- Kategori
- Siyaset
Check-balance…

Teşekkür ediyorum…
Bugün yazımın başına bir “Teşekkür” bölümü ekleyerek başlıyorum.
10 Ocak, Türkiye’de “Çalışan Gazeteciler” günü. Gün, 1961 anayasası ile verilen haklardan ötürü “Bayram” idi, 12 Mart 1971 de bazı haklar geri alınınca, adı “Gün” oldu.
Sayın Valimiz Orhan Düzgün, “Gün” nedeniyle Kayseri’deki “Çalışan gazeteciler” ile yemekli birliktelik istedi ve bu çerçevede şahsımı da davet ettiler.
Öncelikle davetleri için teşekkür ediyorum. Mesajın dışında Basın Yayın Müdürümüz Sevgili Fuat bey de ayrıca aradılar. Kendisine telefonda da belirttiğim gibi, yaklaşık on güncen bu yana orta seviyede enfeksiyon teşhisi ile evde tedavi ve istirahat ediyorum. Dolayısıyla bu güzel davete katılamadım. Sayın Valimize davetlerinden ve gazetecilere olan yakın ilgisi için teşekkür ediyor, saygılarımı iletiyorum.
Check-balance…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kara Harp Okulu ziyaretinde yaptığı konuşmasının bir yerinde: "Çok partili sistem; adil, serbest, düzgün seçimler; kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde herkesin yetki ve sorumluluklarının belli olması; bu düzen içerisinde 'check-balance' dediğimiz denge sistemlerinin olup bunların bir ahenk içerisinde yönetilmesidir" dedi…
Elbette bu sözün altına imza atarım, arzuladığımız sistemin en güzel tariflerinden biri.
Ancak bu konuşmanın eksiği, böylesi bir günde “check-balance” yani “…birimler ve yetkilerin…” uyum içerisinde çalışmasının sağlanması görevinin kime ait olduğunu belirtilmemesi. Daha doğru bir ifade ile “Açıkça ifade edilmemiş” olması.
Anayasamızın 104. Maddesinde, Cumhurbaşkanının görevleri şu şekilde özetlenir: “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.”
Aynı maddeye göre meclisi iptal etmek, bakanlar kuruluna başkanlık etmek bile var.
Maddenin başlangıcındaki “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır” ifadesi, güçler ayrılığı ilkesiyle görev yapan Yasama, yürütme ve yargı organların “…devletin başı…” sıfatıyla uyumlu çalışmalarını sağlamaktır.
Önümüzdeki tablo bana göre “Güçler ayrılığı” ilkesini göstermiyor.
O zaman şöyle diyebiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı, lütfen devletin balans ayarını kontrol ediniz, yalpa yapıyorsa ayarlayınız…
Osman Abiye söyle abi…
Bir telefon... Hal hatırdan sonra şöyle bir söyleşi geçiyor aramızda…
- Abi… Söyle Osman Abi(Çilsal)ye…
- Ne diyeceğim de, sen niye söylemiyorsun ki? Ben siyaseti bıraktım ve çekildim. Aday filan da değilim, senin anlayacağın bu konuda öküz öldü ortaklık bozuldu.
- Olsun Abi.. Senin dediğin etkili olur.
Dedi ve diyeceğini de dedi…
Özet şu: “Bıraksın Sezar’ı Brutus’u filan… Halk anlamaz öyle şeylerden. Şöyle desin; Allahın verdiği nimetleri mundar edenler… Süngüler haline getirdiğiniz mübarek camilerimizin minarelerinden o m…… ellerinizi ve a……… çekin…”
Elçiye zeval olmaz…
10 OCAK 2014
İBRAHİM PEKBAY