Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '11

 
Kategori
Güncel
 

Cumartesi Anneleri ve Kandil Dağı ile Antalya denizinin bombalanması

Cumartesi Anneleri ve Kandil Dağı ile Antalya denizinin bombalanması
 

Yine karışık şeyler olmaya başladı… Aslında olan olaylar net ve açık… Ancak söylemler farklı… Eylem farklı gösterilmeye çalışılıyor; Bu sabah saat 10.00 sularında Antalya’da ikinci kez bir plaj bombalandı… Ben buna denizi bombalamak diyorum… Buralar halk plajlarıdır… Bir şezlong şemsiye beş lira civarıdır… Ya da şemsiye şezlong istemezsen beleştir… Gelenlerin yüzde sekseni çocuktur… Gariban halk plajlarında bebeklerin olduğu yerleri bombalıyorlar diyebiliriz açık şekilde… Çünkü denize 3-5 metre civarında kumlara saklanan bu bombalar o an orada kim varsa onun altında patlamaktadır… 

Bu eylemin yapıldığı sıralarda ‘’canlı kalkanlar’’da Kandil bombalanmasın diye eylem yapıyordu… Ve bunlara da sert müdahalede bulunuldu… Ve tüm ‘’barışseverler’’ onların eylemini duyurmakla meşguldü… Tüm barış adına konuşanların şu an tek derdi Kandil bombalanmasın… Fakat arka arkaya şehit haberleri de geliyor bu arada… Deniz bombalanmış, asker, korucu kayıpları hatta orman yangınları (duyum) savaşın ‘’gereği’’ onlar için… Ancak Kandil'i bombalamaya karşı çıkmak barışseverliktir… 

Ne yapalım biz şimdi? Gidip Güneydoğuda askerlerimize canlı kalkan mı olalım? Gidip ormanlarımıza, denizlerimize, bebeklerimize, gelen misafirlerimize canlı kalkan mı olalım yanmasınlar ölmesinler diye? Akıl tutulması değil mi bu? Bundan sonra barış istediğine tek inanacağım gurup Cumartesi Anneleri... Oğulları/kızları ''kim vurduya'' giden, acıları yürek burkan bu anneler gittiler Çukurca'da şehit düşenlerin kanları üstüne örtülerini attılar... Bu bizim kan davamız yok/bitti anlamına geliyor... Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum... Gerisi inanın ikiyüzlülüğün bile suyunu çıkardılar... Kandil bombalanınca ''Barış'' diye bağıranlar akan diğer kanlardan kimi sorumlu tutuyorlar? Ülkemize barışı Cumartesi Anneleri gibi yürekler getirir ancak... Terör insanlık suçudur… Bunu kimin yaptığının anlamı ve önemi yok… İster devlet yapsın isterse örgüt… Fakat benim terör hakkım var dediğinde sen insan olarak bitmişsindir… 

Kim kazanabilir bu savaşı? Kim ötekini yok edebilir kökten ve kökünden… Ben bir Türk demokratı olarak kendime düşen sorumluluklar olduğunu biliyorum ve doğru bildiğim her düşüncemi hayata geçirmeye çalışıyorum… Ancak bunun Güneydoğudan karşılığı hiç gelmiyor… Cumartesi Anneleri hariç… Acıyı en iyi onlar biliyor… Karşılığı bırakın barış adı kirletildi bu ülkede… Savaş ile eş anlamlı hale getirildi… Ancak şu hep göz önünde bulundurulmalı; Bu insanların çoluk çocuğu, yüzdüğü denizleri ve gezdiği ormanları tehdit altına girerse onlarında akılları tutulur… İşte bu iç savaştır… Sanırım tüm hesap bunun üzerine kurulu… İç savaş çıkarmak için çırpınıyor birileri… 

Sevindiğim nokta hiçbir savaş uçağının bombası Diyarbakır’a ‘’kaza ile düşmüyor’’ daha ve denizde patlayan bombalar alışveriş merkezlerini havaya uçurmuyor… İşte bu aklın dayanabilmesidir. Fakat korkum bu sınırın artık zorlanıyor olması… Savaş insanları her zaman vahşileştirmiştir çünkü... Şu anda oynanan oyun Kandil'de yaşayanlar ile Tüm Türk ve Kürt halkının ortak geleceği arasında seçim yapmaktır… Orda yaşayanları uzak bir yerde ikamet ettirmeye yeter bu ülkenin gücü… 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..