Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

22 Nisan '22

 
Kategori
İnançlar
 

Cumamız Mübarektir

 
 
Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Allah'ım, Sana yalvaran dilleri, Sana kalkan elleri boş çevirme. İyilik ve yardımınla faydalandır bizi. 
 
Nimetlerinle donat hepimizi. Allah'ım, salât eyle Muhammed ve evladına, eşlerine ve dostlarına, bitip tükenmeyen rahmet ve bereketinle. Yâ Rabbe’l-Âlemin!”
 
Resûlullah (Salllahu Aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
 
“Size Cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği ve fakat şöyle olacak diye yemin etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği kimselerdir.
 
Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalpli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.”
 
Cennetliklerden olmamız ümidiyle, sevgili peygamberimize layık ümmet olalım inşaAllah.
 
"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış olursunuz."
 
(Bakara,21)
 
Allah'ım tutmuş olduğumuz oruçları ve yapmış olduğumuz diğer ibadetlerimizi makamında kabul etsin İnşallah. MÜBAREK CUMAMIZ HAYIRLARA VESİLE OLSUN... 
 
CUMA VESİLESİYLE GEÇMİŞLERİMİZİ RAHMETLE YADEDELİM
 
HAZRETİ FATIMA ANNEMİZİN VEDASINDAN NASİPLENELİM
 
Sevgili peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hazreti Muhammed'in, kendisini çok sevmesi dolayısıyla "babasının annesi" anlamına gelen "Ümmü Ebiha" ismiyle seslendiği Hazreti Fatima, annemiz vefatına yakın bir gün, Allah'ın galip Arslanı Hz Ali (R.A. Kerremallahu Veche,) Hz. Fatima'nın yanına girer ve onu Hz. Hasan ile Hz.Hüseyin'i yıkarken görür, yıkadıktan sonrada saçlarını tarar elbiselerini yıkar ve hamur yoğurup bolca ekmek yapar ve bu süre zarfında Hz. Ali R.A ile hiç konuşmaz .
 
Bu duruma şaşıran Hz Ali, (Keremallahu veche) "Ey Fatıma sende bugün daha önce hiç görmediğim bir acayiplik var. Çocukları yıkadın, elbiselerini giydirdin ve çokça da ekmek yaptın ama benimle tek bir kelime dahi konuşmadın !"
 
Hz.Fatıma şöyle cevap verir :
 
"Ey Ali. Ben bir yere misafir gideceğim. Çocuklarım aç kalmasın diye de ekmek yaptım.
 
Seninle konuşmama sebebim ayrılmak üzere oluşumdandır."
 
Ve sonrada babası hakkında şu sözler dilinden dökülür :
 
"Ey babacığım. Sana olan şevkim arttığı zaman kabrini ziyaret ederim
 
Sana gelir ve ne halde olduğumu bilmen için ağlarım
 
Ey sahranın sakini seni zikretmek ve anmak bana bütün musibetleri unutturdu
 
Toprak altında olduğun için bizlere görünmesen dahi.
 
Sen mahzunun kalbinde görünürsün."
 
Sonrasında Hz. Ali sorar: "Misafir gittiğin yerden ne zaman döneceksin?"
 
Hz Fatıma: "Kıyamet gününe kadar dönüşüm yok" der.
 
Hz Ali: "Bu ne biçim bir söz ya Fatıma vahiy kesildi, sana bunu kim haber verdi" der.
 
Hz Fatıma: "Dün babam, Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'i rüyamda gördüm ve bana
 
 "Kızım Fatıma süre epey uzadı, şevkim arttı seni bekliyorum," dedi.
 
Hz Fatıma'dan bu sözleri duyan Hz.Ali'nin dilinden şu cümleler döküldü:
 
"İki hilalin buluşması ayrılıktır. Ayrılıktan aşağı her şey kolaydır.
 
Ahmet'ten sonra Fatıma'yı da kaybetmem, hiç bir dostluğun dâimi olmadığına delildir. 
 
Onları kaybettikten sonra nasıl yaşar nasıl uyurum? Vallahi bu olmayacak bir şeydir."
 
Sonra Hazreti Fatıma Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i yanına çağırır.  Hz Hasan'ı sağ uyluğuna Hz Hüseyin'i de sol uyluğuna oturtur yüzlerine uzun uzun bakar ve ağlayarak şunları dile getirir: "Benden sonra elbiselerinizi kim yıkar saçınızı kim tarar ki? Keşke zor günlerinizde yanınızda olsam. Şehadetinize tanık olsam ve sizin için ağlasam" der.
 
