Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '07

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çocuk yetiştirirken

Çocuk yetiştirirken
 

Sevgili Ayda'nın bir yazısına yazdığım yorumdan sonra, sevgili Vakayinüvis öz güvenli çocuklar yetiştirmek üzerine bir şeyler yazıp yazamayacağımı sormuştu. Emir telakki edeceğimi söylemiştim... biraz geç oldu ama hayatta hiçbir şey için geç kalınamayacağına inanan birisi olarak "borcumu" ödüyorum :)))

Dün Gölcük Belediyesi Kültür Merkezinde konu ile alakalı bir söyleşimiz de vardı... Bir çok sorun ve bu sorunların ortaklığı... Tüm anne ve babaların en çok istedikleri ise sadece geleceğinden tedirgin olmadan çocuk yetiştirebilmek... Kim istemez ki???

Daha önce biraz dolaylı da olsa konuyu Çocuklara Ne yapıyoruz? ( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=1421 ) ve Okullar Açılırken... ( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=6797 ) yazılarımda ele almış olsam da, çocuk yetiştirirken dikkat edilebilecekler konusuna çok fazla da değinilmemiş...

Bir parça kurcalayınca esasında konunun genişliği fark edilebiliyor. Aile-toplum düzeneği içerisinde birey-çocuk yetiştirmeye çalışmak.

O kadar çok engel var ki...

Toplumun kendisi birey-çocuk formuna karşı olduğu için aileye baskı yaparak, ailenin kendisinin istemediği bir şekilde çocuk eğitimi vermesini sağlıyor... Etraftaki büyükler ayıplıyor, anne ve baba büyük bir baskı altında, birey çocuk yerine sürünün içerisine kişiliği oluşmamış bir kişi gönderiyor... Konu ile ilgili olarak Sürüden Ayrılmak yazımda ( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=9305 ) bireyin başına "farklı" olduğunda gelecekler, bu sefer farklı bir şekilde birey-çocuk yetiştirmeye çalışan ailelerin başına gelerek, toplumsal baskılara hatta saldırılara uğramalarına neden olabilecek boyuta ulaşabiliyor... Topluma karşı durmak, töreye karşı durmak, sadece insan olmak ve insan yetiştirmeye çalışmak bu anlamda aynı zamanda tehlikeyi de kendi içerisinde barındırıyor...

Biz gene de toplumdan ve baskılardan biraz uzaklaşıp aile içerisine döndüğümüzde karşılaştığımız en önemli konu, çocukların anne ve baba tarafından "kendi istedikleri kalıplar" içerisinde büyütülmeye çalışılması tehlikesi oluyor. Aile içerisinde çocuk zaten kendi kişiliğini oluştururken model olarak anne ve babayı alacak, hatta bir çok konuda anne ve babasının küçük bir kopyası olarak büyüyecektir. Ancak burada gözden kaçırılan nokta yaşı kaç olursa olsun her bir bireyin kendi kişiliği olduğu ve bu kişiliği oluşturmak için emek verdiği... 0 yaştan itibaren başlayan bu emek genelde ailelerin baskısı ile çatışarak aslında gitmesi gereken yerden çok daha başka noktalara gidebiliyor. Kişilik oluşturmaya verilecek çabanın büyük kısmı aile ile kişiliksizleştirme çalışmalarını bertaraf etmek için harcanıyor...

Bir parça sert gelebilir anlatılanlar, hatta ve hatta aileler bir şekilde kendilerinin suçlandıklarını da düşünebilirler. Ancak bu noktada ne suçlanacak bir kişi, ne de ortada bir suç var... Ne şekilde gördüysek ve ne şekilde şekillendirildiysek o şekilde, şekillendiriyoruz bir sonraki nesli... Ve bizleri şekillendirenlerde bir önceki neslin emeği ve onlarda bir diğer öncekinin emeği olduğu için yanlış bir şekilde nesilden nesile aktarılıyor...

