Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

04 Nisan '19

 
Kategori
Edebiyat
 

Cibranî-5 (Sınav)

Ortaçağın sonlarında bir Cenova limanının bitiş noktasında kaçık oluşuyla ün salmış bir adam hiç de ünlendiği gibi kaçık olmayıp tek katlı evinde tüm zamanını  geçirir pek seyrek olarak dışarıya çıkarmış. Önceleri simya ile uğraşan ve gelip giden yolcular, kaptan ve mürettebatlar sayesinde bilinen dünyanın her yerinden ilimdeki yorumları buluşları edinir, kendi de düşünür bir keşif yapmayı düşlermiş.

Bir gün tüm bu uğraşlarını bırakıp tüm insanlarla ilişkilerini kesmiş ve evinden çıkmaz olmuş. Görenler bu haline şaşırıyormuş ama o kimseye bir şey demiyormuş. İnsanlar da ilimle fazla kafa yorduğunu fakat istediğini alamadığından bu hale geldiğini düşünüyormuş. Ama o kimseyle konuşmayıp kimseye de bir şey demiyor neler söylediklerini de umursamıyormuş.

Hakikaten de kaçık büyük bir hayal kırıklığı yaşıyormuş ama onun derdi başkaymış, bambaşkaymış. O bir gün kendi başına bir gece felsefe taşını yapmayı başarmış. Düzinelerce altını olmuş, uzunca süre yaşamış. Bir süre kıtayı gezmiş dolaşmış, iyice bakmış. Ama bu durumda bir doyuruculuk bulamamış. Felsefe taşını parçalamış, altını denizlere atmış ve kimseye de sırrını anlatmamış. Lakin ölüm de uzun süre ona yaklaşmamış. Kaçık bundan muzdarip olup susup ölümü beklemeye başlamış.

Bir gün bir manastır öğrencisi kaçığa gelmiş; eskiden ilimle uğraşırken neden bıraktığını merak ettiğini, onun sınavının ilimle olduğunu, her sınavda başarı kadar başarısızlıkta olduğunu söylemiş kendince bilge bilge konuşmuş. Ne yaparsın artık diye sormuş

Kaçık denize bakarak cevap vermiş; “SINAV olduğuna inanmak istemediğim bu DERS’in bitmesini bekliyorum” demiş.

 
Toplam blog
: 231
: 52
Kayıt tarihi
: 04.10.17
 
 

Gelmiş, gider. Görür, seyreyler, anlam çıkarır. Yazdıkları kalbinden taşanlar aklından uçuşanlard..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara