Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Çocuklarımız, çizgi filmler ve Anna Freud'ün kitabı

Çocuklarımız, çizgi filmler ve Anna Freud'ün kitabı
 

www.zibil.org


Ego ve savunma mekanizmalarını çocuklar açısından ele aldığı kitabında Anna Freud, çocuğun süper egosunun daha çok dış dünyadan gelen kurallar ve yasaklamalardan oluştuğunu belirtiyor. (Arkadaşını itme, kıskançlık yapma, yüksek sesle konuşma vs. vs.)

Freud, çocuğun süper egodan gelen ve reddedilmesi gereken düşünceler, duygular ya da davranışlara karşı egosunu nasıl savunduğunu-koruduğunu açıklıyor.

Önce kısaca, ego, süper ego ve id kavramlarının ne olduğunu açıklayalım:

Benlik (ego), kişiliğin yansıtacağı uygun düşünceler, duygular ve davranışları tanımlayacak olandır. Bu amaçla ilkel benlik ile üst benlik arasında uyumu, dengeyi sağlar.

Üst benlik (süper ego), kişinin, aile ve toplumun değer yargılarını kapsar. İnsanın vicdanıdır. Yasaklamalar ve kurallar koyar.

İlkel benlik, doyurulmasından haz duyulan çoğunluğu cinsel ve saldırgan dürtülerdir. Üst benliğin istemediklerini isteyendir.

Anna Freud’e göre, beğenilmemek tehlikesiyle karşılaşacak, eleştiriye uğrayacak, reddedilecek olan güdülerin, ego ve süper ego ile karşı karşıya kalmaması için .çocuğun egosunun aldığı önlemlerden biri YER DEĞİŞTİRME yapmasıdır.

Freud, 7 yaşındaki bir erkek çocuk ve oyun sırasında kurguladığı karakter örneğinde yer değiştirmenin nasıl kullanıldığını şöyle anlatır:

Çocuğun oyunda evcil bir aslanı vardır. Bu aslan diğer bütün insanları korkutup yalnızca onu sever, onun her sözünü dinler, küçük bir köpek gibi nereye gitse onu izler. O da aslana bakar, yemeğini bulup rahatını sağlar, akşamları kendi odasında ona yatacak bir yer hazırlar. Aslan karakteriyle daha pek çok hikaye oluşturur. Örneğin, bunların birinde bir maskeli baloya gider, çevresindekilere yanındaki aslanın yalnızca kılık değiştirmiş bir arkadaşı olduğunu söyler.

Freud, ‘Küçük çocuğun aslan oyununda, aslında babanın kurallarına ya da yaptırımlarına karşı duyduğu korkunun aslan ile yer değiştirmesi söz konusudur’ der.

Güçlü ama gerektiğinde zarar verebilecek ve korku yaratabilecek bir hayvanın arkadaş durumuna getirilerek kendisine yardımcı olması söz konusu olmuştur.

Bu durumda egosu babasının kurallarına karşı göstereceği tepki ile (saldırganlık duygularıyla) karşılaşmamış, süper egoya tabi olunmuş, . Güdülerinin egoya girmesi önlenmiştir.

İşte tam bu noktada, televizyonda gösterilen filmlerdeki karakterler, çocukların oyun oynarken oluşturduğu karakterlerin işlevini görür.

Çocuğun gerçek hayatta kendi oyununda oluşturduğu karakterlerin benzerleri televizyonda sunulan filmlerdeki karakterlerle yeniden yaratılır.

Böylece YER DEĞİŞTİRME film kişileri üzerinden de gerçekleşmiş olur.

Televizyonda sunulan film karakterleri aracılığı ile:

    Çocuğun egosunun sınırları korunmuş olur. Güdülerine uyarak, saldırgan, kıskanç ya da kötü olan çocuk değil, film kişileridir.Çocuk, süperegodan (anne-baba, yakın çevre ve genelde toplum tarafından uyması istenen kurallar ve yasaklar) gelecek bir uyarıya maruz kalmamış-cezalandırılmamış olur. Cezalandırılan, film kişileridir. Çocuk, güdüler, ego ve süperegonun istediklerini film karakterleri üzerinden gerçekleştirmiş olur.

