Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '19

 
Kategori
Siyaset
 

CHP, FETÖ'nun Savunucusu mu?

Bloğuma başlamadan önce, geçtiğimiz gün, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun partisinin Grup Toplantısı'nda yaptıpı konuşmada, "FETÖ'nün siyasi ayağı nerede, bunu bilmeye ihtiyacımız var"  şeklindeki sorulu ifadesine değinmek istiyorum. 

Bu konuda -15'e yakın blog yazmış bir kşi olarak- düşüncem şudur: FETÖ'nün "uluslararası siyasi ayağı Amerika'da ve CIA'nın kontrolünde; ellerinin bazı parmakları, özellikle de "işaret parmağı" da Türkiye'de.

Kılıçdaroğlu'nun, 15 Temmuz gecesi, İstanbul  havalimanından tankların arasından rahatça geçirilmesinin bir anlamı yok mudur acaba?

*

2013 YILI...

15 Temmuz ABD Destekli Fethullaççı Darbe Girişimi'nden 3 Yıl Önce...

Amerika'daki temaslarını sürdüren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 3 Ararlık günü, Gülen Hareketi   temsilcileri   ile Washington'da yaptığı ve tartışma yaratan kahvaltı sonrasında, CHP Genel Başkanı Yradımcısı Faruk Loloğlu :

"Bunun doğru bir tavır, kucaklayıcı, birleştirici bir tavır olduğunu kabul etmemiz gerekir. Yani bir kısım vatandaşları 'Sen kötü düşünüyorsun' diye diye dışladığımızda bu olmaz(1), şeklinde bir açıklama yapmıştır.

*

2016 YILI...

15 Temmuz Fethullaççı Darbe Girişimi'nde 6-7 Ay Önce...

"Yılın sonu  değerlendirilmesinin yapıldığı" bir toplantıda bir gazeteci, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na şöyle bir soru soruyor: "Fethullah Gülen'le ilgili ne düşünüyorsunuz?"

Kılıçdaroğlu, bu soruya şu cevabı veriyor(2):

"Gülen hareketini en çok eleştiren biziz. Ama, eğer siz, 'benim gibi düşünmüyor diye onu yok edeceğim' derseniz, biz mazlumun yanında oluruz. Mazlumu savunmayacağız da kimi savunacağız? Kimse kusura bakmasın"...

Kılıçdaroğlu'nun, Fethullah Gülen içi "mazlum" yakıştırması yapmasını da anlamak pek mümkün değil. Fethullah Gülen'e kim "zulmetmiş" ki ona "mazlum" diyor?

Bunları ne zaman söylüyor?... Fethullaçı darbe girişiminden 6-7 ay önce...

Yani, Kılıçdaroğlu ve ekibi, anlaşılan, son zamanlara kadar "Fethullah Gülen'nin sinsi emellerini" anlamamış... Zaten, anlamış olsaydı, ona, savunulması gereken bir  "mazlum" demezdi...Yoksa der miydi?

Bu arada, Fethullah Gülen'in Pensilvanya'da kaldığı binanın kapısında, onunla görüşmek için sıra bekleyen 4 CHP'liyi de unutmamak gerekir. Kim bunlar?(3).

*

Kılıçdaroğlu, Kendisinin ya da Parti'nin, "Fethullah Hareketi" ya da "Paralel Yapı" ile İlgisi ve İlişkisi Olduğunu Söyleyenlere Kırmızı Kart gösterip Oyun Dışı Bırakıyor...

"Kimse kusura bakmasın" ama, CHP'nin, eski Fethullah Cemaati  ya da   Hareketi( şimdi  FETÖ), ile irtibatı  ya da  ilişkisinin(siz isterseniz "hoş gürüsü" deyin) bir şekilde hala devam ettiğini söylemek zorundayım(4):

- CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, "CHP'nin, Gülen Cemaati ile ittifak yaptığını söylediği için" partiden dışlanmadı mı

- Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum da, aynen Birgül Ayman Güler gibi, "Hem Kılıçdaroğlu'nun hem de yanındaki isimleri, Paralel Yapı ile yakın  olmakla eleştirdiği" için partiden ihraç edilmedi mi?

Bunların nedeni, bana göre, 2010 yılı Mayıs ayında, FETÖ üretimi ayıplı bir kasetle, istifa etmek zorunda kalan Deniz Baykal'ın bıraktığı CHP Genel Başkanlığı koltuğuna Kılıçdaroğlu'nun oturması ile, CHP'nin  FETÖ'nün ilgi alanına girmesidir.

*

15 Temmuz 2016

Fethullahçı  Darbe...

