasından dolayı kıta’ma katılamam ve düşmanla çarpışmamak. Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için, beni mazur görünüz. Affediniz, Muhterem Komutanım.ı>
<ı>ı>
<ı>Kadir oğlu Mehmet Çavuş ı>
<ı>( Cepheden Mektuplar, Sayfa: 61. )ı>
<ı>ı>
<ı>ı>
İşte Çanakkale savaşlarında fedakârca ve kahramanca savaşan Türk Askerinin karakter ve ruh yapısı. Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale savaşları kazanıldı, tarihe altın yaldızla yazıldı, destanlar yazdılar ve destanlaştılar.
Bu değerli mektupları kahraman şehitlerimizin anısına ve onların hatırasını yaşatmak amacıyla bu köşeye alıyorum. Ruhları şad olsun diyorum. Ben bu satırları yazdığım sıralarda yine güneydoğu’dan kötü haberler alıyorum.
“ Teröristlerin Şemdinli’deki Aktütün sınır bölüğüne düzenlediği silahlı saldırıda 15 askerimiz şehit oldu 2 asker kayıp. 23 PKK’lı öldürüldü. Haberin devamını acılı bir yürekle okumaya devam ediyorum:
Genel Kurmay’ın yaptığı açıklamaya göre: Irak’ın kuzeyinde bulunan teröristler Cuma günü öğleden sonra Aktütün Jandarma ( Karakoluna ) Sınır Bölüğü’ne ağır silahlarla saldırdı. 1 astsubay, 6 uzman erbaş, 8 erbaş ve bir er şehit oldu.21 asker yaralanırken, iki uzman erbaşla temas kurulamadı. Aktütün Karakoluna 1992’den bu yana dört saldırı daha yapıldı. Bu Aktütün Karakolu’nda bugüne kadar 45 şehit verdik. Kaybolan iki erimizin de daha sonra şehit olduklarını öğrendik. ( 2 ).
Yine analar ağladı, genç gelinler dul kaldı, bebeler kimsesiz ve yetim kaldı. Genç nişanlıların yürekleri bir kez daha dağlandı. Yukarıda “Çanakkale Geçilmez”i anlatırken bundan 93 yıl önce dedelerimiz Türk’ü, Kürd’ü, Çerkez’i, Arab’ı, Boşnak’ı ve Laz’ı ile birlikte yan yana. kucak kucağa yedi düvele karşı, bin bir yokluklar içinde, omuz omuza savaşmadılar mı? Bu ayrılık, bu gayrilik neden… Ama eden? Yine ben bu satırları yazarken Diyarbakır’dan evladı şehit olan bir şehit annesinin kürt’çe ağıtlar yaktığını televizyonlardan izliyordum. Yüreğim yandı. Havarrrr!!!! Havarrrr!!!..( imdattt !! )..diyordu…
Aradan beş gün geçmeden yine Diyarbakır’da teröristler tarafından emniyet teşkilatına ait bir servis otobüsü çapraz ateşle saldırıya uğramış ve beş polisimiz şehit olmuştu. Kayıplarımız çok, kardeşi kardeşe kırdıranlar utansın. Yazıklar olsun demekten başka bir şey demiyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehit ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve yüce ulusumuza başsağlığı diliyorum. Sözümü değerli gazeteci yazar Hasan Pulur’un şu manidar sözleriyle bağlamak istiyorum:
“<ı> BİZE göre, bir şehidi kimse Mehmet Akif kadar anlamlı anlatamamıştır: “Vurulup tertemiz alnında uzanmış yatıyor” ya da o şehidin doğumu? ı>
<ı>Dr. Celalettin Algan’ın “Gece Büyüyen Başaklar” şiirinde doğan bebek, bugün şehit düşenlerden biridir sanki:ı>
<ı>ı>
<ı>“Sen doğduğun gece tosunum, ı>
<ı>Ne melekler indi gökten, ı>
<ı>Ne toplarla selamlandı gelişin, ı>
<ı>Ortasında zifiri karanlığını>
<ı>Bir garipçeydi belenişin..”ı>
<ı>ı>
<ı>ı><ı>* * *ı>
<ı>ı><ı>BİR anaya, bir babaya, Bir geline, bir nişanlıya “şehit” haberi vermek. Hiç düşündünüz mü? Komutanınız bu görevi size verdi, ne yapardınız?ı>
<ı>“ Emre itaatsizlikte ısrardan mahkemeye verin komutanım!..Rütbelerimi sökün komutanım !..Beni tek başıma operasyona gönderin komutanım!..Ama oraya beni göndermeyin komutanım!..ı>
<ı>Nafile komutan tınmaz bile: ı>
<ı>“ Sen gideceksin !”.ı>
<ı>Çaresiz askerlik bu..ı>
<ı>Gittiniz, babasına “oğlunuz şehit oldu! “ dediniz.ı>
<ı>Ya o ne dedi?ı>
<ı>Yüzünüze bakıp “oğluma sahip olamadınız “dedi.. Hepsi bu kadar: “oğluma sahip olamadınız “!”.Olamadık.( 3 ).ı>Evet gerçekten sahip olamadık..Bu bir eksiğimiz, bu bir zaafımız..
