Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Çeyizler ve geçmişe yolculuk..

Çeyizler ve geçmişe yolculuk..
 

Alıntı


Bazı kullanılmayan eşyalar vardır. Bembeyaz kolalı bohçalara sarar, hurçların içinde atıl yerlere kaldırırız.

Onları açmak, geçmişi hatırlamak istedim. Bu günle aramdaki köprüleri sağlamlaştırmak istedim belki de.. Kimbilir ? Belki ?

Çengelli iğnenin üzerinde ki kırmızı kurdele tam 20 yıllık. Yavaşça açmaya başladım. İçindekilerin yepyeni olmayacağı gerçeğini biliyor ama korkuyorum yinede.. Evet anneannemin kapıya gelen bohçacıdan aldığı rahibe işi masa örtüsü ve peçeteler. Kumaş sararmış ama ipliklerin rengi aynı..
Hani derler ya beden yaşlansada gözlerden tanınır insanlar .Aynen öyle..

Bir sürü sehpa örtüsü . Eli değen herkez rahmetli oldu. Danteller rulo rulo. Beyazlar kreme çalıyor artık. O motiflerin güzelliği. O göz nuru o verilen emek. Nerden bilebilirlerdi ki ben 29 yaşıma kadar evlenmeyeceğim.. Evlendikten sonra da kullanmayacağım. Ama olsun kız dünyaya geldimi çeyizi sandıkta olmalı... İçi lavanta dolu keseler.. Lifler.. Kenarlarına danteller dikilmiş havlular.. Şile bezinden çay takımları.. Beyaz iş yatak takımları 2 etek, bir uzun baş yastığı ve bir yatak , bir yorgan çarşafı.. Eskiden saten yorganlar çarşaflarla kaplanırdı. Bembeyaz , tertemiz, pırıl pırıl yorganlara sarılıp, kabartılmış döşeklere gömülüpte yattığım çocukluk günlerim geldi aklıma.. Sonra o uzun baş yastığı.. 2 kişinin aynı yastığa baş koyduğu günleri anımsadım. Şimdi olduğu gibi yastığını alanın yatağın öbür ucuna kaçmadığı evlilikler geldi aklıma aile büyüklerimden gördüğüm. Kanaviçeler , çin iğneleri , seccadeler, başörtüler, kumaşlar..

Hepsi duruyor.. Ama soluk, ama kullanılmamış oldukları için sararmış.. Güzel kokmuyor artık lavantalar.. Bir başka bohçaya uzandı elim. Açmak istemedim. Biliyorum içinde ne olduğunu..
Ama yüzleşmeliyim , ya silip atmalıyım kafamdan yada olduğu gibi kabul etmeliyim herşeyi. İçimde ukte kalan şeyleri hatırlayıp, yaşamadığım için "hayatta 2.sırada yer alan keşke(!) m den kurtulmalıyım... Gelinliğim.. Muare kumaştan, straplez, daracık , upuzun bir kuyruk ve upuzun bir duvak... Fransız dantelden küçük bir bolero üzerinde.. Kendi kendime seçtiğim bir gelinlik (!)
Tek başıma gittiğim kuaför geldi aklıma. Sadece duvak taktırdığım (!) Sonrası "ne o köylüler gibi" denilerek çektirilmeyen nikah fotoğrafımın olmadığını anımsadım.. Ve hep nedense içimi acıtan kına gecemin yapılmadığını hatırladım.. Hiç önemli değildi ki o zamanlar.. Alt tarafı istenmiyor, sevilmiyordum...İş hayatımda olduğu gibi zafer benimdi. Ben kazanmıştım savaşı..

Ya sonra ? Sonrası yok.. Bastırılmış duygularla ve özlemlerle geçen 20 yıl.. Susarak ve sabrederek..
Ama her yeni evlenirken "istemiyorum böyle lüzumsuz şeyler" diyenlere anılarımı anlatarak.

Hayatta yaşamadıklarımızın değerini yaşımız geçtikten sonra anlıyoruz. Hayatta herşeyin kariyer ve susmak olmadığını da..

Hepsini çamaşır torbasına koydum yıkanmak üzere.. Arınsınlar istiyorum üzerlerine çöken 20 yıllık tozlanmışlıktan.. Geçmişin tortuları suyla birlikte temizlensin. Ve kullanılmayan raflarda ki bohçalar artık ruhumu , beynimi yormasın.. Geçmiş yok artık.. Hüzün de..

Sevgilerimle.

Nur Zeynep

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..