Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '10

 
Kategori
Özel Lezzet Durakları
 

Cumartesi tatları - 5

Cumartesi tatları - 5
 

Bu haftaki lezzet durağımız Aydın’dan. Yaklaşık atmış yıllık bir mekan olan Şehir Kebap Salonu, diğer adıyla Rüştü Usta’nın Yeri, Aydın Ticaret Odası binasının altında ferah ve güzel bir mekan.

Giriş kapısının iki yanına dizilmiş büyük balkabakları mekanın spesiyalitesi olan kabak tatlısının simgeleri.

İçerisi son derece temiz iki bölüm halinde düzenlenmiş. Çalışanlar gerek kılık ve kıyafetleri, gerek servis ve sunumları ve gerekse müşteriyle ilişkilerinde son derece profesyoneller.

***

Değişik kebap çeşitleri vardı. Özellikle karışık kebabı tavsiye etmelerine rağmen biz döner kebap istedik. Döneri servis ederlerken ayrı bir kasede çok özel bir de sos getirdiler. Sosu arzu ettiğiniz miktarda kendiniz ekliyorsunuz. Daha sonra da özel kabında eritilmiş meşhur Aydın tereyağı getiriliyor ve istediğiniz kadar kebaba ekleniyor.

Süzme yoğurttan yapılmış ayranımızla beraber yediğimiz kebaplar birer harikaydı.

***

Kebabın üstüne meşhur kabak tatlısından da yedik. Burada da tatlıyla beraber bir kase dolusu çekilmiş ceviz geliyor. Biz Muzaffer İşlekel’in tavsiyesine uyup tatlının kalınlığı kadar ceviz ekledik.

***

İletişim adresi:

Şehir Kebap Salonu (Rüştü’nün yeri)

Veys Paşa Mah. Hükümet Bulv. 1623. Sk. No:2 AYDIN

Telefon: 0256 225 19 47

http://www.sehirkebap.com/

***

KIRK TOKMAK PEYNİRİ BİLİR MİSİNİZ?

Jüri başkanımız Muzaffer İşlekel’in mekanında lezzet ustalarımızdan Fahri Sevil ile arkadaşımız Zeki Kemiklioğlu ve sevgili ağabeyimiz Tevfik Göktepe’yi görünce ben de aralarına katıldım. Bu köşede huzurlarınıza getirdiğim bir yemek tarifini tartışıyorlardı. Ben de katılınca Muzaffer ağabey jüri başkanı sıfatıyla ortaya bir laf atıp yeni bir sohbet başlatıverdi.

“Siz kırk tokmak peynirinin nasıl yapıldığını biliyor musunuz?”

Buyurun, şu yaşa geldim, böyle bir peyniri ne gördüm, ne de adını duydum. Meğer orada bulunanların içinde bu konudaki tek cahil benmişim. Ben şaşkın şaşkın bakarken millet tariflere bile başladı. Önce Tevfik Göktepe’nin tarifini aktarıyorum:

“Çökelek iyice sıkıldıktan sonra testi küplerin içine tuz ve çörekotu ile basılır. Ağzına bir tülbent bağlanıp üstüne asma yaprakları dizilir ve bir de taş kapatılarak toprağa gömülür. Orada bir kış kalınca…”

Ben burada araya girip “bre bu dediğiniz bizim bildiğimiz garacotlu peynir ya da diğer adıyla desti peyniri değil mi” gibisinden bilgiçlik etsem de kimse dikkate bile almadı. Fahri Sevil’in itirazı küpün gömülme şeklineydi.

“Küp ağzı tülbentlenip bir de yapraklarla kapatıldıktan sonra ters çevrilerek gömülür. Böylece suyu iyice süzülmüş olur…”

Tevfik ağabey tarifinde ısrar etti.

“Testi terleyerek zaten suyu süzer…”

Sonunda Zeki Kemiklioğlu’nun hakemliğine gidildi. Ama onun tarifi de kafaları biraz daha karıştırdı.

“Biz bu işi bir kış bekletmeyiz. Tam tersine, baharın yapıp bir yaz bekletiriz. Peyniri çörekotu ve tuzla dışarıda harmanlar testiye öyle basarız…”

Sevgili okuyucu en iyisi, bu peynirden yemek isterseniz peynircinize giderek yarım kilo desti peyniri, ya da Orta Anadolu’daki adıyla tulum peyniri isteyiniz.

Bal tadında günler dileğiyle.

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..