Bir Amerikan dolarını, hem "kimlik kartı" hem de, Fethullah tarafından "okunup üflenmiş bir muska" gibi ceplerinde taşıyan ve TSK içine yuvalanmış bir grup "Fethullahçı çürük elmalar", darbe yapmaya yeltenmişlerdi.

Darbe girişiminin başladığı geceden itibaren bazı Fethullah yanlıları, "ya darbe başarılı olursa" diye beklemeye başlamıştır; "darbe lehinde ya da aleyhinde" söz ve davranışlar içine girmekten çekinmişlerdir.

Bu arada,  CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, benzer bir tavır içinde bulunduğu söylenebilir; darbe girişiminin başladığı gecenin sabahına doğru, darbenin TSK içinde yuvalanmış bazı asker kişiler tarafından gerçekleştirdiği ortaya çıkınca bile başlangıçtaki tavrını değiştirmemiştir... Hatta aradan bir hafta geçmesine rağmen ve darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen'in olduğu kesin olarak belli olmasına rağmen...

Kılıçdaroğlu, darbe girişiminden 9 gün sonra(24 Temmuz) Taksim'de yaptığı, "Cumhuriyet ve Demokrasi" mitinginde bile tavrını değiştirmemiş ve aynı şekilde sürdürmüştür... Mitingte bol bol "cumhuriyetten ve demokrasiden" ve de "darbelerden" söz etmiş; ama bir kez olsun, darbenin girişimcisi olan Fethullah Gülen'in adını söylememiştir.

Bu arada, o zamana kadar, yani darbe girişiminden, Taksim Mitingine kadar geçen süre içinde, "darbeye direnirken can veren ve yaralanan "sivil ve asker" insanlarımızı bile hiç anmamış; onlara "Allah razı olsun" dememiş; şehit olanlar için "Allah'tan rahmet"; yaralılar için "şifa" dilememiştir.

Kılıçdaroğlu'nun, Taksim Mitingi'nde yaptığı konuşmanın en çok alkışlanan sözlerinden biri de, Kılıçdaroğlu'nun, "ölme ve yaralanma pahasına" darbecilere direnenlerle, darbecilerin aynı kefeye konarak yargılanmasını istemesidir.

Darbeye direnenler, darbecilere karşı, ne kadar sert davranmış olsalar bile, kendisini vurmak için silahını doğrultan darbeciye, "Buyur aslanım...Vur beni" demesi mi lazımdı acaba?

Öyle ya...Bunlar, Kılıçdaroğlu'nun "mazlumları" değil miydi?

Daha başlangıçta, "mazlumlaru savunmayacağız da kimi savunacağız? Kimse kusura bakmasın" dememiş miydi, Kılıçdaroğlu?...

*

15 Temmuz 2019

Yer:TBMM...Konu: "Demokrasi ve Milli Birlik Günü"nü Anma

Özel gündem ile toplanan TBMM'de, CHP adına konuşan Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, FETÖ Terör Örgütü ve önayak olduğu darbe aleyhine konuşması beklenirken, tam tersini yaptı ve adeta, "Fethullahçı darbenin hazırlayıcısının Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır" demeye getirdi.

Kürsüde, sanki Milletvekili Engin Özkoç konuşmuyor da, Fethullah Gülen'in doldurup gönderdiği bir ses bandı dinletiliyordu Meclise..

- CHP'li Erkoç'un, söyledikleri, Fethullah Gülen'in, "cemaat lideri görüntüsüne" ve ABD'nin parasal yardımları ile, Orta Asya, Rusya ve Balkanlardaki "okullaşma hareketine" hemem hemen bütün Türkiye'nin çoğu siyasetçinin ve de halkın sempati duyduğu zamanlarla ilgilidir.

- Bu zamanlar, "Fethullah Gülen Hareketi'ni savunan devlet ve hükümet yöneticileri ile bu hareketi demokrasinin içine sığdırarak, onunla el ele tutuşarak medyada pozlar veren; ondan ödüller alan Atatürkçü geçinen ve devletin saygın eğitim kurumlarında Atatürkçülük dersi verenlerin görüldüğü zamanlardır...

Bu zamanlar, Türkiye'de, Fethullah Gülen'e gösterilen "hoşgörünün" tavan yaptığı yıllardır.

- Bu zamanlar, AKP Hükümeti'nin ilk birkaç yılında da devam etmiştir...Fethullah Gülen'in sinsi emelleri ortaya çıkınca, AKP, Gülen Cemaati'ne karşı cephe almış ve bir başka deyişle, "Fethullah kokan safralarını boşaltarak", bu kamburdan kurtulma aşamasına geçmiştir. Arkasından, MHP de ayni şekilde, "milliyetçi yapısını" pisleyen bu safralardan kurtulma yolunu seçmiştir...

Ama, bu iki partinin boşalttığı safralar, uzun süre açıkta kalmamış, "17-25 Aralık sonrası, CHP ve Kılıçdaroğlu'nun FETÖ yapılanmasına verdiği destekle" kabul göreceği yere kapılanmıştır.

*

Son Günlerde, Kılıçdaroğlu'daki Söylem ve Tavır Değişikliği...

- Önce, 15 Temmuz Darbesi'ne "kontrollü" ve "tiyatro" diyen Kılıçdaroğlu, kim bilir belki de,  CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel ile anlaşarak ona, "15 Temmuz'a, bazı yerlerde, 'tiyatroydu' deniliyor, tiyatro miyatro değil, bal gibi kanlı bir darbe girişimiydi; rejime, Meclis'e, ülkeyi yönetenlere, demokrasiye kast ediyordu" şeklindeki sözleri söyletmiş olamaz mı?

Ben, Özgür Özel'in, Kılıçdaroğlu'ndan izin almadan bu sözleri söylediğine, kimse kusura bakmasın inanmam... O zaman, Özgür Özel'e, "şimdiye kadar neredeydin; uzayda mı yaşıyordun?" diye sorarım...Durum bellidir. Kılıçdaroğlu bu konuda, zaman zaman yaptığı gibi, "ikircikli" bir siyaset uyguluyor...

- Kılıçdaroğlu, bir yandan, toplumun tüm kesimlerine ve özellikle de muhafazakar kesimlere şirin görünmek için 15 Temmuz'u sahipleniyor gibi açıklamalar yapıyor; diğer yandan ise, Erdoğan'ı 15 Temmuz sonrası FETÖ ile yapılan mücadeleyi ve yeni sistemi hedefe oturtuyor(5): "Siyasi ayak tartışması yaparken 17-25 Aralık sonrası CHP ve Kılıçdaroğlu'nun FETÖ yapılanmasına verdiği desteği karartıyor"

Daha çok şeyler yazılabilir; ancak iki uyarı  ile bloğumu sonlandırmak istiyorum:

1. Fethullah'ın, "mazlum" olduğunu düşünerek, 15 Temmuz darbe girişimine karşı "DİRENMEK" yerine, "ne olur ne olmaz" diyerek yalnızca "İZLEMEKLE" yetinenler bir kez daha düşünsünler...

2. Siyaset çizgilerini Fethullah çizgisi ile kesiştiren kimi siyasetçiler, bürokratlar, aydınlar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlar, bu süreçte durdukları yerin doğruluğunu ya da yanlışlığını bir kez daha gözden geçirmelidirler..

SON SÖZ...

Özelde Kılıçdaroğlu, genelde CHP Yönetimi, uzun yıllardan beri sırtlarına ağrı veren "Fethullah kamburundan" kurtulma başarısını gösterebilirlerse, hem daha "dik yürürler", hem de uzun süredir izini kaybettikleri "Atatürk çizgisini bulurlar" ve partilerini öz kimliğine ulaştırırlar...

Bu durum, hem kendi partilerinin seçmenlerini memnun eder; hem de ülkenin, Atatürk sevdalısı diğer insanlarının da sempatisini toplar...

Söylemesi benden...

 

cdenizkent

  • ........................... :
  • (1) Hürriyet>Haberler>Dünya, 4 Aralık 2013
  • (2) EN SON HABER, 25 Ararlık 2015
  • (3) Mahmut Övür, "Pensilvanya'da  4 CHP'li", Sabah Gazetesi, 8 Eylül 2016
  • NOT: Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, köşesinde yazdığı 4 yazısında bu konuya eğinmiş ve bu 4 CHP'linin ismini vermiştirKılıçdaroğlu, konu ile ilgili olarak yazar hakkında dava açacağını söylemiş. Yazar da, buna karşılık, "sabırsızlıkla bekliyorum, ben de takip edeceğim" demiş... Sunucu bilmiyorum.
  • (4) cdenizkent, "CHP'de, Kılıçdaroğlu'na tavır koyanlara, 'kırmızı kart' gösteriliyor", Milliyet.com.tr> 5 Şubat 2016 (Blog, Fethullahçı darbeden 4 ay önce yazılmıştır)
  • (5) Burhanettin Duran, "15 Temmuz ruhu ve CHP taktiği", Sabah Gazetesi, 16 Temmuz 2019

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..