Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '14

 
Kategori
Tarih
 

Çocuğunun terbiyesi için tokat yiyen padişah!

Çocuğunun terbiyesi için tokat yiyen padişah!
 

ıı.mURAT


Hani denilir ya! Yaşanmışlık rehberdir. Nasihat yol göstericidir.

Aynen öyle. Büyükler yaşadıklarından edinimlerini anlatırlaken gençler özellikle dudak bükerler:

“Sizin zamanında öyleydi, şimdi öyle değil.”

Bu çok yanlış. Eğitimin, terbiyenin, nezaketin hiçbir zamanı yoktur. Asırlar öncede geçerliydi, şimdi de geçerli, asırlar sonrada geçerli olacaktır.

Saygı çok önemli bir konudur. Saygıyı anlatan bu sözcüklerden sonra devam edeceğim.

 

"Saygı", terim olarak genellikle kişiler arası ilişkilerde kullanılır. Buna göre Türk Dil Kurumu'nun saygı sözcüğüne verdiği tanımlar şöyledir:

Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram.

Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.(alıntı)

 

Bu günlerde saygı kelimesinin içeriğini hakkı ile yerine getirebiliyormuyuz? Çocuklarımıza örnek olma zamanı diyormuyuz? Çocuklar bizlerin yansıması ise onlara terbiyeli olmayı, saygılı olmayı öğretebiliyor yâda bizden görerek öğrenmelerini sağlayabiliyor muyuz? Benim çocuklarım şımarıktır diyebilme lüksüne hangimiz sahibiz! Bu bir lüksmüdür bir eksiklikmidir?  

Terbiye; yaşamda bana göre çok önemlidir. Terbiyeli olmak yâda olmamak! Gerçekten hayatın temel taşlarından biridir terbiye. Hiç birimiz bir terbiyesize tahammül edemeyiz, onu hoşgöremeyiz, onunla yaşayamayız. Ne kadar menfaatimiz olursa olsun! Bu menfaat maddi yâda manevi bizi yıpratır, tahammül sınırlarımızı zorlar.

Terbiye sonradan oluşmaz, terbiye çocuk eğitiminin olmazsa olmazıdır. Terbiye ruhen bedenen yetiştirmek ve olgunlaştırmak ise buna ciddi emek vermek gerekir.

Ona öğretilecek çok şey vardır. İlk önce sabırlı olunmalı ve ona göre hareket edilmelidir.

Toplum için yararlı bir evlat yetiştirmek, büyük ister. İyi ahlaklı olması için; ona incelik öğretilmeli, terbiye verilmeli, görgü ve ahlak kuralarını anlatılmalıdır. Nezaketi mutlaka öğretmek nazik olmanın insan olmanın gerektiği olduğunu ona inandırmalıdır.

Evladınızın sizin herhareketinizden esinlenecek ve karakterine yön verecektir, daha doğrusu öylesine gördükleri ve duydukları ile şekillenecektir.

Siz bir aynasınız, akseden sedası evladınız olacaktır. Bunun içindirki anne – baba olmak kolay değildir. Ben anne yâda baba olmaya hazır değilim diyenlere mutlaka sayğı duyulmalı, hazır olduğu zamanı beklemelidir. Çünkü yetiştireceği bir insandır.

Sizin hangi mevkide olduğunuz, malınızın mülkünüzün ne olduğuda çocuk yetiştirmede ayrıcalıklı bir etmen değildir. Siz eğer adam gibi vatana, millete ailesine ve insanlara doğru olacak birini yetiştirmek istiyorsanız ona göre hareket etmelisiniz.

Sizlere aşağıda bir anlatıyı aktaracağım. Koskocaman padişahın yaptıklarına bakınız. Öyle bir padişahın yetiştirdiği de Çağ atlatan, İstanbul’u fetheden Fatih sultan Mehmet’tir…

 

Fatih Sultan Mehmet Han çocukken çok yaramaz bir öğrenciydi. Ders esnasında yaptığı şımarıklıklarla Hocası Akşemseddin’i çileden çıkarırdı. Hocası kendisine kızdığı zaman hemen

“Ben Padişahın oğluyum bana bir şey yapamazsın” deyip tehdit ediyordu.

Padişaha şikâyet etmeyi edepsizlik sayan Akşemseddin, durumu II. Murat’a anlatamıyordu. Ancak gün geldi artık küçük Mehmet’in yaptığı yaramazlıklar çekilmez hale geldi.

Bunun üzerine destur dileyip II. Murat’ın huzuruna çıktı.

“Padişahım size bir hususu arz edeceğim ancak hayâ ediyorum” deyince II. Murat “Buyur çekinmeden anlatabilirsin” dedi.

Bu söz Akşemseddin’i rahatlattı ve başladı olayı anlatmaya.

“Padişahım oğlunuz, ciğerpareniz Mehmet çok yaramaz, onun yaramazlıkları yüzünden ders işleyemiyorum, kendisine kızdığım zamanda hemen sizinle beni tehdit ediyor” deyince II. Murat Akşemseddin’in yanına gelerek kulağına bir şeyler fısıldar.

II. Murad’ın kulağına söylediği sözleri duyan Akşemseddin çok şaşırdı. Bu ne plandı, mümkün değildi bu planı uygulamak. Akşemseddin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.

 

Ertesi gün yine derste Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemseddin’in uyarısına aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi. Bu olay karşısında Akşemseddin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.

Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı. Güvendiği babası tokat yemişti. Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu. Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahçup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.

Plan muhteşem bir şekilde işlemişti. O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı.(alıntı)

 

 

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....