Kurallara ve yasaklara yenik düşen güdülerin intikamı: Güçlü Kahramanlar

Hayvan, insan, robot, yarı insan-yarı robot vs. film karakterlerini birbirine bağlayan en önemli öğe, psikanaliz açısından aynı işlevi yerine getiren karakterler olarak kullanılmalarıdır.

Kendisine güdüleri aleyhine güç uygulayacak süper egoya meydan okuyan karakterlerdir. Bazen küçük bir arı, karınca, sevimli bir kuş bazen büyük bir robot, örümcek bir adam, yeşil dev bir adam ya da ateş tanrısıdır.

Gerçek hayatta küçük ve zararsız olduğu düşünülen canlılardan oluşan bazı film kahramanları çocuğun anne-baba, yakın çevre, toplum karşısındaki konumu gibidir.

Aradaki fark, film anlatısı içindeki küçük kahramanlara onları başarıya götürecek donanımlar verilmiş olmasıdır. (psikanaliz açısından ise yer değiştirme mekanizması gereği çocuk seyirciye süper egonun kurallarından kurtaracak-güdülerini gerçekleştirmede işine yarayacak donanımlar)

Başarının anlamı da, psikanaliz açısından süper egonun kurallarından kurtaracak-güdülerini gerçekleştirmede işine yarayacak yani kendine zarar verecek olandan bu donanımları kullanarak kurtulmaktır.

Küçük, zararsız, iyi, sevimli olarak sunulan bu kahramanların, kötü olanı cezalandırma ya da kötülüğü engellemeyi başarmalarına yardımcı olan donanımlarını, doğaüstü güçlere sahip olanlar ve olmayanlar olarak 2 ana gruba ayırabiliriz..

Doğaüstü güçlere sahip olmayan kahramanların kendisini ya da dünyayı kötülükten korumak için kendinden güçlü bir yardımcısı bulunur ya da hile, yalan gibi bazı olumsuz davranışlarla başarıya ulaşırlar.

Atom Karınca, çizgi filminin kahramanı küçük bir karıncadır. Kafasını koruyan kasktan uzanan antenleri ile herşeyi algılayabilir, uçabilir ve fiziksel olarak kendinden çok daha güçlü olanları etkisiz hale getirebilir. Ağır bir halteri kaldırabilir, burnundan ateşler saçan bir robotun ateşlerine maruz kaldığı halde hiçbir şey olmaz., dev bir fili tek eliyle kaldırabilir, bir tabancanın mermisini havada yakalayıp yerine koyabilir, aynı anda birçok kötü adamı zararsız hale getirebilir.

Twetty, kafesindeki salıncağında şarkılar söyleyerek sallanan kimseye zararı olmayan, sevimli bir kanaryadır. Kendisini yemek isteyen kediye karşı mücadele eder. Bu mücadele de en büyük yardımcısı, kediden daha büyük gövdesi ve dişleriyle bir buldog köpeğidir. Doğaüstü özellekleri olmayan Twetty, buldog köpeği yoksa kendini koruyabilmek için zarar verebilecek nesneleri kullanan bir karakter haline dönüşür. Fitili yanan bir dinamiti kedinin ağzının içine bırakır, büyük bir sırınganın sivri iğnesini batarır. Kediden kaçmaya çalışırken, eline geçirdiği herşeyi kediye zarar verecek biçimde kullanır. Nesnelerin zarar verici biçimde kullanılmasında dikkat çekici olan, aynı nesnenin kedinin eline geçtiğinde bir işe yaramamasıdır.

Bugs Bunny (1940) de elinde havucuyla şarkılar söyleyerek dolaşan kendi halinde bir tavşan olarak gösterilir. Mücadele ettiği karakterler genel olarak onu yemek ya da ormana zarar verdiği için yakalamak isteyen avcılardır. Zeki, soğukkanlı, alaycı kişilik özellikleri yüklenmiş bir karakterdir. Bu özelliklerini kullanarak kendinden güçlü karakterleri zor durumda bırakırken alay eden ve umursamaz tavırlarla havucunu yiyerek seyreder.

