- Kategori
- Edebiyat
Cibranî-4 (Akîl)
Akıl hastanesinden kaçmayı başarmış iki deli, şehre inmiş. Bir lokantaya gidip güzelce yemiş, bir mağazaya gidip güzelce giyinmişler. Meydandaki kafenin, caddeyi gören en güzel yerine kurulmuşlar. Tabi bunları başhekimin çekmecesinden çaldıkları parayla yapmışlar.
Karşı masada önce iki adamın tartışmasına şahit olmuşlar, adamlar öyle hararetli tartışmışlar ki sonunda biri diğerinin boğazına yapışmış yere devirmiş. Kafedekilerin bir kısmı saldıran, diğer kısmı saldırıya maruz kalan lehinde konuşarak bu manzarayı seyretmekdeymiş, garsonlar gelip ayırmayı akıl etmiş. Adamlar kafeden sepetlenmiş.
Delilerden sarı saçlı olanı yan masadaki adama neden kavga ettiler diye sormuş. Çünkü deliler o sırada caddede gelip geçen insanları seyredip bizden ne farkları var ki diye birbirleriyle konuşuyormuş. Adam kavganın sebebini söyleyip saldıran adama hak vererek demiş; “partisine küfretti”
Deliler bir anlam verememiş, tüm gün şehri gezip durmuş, akşam bir otele kayıt olmuş. Akşam yemeğini yerken otel lokantasında bir gurup kadın televizyonu açtırıp bir diziyi pür dikkat izlemekte, oyuncu kadın ve adamlara hiç duymayacakları akıllar vermekteymiş.
Delilerden esmer olanı da diziyi bir süre izleyip sarışın olana demiş: Aşk mı? Bu mu aşk? İnsanlara seks-i memnu’yu aşk diye satıyorlar. Tımarhanedekilerin mi aşk anlayışı değişti, dışındakilerin mi?
Salon değiştirip erkeklerin tarih dizisi açtıklarına şahit olmuşlar. Adamlar pürdikkat izlemekteymiş. Esmer deli diğerine “yanı başlarında tarih yazılıyor, insanlar pasif kılınmış tarih seyrediyor!” demiş.
Sarışın olan da yan masalarda uzun süredir seyrettiği insanları işaret edip; teknoloji çağı mı, bu mu demiş? Ben tımarhaneye düşmeden önce mail atardım, hiçbir yere de geç kalmazdım. Ben beni tanıyanlarla yüz yüze konuşur bundan tad alırdım. Teknoloji değil, sanal zevzeklikler çağı. Esmer olansa “hayır hayır” demiş. Sanal nispet çağı. Görmedin mi adam aldığı hediyeyi fotoğraflamış bir de fiyatını yazmış..”
Deliler sonra odalarına çıkıp derin bir uykuya dalmışlar. Ertesi gün, buradan ayrılalım bizi tanırlar deyip, yakındaki tatil köyüne gitme kararı almışlar. Bunun için her şeyi aldıktan sonra sarışın olan deli, benim tenim çok hassas güneş gözlüğü alalım demiş .Esmer olan da kabul etmiş. Gözlükçünün içerisine girip sarışın delinin en beğendiği gözlüğü almışlar. Bu sırada bir kadın bir gözlük beğenmiş ama satıcıya bunun kay-bam marka olanı yok mu demiş. Satıcı kay-bam rafını göstermiş, kadın da markanın en belirgin hâkedilmiş olanını seçmiş, esmer deli kadın denerken beğenmediğini yüzünden anlamış ama satın almasına şaşmış.
Deliler tatil köyüne gitmek üzereyken yakalanmışlar. Esmer deli sevinememiş ama sarışın deli çok sevinmiş. O gece deliler bu iki delinin etrafında toplanıvermiş. Hepsi delileri dinlemiş. Delinin biri “insanlar aklını kaçırmış” demiş. Diğerleri de sükunetle kabul etmiş.
İtiraz etmiş zır deli “İnsanlar akılarını kaçırmamışlar, akılları varmış gibi yapıyorlar” demiş.