- Kategori
- Özel Günler
Coştum yine dalgalanıyorum ben. Yeni yeni sevdalanıyorum ben!:))
Çoştuk dedik ya... Hiç kimse limon sıkamaz keyfimizin içine bundan böyle:))
Hani dedim ya arkadaşlar, yeni yıla çok iyi girdim. Öyle hissediyorum ki… Öyle bir his var ki içimde, bu yıl benim için çok güzel (süper:)) olacak diye. Hayatımda her şey o kadar hızlı ve seri bir biçimde gelişmeye başladı ki; geçen yıl biri karşıma çıksa ve bana böyle olacağını söyleseydi, hayatta inanmazdım. Çünkü her anlamda o kadar kötü bir yıl, hatta iki yıl geçirdim ki… Beni en çok yıkan oğlumun rahatsızlığı idi tabii. Allah’a şükür şimdi hepsini atlattık ve taşlar bir bir yerine oturmaya başladı.
Siz de bilirsiniz çocuklarımızın hayatımızda ne denli önemli bir yer tuttuğunu ve yaşama sevincimizin yegane temeli olduğunu. Çünkü onlar hasta ve mutsuzken hiçbir şey yapamazsınız. Hiçbir şeye varmaz eliniz. İstersiniz ki ona gelen her şey “olumsuz anlamda tabii” size gelsin. Üstelik bu gün MB de tam bir yılı devirmişim. Sabah bir arkadaşımın "Anatoliaaa" nın mesajı ile fark ettim bunu. "Kendisine çok teşekkür ederim." Çünkü kendi doğum gününü bile unutan bir hatunum ben. Sevdiklerininkini unutmasa da!
Çünkü… her zaman sevdiklerime çok daha fazla değer verdim kendimden. Kim olursa olsun bu böyle oldu. Doğduğumdan, yani aklım erenden bu güne kadar!
Gelelim günün önem ve anlamına. Acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle, sevinciyle, mutluluğuyla tam bir yılımı devirmişim burada. Zaman zaman takıştığımız arkadaşlar dahil hepinizi, çok, çok çokkkk seviyorum. Hiç kimseye bir alıp veremediğim yok. Hiç kimseye uzun süre darılıp, kırılamam ben. Bu beni mutsuz eder. Mutsuz eder. Çünkü istiyorum ki herkes birbirini sevsin. Birbirinin, açığını seçiğini arayana kadar birbirine destek olsun. Kalbini, yüreğini acısını, sevincini her şeyini, her şeyini paylaşsın birbiriyle. Etiketlerin, maskelerin, kibrin, kurnazlığın peşinde koşmasın hiç kimse. İnsan da, insan olma erdeminde buluşsun. Hepimiz insanız, hepimiz hata yapar, hepimiz bazen kızar köpürür küfür eder rest de çekebiliriz. Bunların hepsi doğaldır. Bir tek şeyi kabul edemem. Yalnızca bir tek!.. İki yüzlülüğü riyayı. Bir başkasının açığını arayıp, kendi açığımı onla kapatmaya çalışmayı. Yani sahteliği, yani iki yüzlülüğü! Kahretsin ki bu yürek onu bu camın arkasından bile hissedebiliyor. Keşke böyle bir yeteneğim, güçlü sezgilerim olmasaydı diyorum. Keşke... Onun için benim yüzüme içinizden ne geçiyorsa söyleyin, eleştirin ama iki yüzlü davranmayın. Tek ricam bu! Gerisi hoş, gerisi boş!
Sonuç olarak burada olmaktan, sizlerle olmaktan çok çok çokkkkkkkkkkkk mutluyum. Hepinizi çok seviyor, hepinize çok teşekkür ediyor, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Editörlerimizi unutmayalım tabii bu arada:) Tez canlılığımdan dolayı bazen tekrar tekrar düzeltip yayına soktuğum onları uğraştırdığım için kendilerinden özür diliyor, asla ve asla kötü, art niyetli bir düşünce ile bunu yapmadığımı bilmelerini istiyorum. Ne yapayım sayfaya çıkmadan bazı hatalarımı göremiyorum nedense. Ve aslında dilimin ucunda olan bazı orijinal kelimeler sonradan çıkıyor ortaya. Sonradan ziyaret ediyor hafızamı. “Yazıya ve cümleye en yakışanı yani” Hani Türk’ün aklı sonradan gelirmiş derler ya… Öyle işte. Ya kenefe gidince:)) ya uyumak için yatağa uzandığımda. Uyutmuyor beni keratalar. Bu anlamda bir yıldır kahrımı çeken sizlere de çok teşekkür eder sevgi ve saygılarımı sunarım.
Hepiniz iyi ki buradasınız, iyi ki arkadaşlarım, iyi ki benim çilekeş editörlerim dostlarımsınız. Parolamız hep beraber daha iyiye, daha güzele, daha u-mutluya ulaşmak olmalı.
Dün olduğu gibi…
Şimdi ve daima!
Yarınlarda!...
Yani…
Demem o ki…
Videosunu bulamadığım için sözleriyle idare edin bu günlük.
Şu Gelen Atlı Mıdır
Şu gelen atlı mıdır
Yavrum sorun Bağdatlı mıdır
Her gelen yari sorar
Yar bu kadar tatlı mıdır
Coştum yine dalgalanıyorum ben
Yeni yeni sevdalanıyorum ben
Şu gelen kimin kızı (“Oğlu”:))
Yanakları kırmızı
Yanağında beni var
Sandım seher yıldızı
Coştum yine dalgalanıyorum ben
Yeni yeni sevdalanıyorum ben
Kaynak: Ali Küçükçayli
Yöre: Isparta