Eski başbakanlarımızdan, siyaset ve devlet adamlarımızdan gazeteci ve şair rahmetli Bülent Ecevit’in, Çanakkale’de koca bir mermer taşı üzerinde yazılı bulunan uzun soluklu bir şiiri vardır. Bu güzelim destanî şiirinden birkaç dize ile sözlerimi bağlamak istiyor, şehitlerimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anmak istiyorum.
<ı>ı>
<ı>ı>
<ı>1- ı><ı>Çağdaş Öğretimiz Kemalizm / İsmail Karahmetoğlu ( * ) Ankara 2008.( s. 11, 12.13 ).ı>
2- <ı>Sabah Gazetesi 5 Ekim 2008 .ı>
3- <ı>Hasan Pulur, Milliyet Gazetesi. 9 Ekim 2008.ı>
( * ) İsmail Karaahmetoğlu: şair ve yazar. 1925 Ömerli köyü, Ilgaz, Çankırı doğumlu. Bazı yazılarında Ömerli’li imzasını kullandı. Erzurum Öğretmen Okulunu ( 1948 ), Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. (1958 ), Öğretmen ve idareci olarak görev yaptı. Deneme, fıkra, hikâye, şiir, türünde yazılar yazdı, Uzun yıllar çıkardığı Ilgaz Kültür Sanat Dergisiyle Türk kültürüne hizmet etti. Güldüşün, Gençliğin Yanık Kokusu, Anadolu Aydınlığı, Sağırlar Değirmeni, Atatürkçülüğün Çağdaş Boyutları Ilgaz’dan Akşehir’e, Nasrettin Hoca’nın Yaratıları ve Çağdaş Öğretimimiz Kemalizm gibi eserleri vardır. Halen Ankara’da yaşamını sürdürüyor.
Türk Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi / İhsan Işık.( Ankara- 2006. 5.cilt, s. 1963 ).
<ı>ı>
<ı>ı>
<ı>ÇANAKKALE DESTANı>
<ı>“ Ya sizler dedi Mehmetı>
<ı>Dünyanın dört kıtasındanı>
<ı>Mezarlar dolusu erlere, ı>
<ı>Hangi rüzgâr savurdu sizleriı>
<ı>Bu bilmediğiniz yerlere”..ı>
<ı>ı>
<ı>Kimi İngiliz’di, kimi İskoçı>
<ı>Kimi Fransız’dı, kimi Senegalliı>
<ı>Kimi Hintli, kimi Nepalliı>
<ı>Kimi Avustralya’dan, kimi yeni Zelanda’dan Anzakı>
<ı>Gemiler dolusu askerı>
<ı>Her biri niye geldiğinden habersizı>
<ı>Gelibolu’nun oya gibi koylarından sızarakı>
<ı>Tırmanmışlardı dağa, bayıraı>
<ı>Siper siper yara gibi yarılan toprakı>
<ı>Mezar olmuştu savaş ardından onlara.ı>
<ı>Kiminin burada yattığı sanılırı>
<ı>Kiminin adı bilinse de mezarı bilinmezı>
<ı>Kiminin de mezar taşındaı>
<ı>On altı on yedi on sekiz yaşındaı>
<ı>Ebedi istirahata çekildiği yazılıı>
<ı>Çanakkale topraklarında.
ı><ı>Savaş bitti, ı>
<ı>Ölenler kaldı sağlar gittiı>
<ı>Köylü köyüne döndü evli evineı>
<ı>Kır çiçekleri geldiler akın akını>
<ı>Çekilen askerlerin yerineı>
<ı>Yaban gülleri, dağ lâleleri, papatyalar, ı>
<ı>Kilim kilim yayıldılar toprağa, ı>
<ı>Siper siperı>
<ı>Toprağın savaş yaralarını örttülerı>
<ı>Koyunlar koruganları yuva yaptı kendineı>
<ı>Kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine.ı>
<ı>Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyleı>
<ı>Silah yerine saban tutan elleriyleı>
<ı>Geri aldı savaş alanlarını doğaı>
<ı>Can geldi toprağa, silindikçe kan izleri, ı>
<ı>Yeryüzünde cennet oldu öyleceı>
<ı>O cehennem savaş yeriı>
<ı>Şimdi Çanakkale Geliboluı>
<ı>Bahçe bahçe, ülke ülkeı>
<ı>Mezar oldu.ı>
<ı>ı>
<ı>Üstü cennet altı mezarı>
<ı>Çanakkale toprağınını>
<ı>Kavga bitmiş mezarlardaı>
<ı>Kaynaş olmuş yiten canlar.ı>
<ı>ı>
<ı>Huzur içinde uyusunı>
<ı>Vuruştukları topraktaı>
<ı>Kavgadan, kinden uzaktaı>
<ı>Yan yana dostça yatanlar.ı>
<ı>ı>
<ı>Bülent ECEVİTı>
<ı>( 28 Mayıs 1925- 5 Kasım 2006 ).ı>