- Kategori
- Kitap
Cumhuriyet'i çok sevmiştim...
Cumhuriyet’in güçlü ideallere, koruyuculara hep ihtiyacı vardı. Sarıp sarmalanmaya.
Hasan Cemal günlüğünü, anılarını yazmış, yer yer anılarını parçalamış. Etkileyiciydi, inandırıcıydı. Demokrasi dedi, üzerinde durdu.
Cumhuriyet’e, değerlerine, dostlarına haksızlık etmemiş , o döneme ışık tutuyor. Cumhuriyet’teki 11 yıl genel yayın yönetmenliği, 18 Yıl Cumhuriyet’e emek, alınteri. Başarısızlıkları sahiplenmiş, başarıları ise Cumhuriyet ailesi ve arkadaşları ile paylaşmış.
Hasan Cemal’in aydınlanmasında pek çok şey gördüm. Belki kitabı bir hayli zaman sonra okudum.
Cumhuriyet “aydınlık” “Anadolu aydınlanması” ile ülkede büyük buluşmalarını sanki son yıllarda bir hayli eksiltti.
Sevgili Balbay bu aydınlanmanın, Anadolu çıkartmasının hep bir parçası.
Hasan Cemal’in üslubu anlaşılır. Demokrasi güven verici. Aralık 2005 diye tarih attığım kitabın fiyatı 25 lira imiş.
Onun o dönemde sanki karşı devrimi gibi gösterilen gelişmelerin, o dönemin Cumhuriyet depresyonunun sorumlusu gibi algı yaratılması veya kitabının öyle algı üstüne lanse edilmesi hepsini alt üst ediyor ya “Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim.” Duygu yüklü şu başlığı bile.
Kitap için o dönemde bir gazeteci arkadaşım “ben almayacağım” dediğini anımsıyorum gün gibi. Neye karşı sözdü? O gün de düşündürdü? Neye karşı? Neye karşı olundu!!!?
Cumhuriyet Gazetesi asrın, yüzyılın gazetesi. Bir tarihi dönemin, Türk milletinin kurtuluşunda başlayan dönem. Sevgili Balbay siyasi yelpazesinde belki de çok haklı, Cumhuriyet’in II .Yüzyılına çağrı demektedir. Pek çok haklı...
Cumhuriyet; O’nu koruyacak, geliştirecek sorumluluklar ile korunmamış , geleceğe ışık tutulmamış.
Büyük bir görev, misyon üstlenmiş gazetem, Cumhuriyet. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet adını koyduğu gazete , insan haklarına dayalı gelişmişliği, demokrasiye açılan “pencere”yi, barışı, Anadolu’yu, Laikliği, medeniyete, uygarlığa gidecek yolun çabalarını, köklerine dek sahip savunmayı üstlenmiş.
Saat gece yarısını geçti. 01.30. Televizyonlar dünya ülkeleri yıl başı kutlamalarını gösteriyor. NTV ‘de bir, “sorma ne haldeyim” korosu?
Kitabı sonlandırdım. Fotoğraflara bir daha baktım. Berrin Nadi’yi, Nadir Nadi’nin cenazesi başında. Bir karesinde Hasan Cemal konuşma yapıyor.
Cemalizm denmiş ama, sayfalarında belki tumturaklı, çetrefilli, ironi.
Biz Kemalizm’den söz edelim. Benim benimsediğim okuyup incelediğim , Marksizim’den tutup diğerlerine. Kemalizm bir ışık geleceğe doğru açılacak, içini açacak, ferah bir yol, bir ışık, fışkıracak, saracak...
Daha o günde kitabın ilk sayfalarına notlarımı almışım. O notlarımı okuyorum, yıl 2005. Kitabı geciktirmemin ana sebebi o günkü çalkantılar, eklentiler olsa gerek.
Şöyle yazmışım;
“Bu iktidarın hızla Cumhuriyet kazanımlarını yok etmeye çalıştığı “ılımlı islam ülkesine doğru” yelken açtığı karşı devrime karşı dik ve onurlu durmuş, Cumhuriyet.Daha o gündür Cumhuriyet’e kimler karşı devrim açmış. Doğan medya grubu, İktidar, uzayıp gitmiş kolları. Fettullah Gülen gazetesi “Zaman” ülkenin her bir köşesinde kadar bedava dağıtılıyor. “2005 Aralık notlarım.
Hasan Cemal Cumhuriyet’ten ayrılırken duygularını şöyle döküyor; Virginia Woolf bir romanında böyle der; Bir dönem, yüreğinde bir göz yaşı kuyusu açmıştı. Gözyaşları ve hüzün; yiğitlik ve dayanıklılık, usanmayan bir direnç.
Benim yüreğimde açılan göz yaşı kuyusu da dolmak üzereydi. Dönüp son kez arkama bakamadım. Acı çekiyordum. İnsanın düşlerini gördüğü anlar vardır ya. “Cumhuriyet’i çok sevmiştim.” 19 Eylül 2005 Akmeşe’de bitirir kitabını.
Gece yarısı saat o1.30. Yılbaşı kutlamaları bir yanda. Gecenin ardından. Yerkesik.(N.K)
Not; İlhan Selçuk laikliği temsil ederken, Hasan Cemal demokrasiyi öne geçiriyordu.