Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '17

 
Kategori
Tarih
 

Coğrafi Keşifler ve Osmanlı

Coğrafi Keşifler ve Osmanlı
 

Amerika Kıtasının Keşfi


Coğrafi Keşifler 15. Ve 16. Yüzyıllarda Akdeniz’deki güç dengesini değiştiren en önemli etken olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul’u fethettiği 15. Yüzyıl’dan itibaren, Doğu’dan gelen Baharat ve İpek yollarını kontrol altına almıştı ve İstanbul, tüm Orta Doğu ve Avrupa’nın en işlek limanlarından biri haline gelmişti.

Uzak diyarlardan gelen ipekli kumaşlar ve baharatlar, İstanbul üzerinden kervanlar aracılığı ile Anadolu’ya ve Avrupa’ya dağılıyordu.

Avrupalı ülkeler kendi aralarındaki uzun savaşlar ve çatışmalardan sıyrıldıkları anda, bu işe bir çözüm bulmanın peşine düştüler. Gözü pek denizciler okyanusları aşmanın planlarını yapmaya başladı. Bu dönemde üretilen gemiler, artık Akdeniz ticareti üzerine olmaktan çıkmıştı. Okyanusa açılacak dev gemiler üretilmesi ile Avrupa donanması ile Osmanlı donanması arasındaki makas açılmaya başladı.

Kristof Kolomb’un İspanya Kralı tarafından yeni ticaret yolları keşfetmesi için deniz aşırı seyahate yollandı. Kolomb ise Hindistan’a ve baharat yollarına ulaşmak isterken, yanlışlıkla, evet yanlış okumadınız yanlışlıkla Amerika’yı keşfetti. Karayip topraklarına ayak bastığında, Hindistan’ın yerlileri ile karşılaştığını zannederek, oranın yerlilerine Hintliler anlamına gelen “Indians” dedi. Bu yüzden Amerika yerlilerinin adı günümüzde bile Indians (bizim yorumumuza göre Kızılderililer) olarak bilinmektedir.

Yeni Kıta’nın Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesi ve Avrupa ülkelerinde Rönesans ile Reform hareketlerinin ilk kıpırtılarının ortaya çıkması Coğrafi keşiflerin hızlanmasına sebep olmuş Cebelitarık Boğazı, Ümit Burnu gibi yerler; Avrupalı denizcilerin seyahatlerinde kavşak noktaları haline gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu ilk aşamada bu yeni olayların etkisini pek hissetmedi. Durumun önemine ve Osmanlı’nın denizlerde geri kalmaya başlamasına uyanan Kanuni Sultan Süleyman, hemen ivedi hamleler ile önlem almaya çalıştı. Sultan Süleyman, Hint Okyanusu dolaylarına Piri Reis gibi deha denebilecek Osmanlı denizcilerini gönderdi ve Coğrafi keşifler müsabakasında söz sahibi olmak istedi. Lakin Osmanlı Devleti okyanuslarda boy ölçüşecek yapıda gemilere henüz sahip değildi. Bu sebeple de bu işi aceleyle çözmenin bir faydası olmadı.

Osmanlı’nın denizlerdeki eksikliği, uzun vadede yeni coğrafi keşiflere yol açmış ve İstanbul şehrinin Asya ile Avrupa arasında bir köprü olmasının önüne geçmiştir. Bu da uzun vadede İstanbul şehrinin ticari manadaki öneminin azalmasına sebep olmuştur.

Amerika yani Yeni Dünya’nın keşfi, tüm dünyadaki mali dengeleri değiştirdi. Çünkü o zamana değin bilinen en zengin memleketler; Çin, Mezopotamya, Mısır ve Hindistan’dı. Amerika kıtasındaki İnka, Aztek, Maya gibi medeniyetlerin altınları ve ganimetleri her şeyin önüne geçti. Buradan kazanılan artı değer ile İspanya krallığı ve Avrupa memleketleri büyük kazanımlar elde ettiler.

16. Yüzyıl’da gücünün doruğuna ulaşan Osmanlı İmparatorluğu, bu açığı görecek bir Padişah’a Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra maalesef sahip olmadı. O yüzden açık denizlerde rekabet şansını gün geçtikçe yitirdi.

 
Toplam blog
: 20
: 1034
Kayıt tarihi
: 31.10.16
 
 

Profesyonel tur rehberiyim. Seyahat etmek mesleğimin bir parçası olsa da, aynı zamanda benim için..