- Kategori
- Güncel
Çin Halk Cumhuriyeti, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde olanlar!...

''Kök Bayrak'', Doğu Türkistan / Uyguristan''Sincan/Uygur Özerk bölgesi..'' Yüzölçümü: 1.646.700km2
Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan'ı; yani yeni adıyla, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ni, 1954 yılından bu yana, sözümona sosyalist bir devlet olmasına rağmen, onlarca yıldır asimile ediyor ve yer altı, yer üstü zenginliklerini sömürüyor!...
Çin'in asıl halkı Han'ları, ülkeye göç politikalarıyla daha yoğun yerleştirip, kriz bahanesiyle de Uygurları kuzeye sürüp, demografik yapıyı Çinlilerden yana değiştirip, Çinli nüfusu arttırmaya çalışıyor! Şüphesiz bu durum, binlerce yıllık Çin siyaset geleneğine uygun olarak, modern zamanlarda da sürdürülen, insanlık adına utanç verici bir politikadır!...
Bu bölge dediğimiz yer de , aslında bir ülkedir!... Yüzölçümü de Türkiyenin iki katını aşan!...
Önemli bir kısmı, Doğu Türkistan olarak tanımlanan bu ülke, 2200 yıldır Çin egemenlerinin mücadele alanı olmuş, Hunlar ve Han'larla başlayan savaşım, egemenlik için tarhsel süreç içersinde; Çin feodalleri, Göktürkler, Tang hanedanlığı, Tibet ve Uygur kaanlıkları, Moğollar, Cungarlar, Çin' de egemen olan Mançular'ın Çing hanedanlığı ve kısmen de Rus Çarlığının egemenliğinde, XVIII.yüzyıla kadar, çeşitli şekillerde sürmüş... Bu yüzyılda, tekrar Çing hanedanlığının etki alanına girerek merkeze bağlanmış...Ülke, bu zamanlarda, Rus Çarlığının baskılarına rağmen, İngiliz sömürgeciliğiyle olan Afyon savaşlarına kadar, merkezi olarak yönetilir. Bu savaş sürecinin ardından, Çinli müslüman Huiler ve Uygurlar isyan ederek Çinin egemenliğini zayıflatırlar ve bölgesel bağımsızlıklar kazanırlar. Kaşgar Emirliği ve Rus Çarlığı da bölgede kısmen egemenliklerini sürdürürler... Ching hanedanı askerleri, 1884 yılında bölgeyi işgal edip, Sincan Eyaletini (Şinciang) kurarak, ülkeyi tekrar merkeze bağlarlar...
I.Büyük Savaş öncesinde, Çin Cumhuriyeti kurulur ve Sincan eyaleti 1928 yılına kadar askeri bir vali tarafından yönetilir. Büyük savaş sonrası oluşan yeni siyasi ve iktisadi dengeler de ülkeyi etkiler ve müslümanların başkaldırıları sonucunda, I. Doğu Türkistan Cumhuriyeti, Kaçgar'da kurulur. Ancak, bu devlet uzun ömürlü olmaz ve Sovyet-Çin dengesi içinde, Çine, bir zaman sonra denetimi kaptırır... II.Büyük Savaş sonrası yenilen Almanya ve bölgede etkinliğini yitiren Japonyanın güç kayıpları, Sovyetlerin bölgede, kendi denetiminde, II.Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurmasına zemin hazırlar. Ve kısa bir zaman sonra, Çin Halk Cumhuriyeti kurulunca, 1954 yılında, Çin tekrar bu bölgeye bir daha çıkmamak üzere yerleşir ve bir yıl sonra bölgeyi de sözümona ''Özerk'' ilan eder... Bu bereketli toprakları, görünürdeki ideolojiye ters(!), şöven politikalarla bu günlere kadar yönetir...
Ülkede, asimilasyon politikalarıyla, Uygur nüfusu azaltılmış, Han kökenli Çinliler, bu ülkede birinci sıraya yerleşmişlerdir. Artık, Uygurların sayıları, Çinlilerden % 25 daha az olup 12.500.000 kadardır. Bunları yaklaşık 1.100.000 nüfusla Kazaklar izlemekte, Kırgızlar, Mançular, Özbekler, Tacikler, Tibetler, Sarı Uygur, Salar, Donkiang, Davani ve Ruslarda bu geniş coğrafyada diğer küçük azınlıkları teşkil etmektedirler...
Bu gün Çin'in egemenliğinde yaşanan bu ülkede, çoğunluk olan Uygurların azınlık hale getirilmesi, bu asimilasyon sürecinin Tibet'de olduğu gibi hızlandırılması, ifade özgürlüğünün engellenmesi, Uygurların biriktirilmiş tepkisinin dışa vurmasına yol açmıştır!...
Son olaylardan da görüldüğü gibi siyasi mahkumlara yapılan baskı ve şiddetin aynen halka da en sert ve zorba yöntemlerle yapılmasının, Çinli yöneticilerce doğal görülmesi söz konusudur...Bu siyasi gelişmelerde, ülke dışı güçlerin, öznel ya da nesnel bir desteği olsa da, ülkede demokrasinin olmaması, bu insanlık dışı ve dehşet verici durumların bir şekilde yaşanmasına yol açmaktadır... Çin Halk Cumhuriyeti sorunu iç sorun olarak değerlendirmeye çalışsa da, bu konuda Rusya'dan bir destek alsa da; bu merkezi yönetimin , Uygur Türklerinin asimilasyonuna yönelik sosyalizme ters şöven politikalarının , siyasi olsa da, insani bir geçerliliği yoktur...
