- Kategori
- Bebek - Çocuk
Çocuklar ve hayvan sevgisi..!
Ömrümün yaklaşık 20 yılı Istanbul' da geçti ve kalan kısmında da bu şehir benim bir parçam olacak gibi gözüküyor. Çocukluğumu doğduğum yer olan Bayburt' ta yaşadım. Bu zaman diliminin bu büyük şehirde geçmediğine çok seviniyor, kendimi şanslı hissediyorum. Bu yaşlarda bilye oynamaktan ellerim çatlardı. Annemin Ariel'i, Omo' su ve de daha önemlisi bir Ayşe Teyze' si yoktu belki ama herşeye inat benim çocukluk yıllarım "Kirlenmek Güzeldir" felsefesiyle çamurların arasında toz ve toprakla geçti. Ahh o toprak yok mu o toprak, onun sevgisi başka. Topraktan gelen bir parça olduğumuzdan mıdır bilinmez, onunla yaşamak, ona dokunmak tüm sıkıntıları alıp götürür. Şimdi betonların arasına sıkışan herhangi bir insan gibi en küçük fırsatı değerlendirip toprağa dokunmaya çalışıyorum.
Çocukluğumun güzel taraflarından biri de hayvanlarla iç içe büyümem oldu. Hayvanları kafeslerin arkasında, annemin:
"Bak oğlum bu kuzu, bu koyun, cici cici..!!!
gibi garip cümleleriyle değil onlarla iç içe yaşayarak, onlara dokunarak ve hatta sarılarak öğrendim. Kimi zaman ben kuzu veya koyunları kovaladım, kimi zaman da köpekler beni kovaladı. Akşam sürüyle beraber köye dönen koyun veya kuzularınızı yüzlerce koyun veya kuzu içerisinden bulmaya çalışmak, daha eve kendiliğinden gelmeyi bilmeyen bu hayvanları yakalamaya uğraşmak, arkalarından bir sola bir sağa koşturmak ayrı bir zevkti. Ya da dayımın benden nefret eden köpeği Çomar arkada ben önde koşmak tarifi çok zor duyguydu.
Hele bir kedimiz vardı, adı Mestan, çok zeki bir hayvandı. Annemden gizli gizli aşırıp ona yedirdiğim şeylerin haddi hesabı yoktur. Öldüğünde de çocuk yüreğimde acısını çok derinden hissetmiştim. Çocukluğuma ait anılarımda hayvanlar ve sevgileri hep olmuştur. Sonuçta çocuk olmamıza rağmen o gün yaptığım bir şeyden dolayı şimdi çok üzülüyorum. Bildiğiniz Uğur böceğinin bizim yöredeki adı Cennet böceğidir. Rengi Uğur böceğinden biraz daha açık kırmızı ve yapı olarak da biraz sivri olan başka bir böceğin yöre adı da Cehennem böceğidir. Bu adı kim neden koymuş açıkcası bilmiyorum. Bildiğim Cehennem'in pek iyi bir yer olmadığı kafamızda yer ettiği için benimle beraber pek çok çocuğun bu zavallı hayvanları büyük bir hınçla öldürdüğü. Buradan çocuklara bazı şeylerin doğru anlatılmasının ne kadar önemli olduğu net bir şekilde görülüyor.
Artık yaşam şeklimiz çok değişti. Büyük şehirde büyüyen çocukların çok farklı bir dünyası var. Teknoloji, internet her yanlarını sarmış durumda. Bilgisayarla üniversite birinci sınıfta tanışan biriyim. Oysa şu an maddi imkanı yerinde olan ailelerin çocukları için bu sınır 4-5 yaşa kadar inebiliyor. Bunlar onların şansları gibi gözükse de ya kaybettikleri.. Bir kuzuyu sevmenin zevkini nasıl bir bilgisayar programıyla çocuğunuza aktarabilirsiniz. Özgürce, korkmadan sokaklarda koşup oynamanın, ezilme, kaçırılma derdi olmadan keyif sürmenin yerini hangi TV programı alabilir..!
Hoşcakalın...