Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '09

 
Kategori
Tarih
 

Çılgın Deneylerden Bir Buket

Çılgın Deneylerden Bir Buket
 

"Düşmanın karınca ise sen fil san" Türk Atasözü


İnsanoğlunun delilik sınırını aştığı çok olmuştur elbette bilmeyerek. Ama ya bilerek, isteyerek, planlayarak ve bilimsel deney adı altında yapılanlar?

Akla hayale gelmeyecek deneyler yapılmış günümüze dek ve hala da devam edenleri var. Bir kısmı olumlu sonuçlar vererek bilim tarihinde yerini almış elbet ama ya sonuç vermediği gibi deneklerinde olumsuzluklara neden olanlara ne demeli?

Örneğin; LSD maddesinin deliliğe neden olup olmadığını belirlemek isteyen 2 psikiyatris 1962'de Oklohama'daki Lincoln hayvanat bahçesindeki Tusco adlı erkek file, 3 bin insanı etkileyebilecek doz LSD enjekt etmişler. Tahmin edebileceğiniz gibi Tusco sizlere ömür hem de bir kaç dakika içinde.

Gerçi yaşadığımız yüzyılda yapılan çılgınlıkların yanında belki oldukça mahsum gelebiliyor kulaklara, zira Amerika'nın bırakın bilimi sadece bireysel çıkarları uğruna Irak'ı vurması, Çinlilerin Uygur Türklerine yaptıkları, Filistin halkının çektikleri, Örgüt üyelerinin Mehmetciklerimize kurdukları hain pusuları bence de çok vahşice. Ancak şunu unutmayalım ki BİLİM adına yapılan deneyler söz konusu olduğunda daha mantıklı, daha insancıl, daha zararsız olması bekleniyor yalnızca.

Tanınmış İngiliz Bilim Dergisi NEW SCIENTIST, dünyanın bu güne kadar tanık olduğu en aptal 10 deneyin listesini yayınladı. Okuduğumda tepki veremedim bazılarına.

Örneğin; 1960 yılında ABD hava kuvvetlerinde görevli bir kargo uçağına bindirilen 10 askere uçak 5 bin feete çıktığında motor arızasından dolayı zorunlu olarak okyanusa iniş yapmak durumunda oldukları bildirilir ve kendilerine bir form verilerek dikkatli bir şekilde bu formları doldurmaları söylenir. Böylece kendilerine bir şey olması durumunda ailelerine maddi destekte bulunulacağını bildirirler. Oysa askerler ölüm korkusu içinde formları doldururken korkunç bir deneyin içinde olduklarından habersizdir. Amaç denek askerlerin ölüm korkusu duydukları zaman dilimindeki stressin algılama yeteneğini etkileyip etkilemediğini tespit etmektir. Ne kadar KORKUNÇ değil mi? Yaşayan bir insana ölüm korkusunu yaşatmak hem de pisi pisine... Sonuç mu? Tabii ki imla hataları ile dolu formlar. Demek ki neymiş, ölüm korkusu altındayken oluşan stress insan algısını etkilermiş. Yani deney BAŞARI ile sonuçlanmış. Peki ya o 10 askerin psikolojisi, üyesi olduğu kuruma duyduğu saygı. ? Belki de bir daha asla uçağa binememişlerdir kim bilir?

Bir de hoşuma giden bir deneyi paylaşmak istedim sizlerle:
1942 yılında yine ABD'li bir psikolog tırnak yeme alışkanlığı oaln bir grup çocuğu gözlem altına alır. Çocukaların karanlık bir odada yatmalarını sağlar ve onlara uykularında kısık sesle "Tırnaklarımın tadı korkunç" cümlesinin kayıtlı olduğu ses kaydını gece boyunca dinletir. Sonuç: Çocukların % 40 ı tırnak yeme alışkanlığını bırakır. Demek ki neymiş Uykuda öğrenme mümkünmüş. Ne kadar da hayırlı bir deney olmuş değil mi?

Bu yazdıklarım sadece bir kaçı. Okuduklarımdan aklımda kalan belli başlıcası. Ama listenin tamamında oldukça ilginç veriler var.

Liste böyle uzar gider. Orjinal metni okumak isterseniz New Scientist dergisi arşivine bir göz atmanızı öneririm.

Demek ki neymiş; İnsan çılgınlığını sonu yokmuş....

Pınar Yeşiltay SEVİM
Temmuz 2009
 
Toplam blog
: 65
: 1800
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Biricik Sudelina'sının annesi, kitaplar ülkesinin sarışın prensesi, kocasının bir tanesi, İzmir/K..