- Kategori
- Siyaset
CHP Beni Hiç Şaşırtmıyor

Ve yine CHP…
O bildik, o şaşkın siyaset alışkanlıklarına dair söylemleri ile gündeme oturdu. Oysa daha yakın zamana kadar bir nebze de olsa bir umut ışığı saçmıştı umutsuzlara… Daha yakın zamanda bir şeylerin değişeceğine dair bir intibaı bırakmıştı umutsuz kitlelerin zihninde. Ve en nihayetinde yine berbat olan bir çuval incir… Bir tarafta Hurşit Güneş, bir tarafta Süheyl Batum… Devletin kadim partisi olmak kolay olmasa gerek. On beş yıllık değişim ve dönüşüm sürecini kolayına olmasa da sindirip, şimdilerde hızlı bir terse dönüş yapmak çok da kolay olmasa gerek. Biliyorum… Bizler çok iyimser bakıyoruz CHP’ye. Oysa CHP, Deniz Baykal döneminde, aslına rücû etmişti. Bürokratik devlet aygıtının kadim partisi olmuş ve 1970’li yılların iş, ekmek, özgürlük şiarını kenarlara atmıştı. Oysa şaşırmamak gerektiğini daha öncelerinde çok defa yazmış, söylemiştik. CHP sırtını bürokrasiye dayayarak yürümeye çalışan, ayakta kalma çabası veren bir parti. Oysa zaman başka zaman, devir ters yüz olmuş bir devir. Bu zamanın ruhunu yakalayamayan bir siyasal partinin hazin haline tanık oluyoruz her dem. Ve dikkat buyurunuz, son dönemlerde siz hiç CHP’nin ağzına Sosyal Demokrasi kavramını aldığına tanık oldunuz mu? Kimi CHP’lilerin mırıltısını duyar gibiyim. Sanırım diyorlar ki bana “Senin haberin mi var?” Doğru, CHP’nin dışında olan şahsım için maalesef Sosyal Demokrasi adına bir şeyler söylüyor olsa da CHP, ben duyamıyorum. Yüksek perdeden bir dillendirmeye hiç mi ihtiyaç yok acaba? Korkmayın… Sesinizi yüksek perdeden çıkarın… Tabanınız bizi terkeyler korkusuna kapılmadan… İnatla, dirençle… Zira şu zamanın ruhunda daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük talebine ihtiyaç ortadayken…
Evet işte…
Daha fazla demokrasi talebi, daha fazla özgürlük talebi… Bu iki biricik talebi de göremiyor, okuyamıyorsa CHP… Demokratik katılım kanallarının genişletilmesine dair talepleri görmemek için halen direniyorsa CHP… Ve halen parti üst yönetiminde etiketi Genel Başkan Yardımcısı olan şahsiyetlerin kendi kişisel egoları ve talepleri öne çıkıyorsa ve şu zamanın tam da orta yerinde halen askeri vesayete çanak tutan abuk söylemler ile gündeme oturabiliyorsa CHP…. Bencileyin boş vermek yerinde olur CHP’yi… Hoş, bir CHP sempatizanı olmasam da CHP’yi önemseyenlerdenim. CHP’yi önemsiyorum, zira sol siyaset kulvarının önünde ciddi bir tıkanıklık yaratmış olmasından dolayı rahatsızım. Sol adına minicikte olsa bir söylem dahi geliştiremeyen CHP’yi sol da tariflendirmek gülünç olsa da, bu durum bizim en yalın, en katışıksız halimiz işte.
Bu hali ile CHP’nin bu seçimden de kuvvetle muhtemel ki, iktidar olabilme, iktidara ortak olabilme şansı yok. Söylemleri ve siyasetinin para etmediğini görüp, o eski alışkanlıklarından vazgeçerek yüzünü halka dönük siyasete çevirecek, ya da bürokrasinin çukuruna saplanıp, yok olup gidecek.
Sonra ne mi olur?
CHP’nin yok olması, marjinal hale düşmesi sol adına hayırlara vesile olur.