Hulk (1962) adlı çizgi filmde, Hulk gezegenin de yaşayan ve radyasyona maruz kalarak mutasyona uğrayan bir karakter kullanılır. Öfkelendikçe gücü artar . Çok hızlı iyileşebilir ve büyük mesafeleri bir sıçrayışta alabilir, hiçbir silahtan etkilenmez. Aslında bir bilim adamı olan Hulk, öfke sonrasında yeşil renkli dev bir yaratık olur. Polis ve askerlere karşı mücadele eder Hulk öfkesi sonrasında edindiği güçle ele geçirilemesi mümkün olmayan, vereceği zarardan korkulan bir karakterdir.

Şirinler (Smurfs: 1951) Şirinköy’de mantardan evlerinde yaşayan küçük mavi renkli karakterler, kendilerini büyüyle altına dönüştürmek isteyen kendilerinden fiziksel olarak çok büyük Gargamel’e ve kedisi Azman’a karşı mücadele ederler. Herşeyi işbirliği ile yapmaya çalışan Şirinler, Gargamel’in kötülüğünden korunmada kullanacakları bazı güçlere sahiptir. Şirinlerin lideri olan Şirin Baba, büyü ve iksir yapmasını bilir. Şirin Babaya bir sihirbaz tarafından hediye edilen köpek Puppy aslında köpek gibi görünen sihirli bir yaratıktır. Şirinleri Gargamel’in kedisi Azman’dan korur. Ayrıca, Şirinler’in bir yerden başka bir yere gitmesinde, haberlerin iletilmesinde işlerine yarayan kocaman bir kuş vardır. Bunların dışında, Şirinler kendilerine uzun ömür kazandıran uzun ömür taşına sahip karakterlerdir.

Görüldüğü gibi, küçük-büyük, hayvan-robot vs. çizgi film karakterlerinin kendilerini korumada kullanabilecekleri güçlerle donatılması, bir ego savunma yöntemi olarak YERDEĞİŞTİRME olanağı sağlar.

Bu yerdeğiştirmeyi yaşayan çocuk film kahramanları aracılığı ile:

    Gerçek hayatta içsel ya da dışsal yaptırımla karşılaşılaşabileceği söz, duygu ya da davranışlar film karakterleri üzerinden gerçekleştirmiş olur.
    Filmdeki kötü karakterlerin kahraman tarafından yenilgiye uğratılmasıyla, gerçek hayatta yaptırım uygulayabilecek konumda olan içsel ya da dışsal öğeler cezalandırılmış-bastırılmış olur.

Kısaca:

    Film karakterleri üzerinden kendinden güçlü olan yenilgiye uğratılmıştır. Zarar verecek olanın zararından korunulmuştur. Zarar verecek olan cezalandırılmıştır. Kazanan, kahramanla yer değiştiren çocuğun güdüleri olmuştur.

Ama aslında gerçek hayatta kazanan yoktur. Tabi, kazancı şiddette görmüyorsak.

Not.

(memory center nöropsikiyatri merkezi, www.mcaturk.com da okunan bir haber:

İngiliz bilim adamları uyardı: Üç yaşından küçüklere televizyon yasaklanmalı.

İngiltere Psikoloji Birliği, televizyonun çocukların beyin gelişimini olumsuz yönde etkilediğini ispatladı. 1995 yılından beri 11-15 yaşları arasındaki çocuklar üzerinde araştırma yapan Dr. Aric Sigman, çok televizyon izlemenin beyin hücrelerine zarar verdiğini; uyku problemleri, obezite ve depresyona yol açtığını belirledi. Dr. Sigman yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

Yetişkinlere İki Saat
"Üç yaşından küçük çocuklara televizyon seyretmek yasaklanmalı. Daha büyük çocuklara ise günde bir saat izin verilmeli. Üstelik sadece kaliteli, onlara faydası olacak programlar tercih edilmeli." Dr. Aric Sigman, yetişkinlere ise sadece iki saat televizyon izleme izni verdi.

 
Toplam blog
: 27
: 1301
Kayıt tarihi
: 21.05.07
 
 

Üniversite öğretim görevlisi emeklisiyim. Ama hayattan emekli olmadım ya.  İletişim fakültesi rad..