CHP, DP’ye “127 ton altın” bırakmıştı!..

Haber aynen şöyleydi: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; ‘Bunlara hazineyi doldurup da ellerine verin, inanın hemen arkasından hazine boşalır. Çünkü, geçmişleri böyle. Hep dolu aldılar, arkadan boşalttılar. Onun için de benim milletim bunu iyi biliyor. İyi bildiği için de milletim hiçbir zaman bu CHP zihniyetine, bu ülkede tek başına iktidar yolunu açmadı’ dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; ‘Biz dinsel milliyetçilik yapmayacağız. Bu ülkenin yüzde/ 99’u Müslüman denilir. Ama mezhebi olarak farklılıklar var: Sünnisi, Alevisi vesairesi, ama ülkemizde az da olsa Musevisi, Hristiyanı var, vesaire… Hepsinin de inancı bizim güvencemiz altındadır. Ayırım asla yapamayız. Böyle bir hakkımız yok. Bu güvence altında, biz bu ülkede bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Bu yola böyle girdik. Ve hiçbir Sünni’nin Alevi’ye, Alevi’nin de Sünni’ye tahakküm etmesi düşünülemez! Kimsenin böyle bir hakkı yok’ dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; ‘AK Parti’yi Hizbullah’la, herhangi bir terör örgütüyle ilişkilendirme gayreti içerisine girmek bir densizliktir, namertliktir! Benim partimi kimse bu tür örgütlerle ilişkilendiremez!’ dedi…” (23 Ocak 2011/ Milliyet Haber…) 

Sayın başbakanımıza bir şey diyen yok, bu kadar sinirlenip, bu kadar celallenmesi neyin nesi dersiniz? Ben bu haberden de bir şey anladıysam, Suudi Arabiyya’nın fukara bir ‘Arabı’ olayım!.. 

Bir kere, 1950 yılından beri CHP hiç tek başına ve sağ iktidarlar gibi iki, üç dönem süresince iktidar olamadı. Tek hatırladığımız ise; 1950 yılında CHP ve onun Genel Başkanı merhum İsmet İnönü’nün, DP’ye İktidarı devrederken; hazinedeki “127 ton altını” da devrettiklerini o günün büyüklerinden ve arşivlerden biliyoruz!.. İşte kendi sözleri ve yazıları: 

Tarih, 06 Temmuz 1958, İsmet İnönü’nün İstanbul - Kadıköy Konuşması: “…Biz 1950’de iktidarı DP’ye devrederken, hazinedeki 127 ton altını onlara teslim ettik…” (Bu açıklaması DP tarafından hiç yalanlanmamıştır… Bu altın ve döviz stoku da, II. Dünya Savaşı sırasında, her an savaşa girebiliriz endişesiyle biriktirilmiş, merhum İnönü bu parayı Genel Seçimlerde bile harcamamış, bu uğurda CHP iktidarını dahi bu yüzden kaybetmişti. Keşke tarihçilerin ve CHP’den o zaman ayrılan DP’lilerin apaçık bildiği bu gerçeği, halkımız da bilebilseydi…) 

Vehbi Koç: “CHP İktidarı görevi Demokrat Parti’ye devrederken, Merkez Bankası’nın 280 milyon dolar dövizini de devretmişti…” dedi. (Bu açıklaması da DP’liler tarafından hiç itiraz edilmedi…) 

Yazar Mehmet Arif Demirer de; “DP DÖNEMİ” adlı kitabında, merhum Menderes ve iktidarının, hazinedeki döviz ve altınları har vurup, harman savurduğunu, 1950 / 1960 dönemi belgeleriyle anlatıyordu… 

Hal böyle iken, sayın Başbakan Erdoğan ikide bir CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıp; “Bunlara hazineyi doldurup da teslim edin, inanın hemen arkasından boşaltırlar!.. Çünkü geçmişleri böyle. Hep dolu alıp, boş bıraktılar. Milletimiz de bunu bildiği için, bunları tek başına iktidara getirmiyor” diye neden diyor!? Bu ülkeyi zaten CHP kurmadı mı? CHP İktidarlarına kim bir hazine bırakmıştı, bilen var mı!? Kimin parasını alıp, kimin hazinesini boşaltacaktı ki? Haaa, sayın Başbakan eğer Atatürk ve İnönü’ye, Osmanlı Devleti hazinesi için suçlamaya kalkıştıysa, mesele başka tabii… Osmanlı’nın zati nesi kalmıştı da, hazinesi yeni Türkiye Cumhuriyeti’ne kalacaktı baylar!? Hazinede kalan bir miktar parayı da Padişah ve onun yurt dışına kaçan tayfası almamış mıydı? Türkiye Cumhuriyeti’ne de, bir sürü küflü Kapitülasyon borçları kalıp da, Kurucularımız bunları ödememişler miydi? Size bu yakın tarih bilgilerini hiç öğreten olmadı mı? 

Kitap okumadığınızı kendiniz söylemiştiniz efendim; ama biraz zaman ayırıp da bu tarihimizi okusanız ve biraz yakın tarihimiz gerçeklerinden feyz alsanız, kendiniz için çok iyi olacak gibi geliyor bize… 

Size en yakın gazeteciler tepki gösterince, eski Milli Görüşçü arkadaşlarınız sırtlarını dönünce, bazı milletvekilleriniz de istifa etmeye başlayınca, biraz sinirlendiniz ve gerildiniz galiba? Ama bu tür tarihi gerçekleri çarpıtarak, bu durumdan kurtulamazsınız ki; insan birçok sıkıntılarından sadece doğrularla kurtulabilir… 

Sakin KOŞAR.