Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '11

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Çılgın projeler ve cambaza bakmak

Çılgın projeler ve cambaza bakmak
 

Bir ülke düşünün:

En yüksek gelir adaletsizliği yaşanan ülkeler arasındadır.

OECD ülkeleri arasında en düşük istihdam oranına sahip ülke konumunda bulunmaktadır

İşsizlik ve yoksullukta ilk sıralarda gelmektedir.

Çocuk eğitimine en az parayı harcamaktadır.

Nüfus artış oranı en yüksek ülkelerden biridir.

Ortalama ömür tüm OECD ülkelerinden daha kısadır.

Bebek ölümlerinde ise durum tam anlamıyla faciadır.

http://ekonomi.milliyet.com.tr/erdogan-in-bu-rapordan-haberi-var-mi-/ekonomi/ekonomidetay/15.04.2011/1378013/default.htm

Bir ülke düşünün;

Uygulanan hatalı tarım politikaları sonucu küçümsenmeyecek ölçüde tarım alanı üretim dışı kalmıştır.

Birçok fabrika kapısına kilit vurmuştur.

Başkent Ankara’nın en büyük caddelerinde bile birçok dükkân kapanmıştır.

Çiftçi, işçi, memur, tüccar ve sanayici büyük borç yükü altındadır.

Ülke bölünmenin eşiğine gelmiştir. Bölücüler meydanlarda rahatça nutuk atarken, sokaklarda malımıza canımıza zarar verirken, öğrenciler, işçiler, köylüler acımasızca susturulmaya çalışılmaktadır. Karşı çıkanlar Ergenekon zindanında tutulmaktadır. Nedense Deniz Feneri davasından ses çıkmamaktadır.

Adalete, Yüksek seçim kuruluna ve ÖSYM’ye bile güven günden güne azalmaktadır. Yıpratılmaya çalışılan Ordumuza güvenimiz daha da artmaktadır.

Bu arada arap dünyası alev alev yakılmakta ve yıkılmaktadır. Birleşmiş Miletler bile olaylara seyirci kalmaktadır. Ülkemize de sıra geliyor korkusu hepimizi sarmaktadır.

Söyleyin;

Bu tablo karşısında niçin çılgın projelere ihtiyaç duyuyoruz.

1980 sonrasından bugüne kadar yeteri kadar çılgınlık yapmadık mı?

Dünyadaki küresel oyuncuların etkisi ile ülkemize yeteri kadar zarar vermedik mi?

Ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasi geleceğini yeteri kadar sıkıntıya sokmadık mı?

Ülkemizi yeteri kadar yıpratmadık mı? Daha ne olmasını bekliyoruz.

Ne kadar sanayileştik desek de, ne kadar görmek istemesek de hala kaynaklarımızın büyük bir kısmı tarım sektöründedir.

Ne kadar gözardı etsek de geleneksel tarım ürünleri dışa bağımlı olmadan elde ettiğimiz en büyük ihracat gelirimizdir.

Geldiğimiz noktada iktidar gücümüzle her şeyi tozpembe gösterebiliriz. Her ne kadar birçok veri ve anket yayınlansa da ülkenin köyleri şehirleri caddeleri ve sokakları gerçekleri göstermektedir. Nitekim işsizlik ve yoksulluk artmıştır.

Her ne kadar TUİK verilerinde enflasyon düştü dense de akaryakıt fiyatlarındaki artışlar ortadadır. Milli gelirimiz arttı dense de cebimizdeki para meydandadır. İnsanımız için milli gelir cebine giren paradır.

Bugüne kadar ülkemizde yaşanan olaylar ve gelinen süreç artık çılgınlıklara son vermemiz gerektiğini göstermektedir. Ülkemiz seçime giderken iktidarıyla, muhalefeti ile yolun sonuna gelindiği görülmelidir.

Eğer bir çılgın proje istiyorsak, eğer gerçek bir açılım istiyorsak,

Ülkeyi birleştiren, bütünleştiren bir politikalar izlenmelidir. Öncelikle seçim meydanlarında kötü ve yıpratıcı konuşmalar yerine birleştirici konuşmalar yapılmalı, bugün ülkenin yaşadığı sorunlara çözüm aranmalıdır. Ülkenin öz kaynaklarına güvenilmeli ve değerlendirilmelidir. Baskı altındaki medyanın sahte övgülerinden çok muhalif seslerin uyarıları ve tarladaki, işyerindeki, fabrikadaki ve sokaktaki insanın taleplerine kulak verilmelidir.

Tarıma önem verilmelidir. Tarımın sorunları çözülmeden ülkenin sorunlarının çözülmeyeceği bilinmelidir. Ekonomide kamu ve kooperatif yatırımlarının payı artırılmalı, piyasalar özel sektörün insafına bırakılmamalıdır

Açlık ve yoksullukla mücadelede insanları rencide eden ve siyasi gösteri haline gelen yöntemler yerine insanların iş sahibi olmasını öngören projeler üretilmelidir. Yoksulluğun ağırlıklı görüldüğü doğu ve güneydoğuda devlete ait fabrikalar açılmalıdır. Kooperatiflerin yatırımları desteklenmelidir. Hayvancılığımız yeniden canlandırılmalıdır. Doğal kaynaklarımız değerlendirilmelidir.

İthalata dayalı bir ihracat yapan bir ülke olmaktan çok ülke kaynaklarını değerlendiren gıda güvenliğini ve güvenilirliğini sağlamış, sürdürülebilir bir kalkınma ve üretim çizgisini yakalamış bir ülke olma hedeflenmelidir. Tüketen değil üreten bir ülke olunmalıdır.

İşsizlik ve yoksulluğun kol gezdiği ülkemizde, Lütfen bizleri koyun, kendinizi çok akıllı sanmayınız, güneşi balçıkla sıvamaya çalışmayınız. Ülkemizin her geçen gün borç batağına girdiği, güvenliğini kaybetmeye başladığı bir dönemde insanlarımızı cambaza bak dercesine ile günü unutturup çılgın projelerle aldatmayınız.

Türkiye’nin sadece İstanbul’dan ibaret olmadığı bilinmelidir. Bu ülkede başka insanların, başka şehirlerin de olduğu gözardı edilmemelidir. Ülkemiz işgal edildiğinde ilk iş olarak İstanbul’un hedef alındığı ve kolayca işgal edildiği unutmamalıdır.

Bindiğimiz dalı kestiğimizin artık farkına varılmalıdır.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..