- Kategori
- Siyaset
CHP iktidar olmak istiyor mu?
22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri, gerçekten seçmen açısından Cumhuriyet tarihimizin en zor seçimi olacak. Gönül rahatlığı ile bir partiye oy verenlerin sayısı, seçimlere katılanların belki de onda birine eşit olacak. Bir de yaz tatilini bölerek oy kullanmayı ya da tatiline devam ederek yan gelip yatmayı tercih etmek zorunda kalacak olan birçok insanı düşünecek olursak. Zor bir seçim olacak hem de çok zor.
Arada denemeler olsa da 1946 genel seçimlerine kadar Türkiye’de tek partili seçim dönemi yaşanmıştır. 1946’ya kadar tek partili dönemde seçenek zaten belliydi. 1946’dan sonra ise bir müddet CHP tepkisi ile DP’ye oylar aksa da, 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra herkesin kendini bulduğu bir partinin siyaset arenasında olması ile kime oy vereceğim diye bir sıkıntı yine olmadı. CHP, AP, MSP ve MHP o dönem içinde seçmenlerin ihtiyaçlarını karşılar niteliktelerdi.12 Eylül 1980 Harekatından sonra ise, eskilerin kavga-gürültüsünden bıkmış seçmenler, siyasette yeni yüzler ve denenmemişleri aradı bir müddet. Sonra birer dönem yine eski kurtları başa getirerek değişiklik var mı acaba diye baktılar. Baktılar ve gördüler ki hamam da aynı tas da, yine yeni yüzlere yöneldiler. Ama şimdi ne olacak? Yüzler eskidi ama, eskinin yerine yeni ve umut vadeden bir yüz henüz kendini göstermedi.
Mevcut hükümeti içimize sindiremiyoruz, dağlarda, taşlarda, yollarda yürüyüşler yapıyoruz ama, işte beni temsil edecek parti dediğimiz bir parti henüz yok. Şu anda insanlar güven verecek bir partiye, bir lidere öyle aç ki, Deniz Baykal birazcık kurtarıcı rolüne bürünse arkasından milyonlar gelecek ama, tık yok.
Süleyman Demirel’in üzerinde kalmış, söylenip söylenmediği ve doğruluğu tartışılır bir söz dolaşır eskiden kalma. Efendim, Baba’nın şaşalı dönemlerinin birinde ve bir seçim arifesinde, “Süleyman Bey, Isparta’dan kimleri aday göstereceksiniz? Bunların hepsini meclise taşıyabilecek misiniz?” sorusuna karşılık Baba, “Isparta’dan odunu aday göstersem seçilir” cevabını vermiş. CHP’nin şu andaki durumu tıpatıp aynı. Ama gelin görün ki, CHP o kadar pasif, galesiz, itici hareketler ve söylemlerde bulunuyor ki, gerçekten iktidar olmak istediklerinden şahsen ben şüpheliyim. Ve işin acı tarafı, ben bu düşüncemde yalnız değilim. Genel kanı bu yönde ve CHP eğer iktidar olmak istiyorsa, şu andaki gibi bir ortamı 100 yıl arasa bulamaz.
Haliyle insanlar bir arayış içinde ve tarihin en zor seçimine yürümektedirler. Böyle bir ortamda, halkın beklentilerine yönelik küçük bir adım atan, seçimlerde diğerlerine fark atabilir. Ve böyle bir havada yapılan seçimlerin sonucu, bir öncekinden daha vahim olabilir. Mevcut tehlikeyi bu kapıdan çıkardım derken, diğer kapıdan yeni bir tehlike içeriye sızabilir.Ve Can Dündar'ın dediği gibi, kriz bitmemiş, sadece ertelenmiş olacaktır. Bugün MHP’nin 2. parti olma olasılığı var ve gerçekleşmesi süpriz sayılmayacak. Bugün ne olduğunu çok iyi bildiğimiz Cem Uzan’ın barajı geçme olasılığı var ve meclise girerse belki de ikinci bir Fadıl Akgündüz olayı yaşanacak. Ve asıl önemli nokta, bu olasılıkların gerçekleşmesi halinde tek sorumlu CHP’nin kendisi olacaktır ve Baykal'ın siyaset hayatı da kara bir leke ile sonlanacaktır. Daha sonraki gazete manşetleri ve kitaplarda yazacak olanları ben size söyleyeyim. "Krizlerin adamı Deniz Baykal. Türk siyaset tarihinde tek bir hayırlı haber ile yer almamış bir siyaset adamı."
Böylesine tehlikeli bir dönemeçte, birilerinin elini taşın altına sokarak kendini göstermesi gerekmektedir. Ama o birileri, hala inatla başka birileri ile ağız dalaşına giriyor, kavga ediyor, milleti ürkütüyorsa, artık siyasetten çekilmelidir. Sayın Baykal, sen bırak şu anda hükümet ile uğraşmayı da yüzünü halka dön, onlara en azından duymak istediklerini söyle. Ama lütfen tatlı dille, güler yüzle. Şimdilik insanlara bu da yeter. Eğer kılını kıpırdatmayacaksan bu seçimlerin hiçbir anlamı yok, mevcut durum değişmeyecektir.