Çilingir

Aşk iki kişilik değildir, her ne kadar iki kişi aktif görünse de. Asıl pasif görünümlü aktif karakterlerdir aşkın gidişATını şaha kaldıran. Özellikle kadınların ak sakallı dede misyonu üstlenen ve ilişkinin geleceği hakkında fikirler veren kahinleri vardır. Bunlar kız kardeş , kuzen, yakın arkadaş, komşu kızı, veya anne olabilir. Bu insanlar genelde tecrübeli, fikirlerine ve bilgisine güvenilir kişiler olarak bilinirler. Dolayısıyla aşk yaşayan her erkek aslında aynı anda iki kadınla birden sevgili olduğundan kafası karışır ve kadınları hayatı boyunca anlayamadığını düşünür. Örnek mi:

 

İlk buluşmada erkek kadının elini tutar. Kadın da bundan son derece memnun bir şekilde ayrılır görüşmeden. Kadın bu süre içerisinde olanları arkadaşına anlatır ve arkadaşı karar verildi der:

 

‘İlk günden elini tuttuysa sen hafif bir görüntü çizmişsin demektir. İlk buluşmada bu kabul edilir bir şey değil. Bu adamın niyeti başka. Ya terk et ya da bundan sonraki görüşmelerde sana dokunmasına izin verme.’

 

Erkek mükemmel geçen gecenin ardından sevgilisini arar ve şok olur:

 

‘Sen nasıl bir erkeksin? Daha ilk günden niyetini belli ettin. Ben öyle kadınlardan değilim. Elimi tutmama izin verdiysem, bu tadımız kaçmasın diyeydi. Fazla ileri gittin.’ 

 

Erkeğin düşünce sistemi iptal olur. Çünkü kadınla birlikteyken kadın gayet memnun görünür. Arkadaş tavsiyesi örnekler devam eder de eder:

 

‘Onun evinde 7.buluşmaya kadar kalma. Ona ihtiyacın olduğunu bilmesin.

Seni neden o restorana götürmedi? Yok öyle 3 kuruşa beş köfte. Sana güzel bir hediye almak zorunda. Yanında uyu ama yakınlaşmaya çalışırsa eve dön saat kaç olursa olsun. Bırak öylece kalsın. Hem bu tür durumlarda reddedilmek erkeği kamçılar. Onun parası çok, tüm embesilliklerini idare et ve ses çıkarma. Ne biçim kadınsın? Göğüs arana kokulu mendil bırak ki etkilensin sana yaklaştıkça. Yeni bir elbise al kendine. kuaföre uğra. Bla Bla Bla…’

 

Böyle durumlarda erkekler birlikte ilişki yaşadığı masum ve samimi partnerlerine mi yoksa sürekli ilişkiyi tayin eden emir komuta zincirinin başındaki kişiye mi aşıktır pek belli olmaz. O nedenle hem birlikte olduğu, hem de ilişkisinin anlatıldığı kadını memnun etmek zorundadır erkek dolaylı bir şekilde olsa da.

 

Kadın böyle bir tavır takınmakta kendince haklıdır; ayakları yere sağlam bassın ister, hata yapmamak ister, en yakınındaki tecrübeli insanın hatalarından ders çıkarmak ister, erkeğini kendisine bağlamak ve onun karşısında dik durmak ister, doğru adımı atmak için doğru adamı bulmak ister… Bu yüzden hiçbir erkek de anlayamaz ‘kadın ne ister’.

 

Akıllı erkekler zamanla birlikte olduğu kadının gönlüne giden yoldaki engebenin, kadının en yakınındaki kişi olduğunu anlar ve perde arkasındaki diğer kadının perdelerini açarak o üzgün, hayatı hatalarla dolu, başka bir diğer deyişle çok tecrübeli diğer kadını da mutlu etmeye başlar. Böyle bir durumda ise ne erkek kendi gibi davranır, ne de erkeğin sevdiği kadın.

 

Aşk iki kişilik değildir ama iki kişilik olmak zorundadır tek olabilmek için; tek beden, tek nefes, tek düşünce, tek bir ruh. Aşk iki yarım arasındaki birlik çabasıdır. İki yarım bile çoğu kez bir tam edemezken bir de üçüncü kişilerce gösterilen yollar, yolu takip edenleri çıkmaz sokaklara doğru sürükler.Üçüncü kişiler her zaman olacaktır hayatlarımızda. Ancak bizi biz olmaktan, içimizden gelenleri yaşamaktan alıkoyacak hiçbir güç yeryüzünde mevcut değildir, biz buna izin vermedikçe. Mutluluğun anahtarı içimizde dururken, bir çilingirin tutulması ve çilingirin kapıyı açmaya zorlaması, kapıya ve kapının ardındaki saf, temiz mutluluğa zarar verir. Üçüncü kişiler 24 saat açık çilingirlerdir ve anahtarımızı kaybedelim isterler, kapıyı kendi elimizle biz açmayalım diye. Dertleri ekmek parası değil, gönül yarasıdır.

 

01.09.2015

 

Sevda Kuşu