Bu noktada yapılması gereken şey ise, her neresinde farkına varılırsa, o noktada hayata sağlıklı bir form kazandırmak olmalı bana göre, suç yada suçlu aramak yerine... Zira geçmiş geçmiştir ve değiştirilemez... Bütün yatırımlarımız geleceğe...

O zaman ne yapılması gerekir noktasında, çocuklarına hiç kimsenin anne ve baba olmaması gerektiğini söyleyebilirim. Toplumsal dayatmalarla edinilmiş olan sağlıksız rollerle, sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek mümkün olmayacaktır... Ancak anne ve babanın çocuğuyla arkadaş da olmaması gerek... Eeee o zaman ne olacak diye düşünüldüğünde bu konuya benim vermiş olduğum yanıt, "çocuklarınızla beraber yeniden büyüyün" oluyor... Onunla beraber emekleyin, onunla beraber yuvarlanın, onunla beraber çocukluğunuzu yeniden hatırlayın... Çocuğunuzun ihtiyaçlarını belirleyebilmek için onun içinde bulunduğu yapıyı anlamaya çalışın... Çok zor değil, bir parça hafıza tazelemek gerekiyor sadece...

Tehlikelerle dolu sosyal hayatın içerisinde, güvenli bir liman olarak sunun evinizi çocuğunuza... Her ne olursa olsun, hayattaki en önemli şeyin çocuğunuzun kendisi olduğunu ve her koşul altında sonsuz sevginizin onun yaralarını sarmak için var olduğunu hatırlatın...

Çocuğunuzla duygularınızı paylaşın... Anne-baba robotu olmaktan çıkın... Eğer duygularınızı çocuğunuz bilmezse, sadece anne ve baba olarak yer alırsınız hayatta... Ama duygularınızı paylaşırsanız, o zaman işte anne ve baba değil kanlı canlı insan olursunuz... Sadece kızan, azarlayan, yemek yapan, para getiren bir formattan, kırılabilecek bir kalbi olan, incinebilen bir kişi olursunuz... O zaman çocuğunuzun da duygularını sizlere açabilme şansı olur... O zaman çocuk robotu olmaktan o da kurtulur... Sadece haylazlık yapan, geleceğini düşünmeyen, derslerini çalışmayan bir formatı o da terk edebilir o zaman... Aşklarıyla, gelecek tedirginlikleriyle, iç hesaplaşmalarıyla bir kişi olur o da...

Yeni bir canlıyı dünyaya getirebilme cesaretini göstermiş insanlar olarak daha önce izin verilmeyen bir şeye izin verin çocuklarınıza... Size karşı çıkabilmelerini sağlayın. Önce sizlerin yanında haklarını arayabilmelerine izin verin... HAYIR diyebilsinler sizlere... Daha sonra sokağa çıktıklarında kendilerine zararı dokunacak her şeye HAYIR diyebilmeleri için... Ben bunu istemiyorum diyebilmeleri, bu bana uygun değil diyebilmeleri için... Onların her şeyini sömürmeye hazırlanan sosyal hayatın içerisinde kendilerini bütün tutabilmeleri için...

Daha sonra bir kişiyle ilişkileri olduğunda yada evlendiklerinde eşlerine karşı isteklerini söyleyebilmeleri için, isteklerini dile getirmelerini sağlayın...

İşin özeti, geçmişte ve hala devam eden özlemlerinizi, isteklerinizi, çaresiz kalmışlıklarınızı, mutsuzluklarınızı hatırlayın ve hayat tekerrürden ibarettir sözünü yalancı çıkartın... Nesilden nesile devam eden mutsuzluk, umutsuzluk spiralini kırın...

Hayat gelişme olmadıktan, her şey aynı davam ettikten sonra çok anlamı olmayan bir zaman geçirme aracı çünkü...

Sevgiyle...

Özlü söz :))) Annelere de uyarlanabilir... "En kötü babalar kimlerdir bilir misiniz? Gençliklerinde yaptıklarını unutanlar! Diderot
 
Toplam blog
: 71
: 1933
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

İnsanın kendisini anlatması zor. Beykoz, Saint Benoit, Psikolog. Bu kadar... Detay gerekiyors..