- Kategori
- Haber
Çocuk, keşke seni oradan çekip alabilsem…

Bir haftadır televizyonlarda ölümü izliyoruz. Kopan kol ve bacakları, kaldırımlardan aşağıya akan kanları seyrediyoruz.
Ve cenazeler, üzeri açık sedyelerde dolaştırılan, sağı solu çekiştirilen. Tabuta, sedyeye sığmayan çocukların sedyelerin her sallanışında düşeceğinden korkuyorum.
Bu kavganın tek kaybedeni kadınlar olsa gerek. Herkese ve her şeye ağlamak zorunda kalanlar onlar çünkü. Yahudi ve Müslüman anne, gidenlerin “kurtulduğu” bir coğrafyada gidenin arkasından ağlamak ve kalanı “muhafaza” etmek zorunda..
"Anne" diye ağlayanın ve "karım" diye inleyenin ölümünü beklemek bu coğrafyanın kadınlarının kaderi oldu hep…
Katilin “devlet adamı” olduğu bir coğrafyada, katliam kanıksanıp “gündelik” bir hadise oluvermiş. Gelen gideni aratır niyetine Şaron’a rahmet okutan tırnak içinde adamların, çocuk katlederek rehine kurtaracaklarını zannettikleri bir coğrafya bu.
Ağaca takılan kediyi kurtarmaya çalışan itfaiyeciye dualar dizenlerin yumrucuk çocukların kanını görmemek için kumanda aletine sarıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
Zeka özrünün bu denli “cihanşümul” bir hal aldığı başka bir çağ var mıdır acaba?
Katilin katletmek için fırsat aradığını 48’den beri bilenlerdeniz. Ne canilerin Devlet Başkanı sıfatı ile koltuk işgal ettiğini hatırlayanlardan.
Lakin “mazlum”un bu kadar aptallaştığını hatırlayası değiliz. Kuklasının “bizim elimizde yok” dediği şey için patronun hem de gazetelerin önünde pazarlık yaptığı bir olayı hatırlayanınız var mı?
Bu kadar aptal bir strateji ile Dünya’da haklı olmak mümkün mü?
Ancak katili haklı çıkartacak manevralardır bunlar.
Katilin öldürmek için bahane aradığı sıcak Ortadoğu coğrafyasında, bahaneyi bu kadar aptal bir şekilde katilin eline vermek ve yüzde yüz haksız olduğu bir noktada ona “hak” vermeye fırsat arayanların eline o hak payını kendi elinle vermek…
Peki değer miydi?...
Bir asker için yüzlerce suçsuzun ölümüne “çanak tutmak”? İsrail’in bırakmayacağı belli olan tutuklulara karşılık o askeri elde tutanlar onlarca canı, kendi çocuklarının canını İsrail tanklarına sunduklarının farkında değiller mi?
Devlet adamlığı ile militanlığı birbirine karıştıranların, çocukların kanı üzerinden toprak kazanmak isteyenlerin hakim olduğu bir mekanda yaşamak isyan edilesi bir hal. Bu strateji ile karış karış kazanılanların top yekün elden gittiğini anlamamak için ancak “aptal” olunmalı.
Zavallı çocuklar ve anneler…
Keşke sizi oradan çekip alabilsem…