İnsanlar demokratik haklarını kullanarak, Çin'in bu despotik, emperyal, şövenist, insanlık dışı acımasız politikalarını demokratik yollardan protesto etmelidirler ve Çin mallarına karşı da, haklı bir tepki göstermelidirler...
10.temmuz.2009 / Perpa
Çin'in asıl halkı Han'ları, ülkeye göç politikalarıyla daha yoğun yerleştirip, kriz bahanesiyle de Uygurları kuzeye sürüp, demografik yapıyı Çinlilerden yana değiştirip, Çinli nüfusu arttırmaya çalışıyor! Şüphesiz bu durum, binlerce yıllık Çin siyaset geleneğine uygun olarak, modern zamanlarda da sürdürülen, insanlık adına utanç verici bir politikadır!...
Bu bölge dediğimiz yer de , aslında bir ülkedir!... Yüzölçümü de Türkiyenin iki katını aşan!...
Önemli bir kısmı, Doğu Türkistan olarak tanımlanan bu ülke, 2200 yıldır Çin egemenlerinin mücadele alanı olmuş, Hunlar ve Han'larla başlayan savaşım, egemenlik için tarhsel süreç içersinde; Çin feodalleri, Göktürkler, Tang hanedanlığı, Tibet ve Uygur kaanlıkları, Moğollar, Cungarlar, Çin' de egemen olan Mançular'ın Çing hanedanlığı ve kısmen de Rus Çarlığının egemenliğinde, XVIII.yüzyıla kadar, çeşitli şekillerde sürmüş... Bu yüzyılda, tekrar Çing hanedanlığının etki alanına girerek merkeze bağlanmış...Ülke, bu zamanlarda, Rus Çarlığının baskılarına rağmen, İngiliz sömürgeciliğiyle olan Afyon savaşlarına kadar, merkezi olarak yönetilir. Bu savaş sürecinin ardından, Çinli müslüman Huiler ve Uygurlar isyan ederek Çinin egemenliğini zayıflatırlar ve bölgesel bağımsızlıklar kazanırlar. Kaşgar Emirliği ve Rus Çarlığı da bölgede kısmen egemenliklerini sürdürürler... Ching hanedanı askerleri, 1884 yılında bölgeyi işgal edip, Sincan Eyaletini (Şinciang) kurarak, ülkeyi tekrar merkeze bağlarlar...
I.Büyük Savaş öncesinde, Çin Cumhuriyeti kurulur ve Sincan eyaleti 1928 yılına kadar askeri bir vali tarafından yönetilir. Büyük savaş sonrası oluşan yeni siyasi ve iktisadi dengeler de ülkeyi etkiler ve müslümanların başkaldırıları sonucunda, I. Doğu Türkistan Cumhuriyeti, Kaçgar'da kurulur. Ancak, bu devlet uzun ömürlü olmaz ve Sovyet-Çin dengesi içinde, Çine, bir zaman sonra denetimi kaptırır... II.Büyük Savaş sonrası yenilen Almanya ve bölgede etkinliğini yitiren Japonyanın güç kayıpları, Sovyetlerin bölgede, kendi denetiminde, II.Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurmasına zemin hazırlar. Ve kısa bir zaman sonra, Çin Halk Cumhuriyeti kurulunca, 1954 yılında, Çin tekrar bu bölgeye bir daha çıkmamak üzere yerleşir ve bir yıl sonra bölgeyi de sözümona ''Özerk'' ilan eder... Bu bereketli toprakları, görünürdeki ideolojiye ters(!), şöven politikalarla bu günlere kadar yönetir...
Ülkede, asimilasyon politikalarıyla, Uygur nüfusu azaltılmış, Han kökenli Çinliler, bu ülkede birinci sıraya yerleşmişlerdir. Artık, Uygurların sayıları, Çinlilerden % 25 daha az olup 12.500.000 kadardır. Bunları yaklaşık 1.100.000 nüfusla Kazaklar izlemekte, Kırgızlar, Mançular, Özbekler, Tacikler, Tibetler, Sarı Uygur, Salar, Donkiang, Davani ve Ruslarda bu geniş coğrafyada diğer küçük azınlıkları teşkil etmektedirler...
Bu gün Çin'in egemenliğinde yaşanan bu ülkede, çoğunluk olan Uygurların azınlık hale getirilmesi, bu asimilasyon sürecinin Tibet'de olduğu gibi hızlandırılması, ifade özgürlüğünün engellenmesi, Uygurların biriktirilmiş tepkisinin dışa vurmasına yol açmıştır!...
Son olaylardan da görüldüğü gibi siyasi mahkumlara yapılan baskı ve şiddetin aynen halka da en sert ve zorba yöntemlerle yapılmasının, Çinli yöneticilerce doğal görülmesi söz konusudur...Bu siyasi gelişmelerde, ülke dışı güçlerin, öznel ya da nesnel bir desteği olsa da, ülkede demokrasinin olmaması, bu insanlık dışı ve dehşet verici durumların bir şekilde yaşanmasına yol açmaktadır... Çin Halk Cumhuriyeti sorunu iç sorun olarak değerlendirmeye çalışsa da, bu konuda Rusya'dan bir destek alsa da; bu merkezi yönetimin , Uygur Türklerinin asimilasyonuna yönelik sosyalizme ters şöven politikalarının , siyasi olsa da, insani bir geçerliliği yoktur...
İnsanlar demokratik haklarını kullanarak, Çin'in bu despotik, emperyal, şövenist, insanlık dışı acımasız politikalarını demokratik yollardan protesto etmelidirler ve Çin mallarına karşı da, haklı bir tepki göstermelidirler...
10.temmuz.2009 / Perpa