Hz Fatıma'nın bu sözlerini duyan Hz Ali şöyle der:
 
"Ölüm zordur ama gariplerin, gençlerin ve yetimlerin ölümü daha zordur. (Çünkü Hz Fatıma Medine'de hem garip hem genç hem de yetimdi). Ey Fatıma:
 
Senden bir isteğim var, baban Resûlullahı  görürsen ona selamımı ilet, ve onu çok özlediğimi söyle. Diğer isteğim ise eğer benden razı değilsen beni Resûlullaha şikayet etme, çünkü ben fakirim ve senin kadrini bilemedim. Ve diğer isteğim ise kıyamet günü bana şefaat et."
 
Bunları duyan Hz Fatıma Hz Ali'ye:
 
"Ya Ali. Benimde senden bazı isteklerim var. Ölürsem beni sen kefenle ve göm. Eğer garip yetim ve genç görürsen benim gençliğimi ve garipliğimi hatırla. Hasan ile Hüseyin'e bağırma ve dövme. Ve bil ki ya Ali, babam Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem, semada ki melekleri ve ölüm meleği geldiler. Şimdi kalk ve hokkamı getir." 
 
Hz Ali hokkayı getirir .
 
Hz Fatıma Hz Ali'ye şöyle der: " Ya Ali, beni gömeceğin zaman bu hokkadaki kağıdı çıkar ve açıp bakmadan kefenimin içine koy."
 
"Ey Fatıma. Bu kağıtta ne var Allah için söyle." 
 
Hz Fatıma şöyle anlatır: "Babam beni evlendirmek istediğinde, ey Fatıma Hz Ali'yi seninle 400 dirhem mehire evlendireceğim. Bende babacığıma, ben Ali'ye razıyım ve 400 dirhem mehire de gerek yok, dedim.
 
Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam geldi ve babama şöyle dedi: Ey Allah'ın Resulü Allah-u Teala diyor ki cennet ve içindekileri Fatıma'ya mehir kıldım. Bende razı olmam deyince, ne istersin dedi. Bende ümmetinin hepsine şefaat etmen dedim, çünkü kalbin her dem onlar ile meşgul dedim.
 
Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam bir kağıt getirdi, o kağıdın içinde Fatıma'nın mehri ümmeti Muhammed'e şefaattir, yazıyordu. Bende kıyamet günü o kağıdı alıp Allah'ım ümmeti Muhammedi şefaat ile kurtar diyeceğim.
 
Kıyamet yerinde biri şöyle nida edecek
 
Ey Topluluk: birazdan Hz. Fatıma geçecek.
 
O sırat köprüsünden geçene kadar gözünüzü kapayın, nitekim o kendini yıkayıcılardan setrettiği için Allah'ta onu huzur-u mahşerdeki herkesin gözünden koruyacak göstermeyecek."
 
Ve o gün Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i süsleyip mescide göndermişti çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona altı ay sonrada sen peşimden geleceksin diye haber vermişti.
 
Ona hizmet eden ihtiyara, kimsenin yanıma girmesine izin verme bugünümü namaz ve münacat ile geçireceğim deyip gusül alıp kendini kefenleyip babasından geri kalan koku ile kokulanıp yüzünü kapatıp tecdidi iman yaptıktan sonra ölüm meleğine ruhunu teslim alması için emretmiştir.
 
Kuşluk vakti Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin yanına gelir ve odasına girerler ve onu uyuyor zannederler.
 
Hz Hasan, Hz Hüseyin'e: "Kaldır annemizi namaz vakti geldi." der.
 
O da annesinin yüzünden örtüyü kaldırınca, yüzünden nurlar ışıldadığını görür ve ruhunu teslim ettiğini anlarlar. 
 
Ağlama sesleri yükselince Hz Ali mescitten hızlıca çıkar gelir ve yastığının altında ufak bir kağıt bulur. Kağıtta Hasan ve Hüseyin'i sana emanet ediyorum yazılıdır.
 
Tekrardan yıkar eşi Hz. Fatıma'yı çünkü hem Hz. Fatıma'nın vasiyeti böyledir, hem de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona: "Ey Ali: Fatima senin cennette de eşin olacak, onu sen yıka ve bakî mezarlığına göm demiştir.
 
Allah onlardan razı olsun. Ebedi yurdumuzda sevgili peygamberimize, ashabına ve tüm sevdiklerimize komşu olmamız duasıyla...
 
 
 
Ayfer AYTAÇ
 
ayferaytac.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..