Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '12

 
Kategori
Siyaset
 

CHP Grubu toplu olarak suç işledi!

CHP Grubu toplu olarak suç işledi!
 

 Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 9 Kasım 2011’de Silivri’deki cezaevinin önünde ne söylemişti?

“Tutuklu bulunan milletvekilleri, parlamentoya gelip yeminlerini ederek, Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde öngörülen kurallar içinde görevlerini yapmak istiyorlar. Ama bu görevler maalesef bazı yargıçlar tarafından engelleniyor. Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Çünkü yargıç, vicdanıyla hareket eden kişi demektir. İktidara muhalif olmanın bedeli, 21’inci yüzyılın Türkiyesi’nde Silivri’de toplama kampında olmaktır.”

Bu sözlere çok içerleyen Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ‘adil yargılamayı etkilemek suçundan’ 6 yıla kadar hapis istemli soruşturma başlattı ve dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyen fezlekeyi Adalet Bakanlığına gönderdi.

Yani yargının işleyişini ve kararlarını kimse eleştiremez dedi.

Oysa bu güne kadar yargının verdiği kararları kimler eleştirmedi ki; şöyle bir araştırma yaptım. Yaptığım araştırmanın bir kısmını sizlerle paylaşacağım.

İşte yargıyı ve kararlarını eleştirenlerden bir kesit:

Uluslararası Af Örgütü’nün, 7 Ocak 2006’da yaptığı eleştirileri içinde topladığı “Gerçekleşmeyen ve Geciken Adalet” başlıklı raporunda şöyle diyor.

Terör sanıkları geçmişte, devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanıyorlardı. Şimdi yerini özel ağır ceza mahkemeleri aldı. DGM’lerin yerini alan bu mahkemeler de, hukuku zedeleyen uygulamaları değiştirmedi. Yargıçların tutumları, keyfi kararlar, mahkemelerde kanıtların değerlendirilmesinde sorunlu yaklaşılması temel tespitlerimiz. Özel ağır ceza mahkemelerinin işleyişlerine ilişkin çok yaygın bir hoşnutsuzluk bulunduğunu saptadık. Bu hoşnutsuzlukların başında, mahkemelerin sanıklar ve tanıklardan yasa dışı yollarla elde edilen ifadeleri, dikkate almadan reddetmeleri gerekirken kararlarında esas alması geliyor.”

Görüldüğü gibiUluslararası Af Örgütü Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerini bir güzel haşlıyor!

Sayın Başbakanı, 20 Ocak 2011’deki TÜSİAD toplantısında ne söylemişti?

 “Terör örgütü mensupları serbest bırakılırken, kimi dosyalar jet hızı ile karara bağlanıyor. Benim dosyam 24 saatte Ankara’ya getirildi, hemen karar verildi ve seçime girmem engellendi. Demek ki yapabiliyorsunuz. Onları yaparken bayağı mahirsiniz de şimdi niye değilsiniz? Özelleştirmelerin karara bağlanması yıllarca sürerken, Sağlık Bakanlığı’nın Tam Gün Yasası ile ilgili bir günde iptal kararı verebiliyor. Dün Danıştay ALES’le ilgili bir karar aldı. Karar hukuksuzdur, kanunsuzdur. Yargının siyasallaşması işte budur.”

Mahkemeler dedelerden emir alıyor sözü hala kulaklarda çınlıyor! Ya AKP’yi kapatma davası sırasında söylenen ve savcıları yerden yere vuran açıklamalar? Örneğin; bunlar “Google” savcıları gibi…

Daha bitmedi. Yargılamayı eleştirenler sadece Başbakan veya Uluslar arası Af Örgütü ile sınırlı değil. Yargının bile yargıyı eleştirdiğine tanık oluyoruz.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, 2 Şubat 2011’de yargı için ne diyordu?

“Tıkanmış, hantal, işlemeyen, çağdışı bir yargı sistemi ile geleceğe umutla yürüme imkânı kalmamıştır.
Yıllardır yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı örtüsü altında yüksek yargının içine düşürüldüğü durumu kimsenin savunacak mecali yoktur. Yargı gücünü vesayete dönüştürerek, bunu yargı bağımsızlığıyla meşrulaştırmaya çalışmanın hukuk devletinde yeri olamaz.”

Ya Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Başkanı Ümit Boyner ne demişti?

Derneğin 9 Aralık 2011 tarihinde toplanan Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda yargı ile ilgili söylediği sözcükler şöyle:

“Yıllarca süren tutukluluk sürelerinin infaza dönüşmesi ve uluslararası kuruluşların dahi sahip çıktığı gazetecilerin hapiste olması vicdanen büyük rahatsızlık yaratıyor. İddianameler, somut kanıttan çok demokratik hukuk devletlerinde örneği görülmeyen gizli tanıklık ifadelerine yaslanarak hazırlanıyor. Sanıkların özel hayatları telefon kayıtlarından sızdırılıyor. Bu; ‘vaka-i adiye’den sayılıyor... Küçücük bir kız çocuğuna insafsızca tecavüz edenler ‘rıza’ ve iyi hal öne sürülerek en düşük cezalarla neredeyse mükâfatlandırılıyor. Farklı kaynaklara göre 281 ile 500 arasında öğrencinin aylarını hatta yıllarını hapishanelerde tutuklu olarak geçirmesi bizde geçmişe yolculuk duygusu uyandırıyor.”

Bu kadar ağır eleştiriye uğrayan yargı, eleştirenlerin haklılığı karşısında mı bu güne kadar her hangi bir soruşturma açmamıştır?

Veya şöyle soralım: Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirileri daha mı ağır? Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP üzerinden muhalefete ‘aba altından sopa mı gösteriliyor?

Dünkü CHP grup toplantısını izledim ve orada çok büyük bir suçun(!) işlendiğine tanıklık ettim. CHP grubu ve grup toplantısını izlemeye gelenler, maalesef suça(!) toplu olarak iştirak ettiler!

CHP grup toplantısına katılanlar, hep bir ağızdan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9 Kasım 2011 tarihinde Silivri’de söylediği kelimeleri tekrar edip, savcılara davetiye(!) gönderdiler.

Bu savcıların işi gerçekten çok zor! Yakında diğer partilerde muhalefete başlarsa, ülkenin yarısından fazlası hakkında soruşturma açmak zorunda kalacaklar!

O zaman bu devleti kim savunacak?

Savcılar, muhalefet hakkında soruşturma açmaktan, fezleke hazırlamaktan kendi asli görevlerini yapamaz duruma gelmeyecekler mi?

‘İleri demokrasi’lerde böyle vakalar olur mu diyorsunuz?

Ne diyelim…

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..