Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Cumhuriyet kazanımları ve gençlik üzerine birkaç söz

M. Ali Erbil yıllardır yaptığı ve genel kuşak bandında izlenen programlarla magazin bazında damar genişliğinin önemli (amacı bu olmasa da) enstrümanlarından biri. Özellikle pervasız, sunuşta sınır, ölçü bilmeyen tavırlarıyla, en saf ifadeleri bile “belden aşağı” vuruşlarıyla (Bilmeden de olsa diyeceğim ama değil, bu onun hayat tarzı. Yani günlük hayatında M. Ali bundan başka bir şey değil ki…) TV’nin en çok izlenen kuşağında sürekli karşımızda(ydı). Ama ne yapalım; bizler, ortalama hayat yaşayanlar, yüzlerce TL para harcayarak yüzlerce uydu kanalına sahip olamayacağımıza göre bir bakıma mahkûmuz bu kanallara. Ehven-i şer olanı olup seyretmekten başka çaremiz de yok.

Geleyim meselenin özüne: Bu Mehmet Ali Erbil birkaç yıl önce “50 Sarışın” diye bir program sunuyordu. Formatı şöyleydi programın: Stüdyoya topladığı görselliği ön planda olan 50 sarışın değişmeyen fon. Bir de her hafta değişen bir erkek yarışmacı. Ciddi ciddi sorular yöneltiliyordu. Soruyu önce yarışmacı cevaplandırıyor, sonra da 50 sarışın kartlara yazdıkları cevapları gösteriyorlardı. “50 Sarışın”nın çoğu üniversite mezunu. Hatta birkaç okul bitirip master yapan bile vardı. Erkek yarışmacı da Türkiye’nin iyi üniversitelerinden mezun kişiler arasından seçiliyordu.

İşte -not aldığım- o yarışma programlarından biri. Sorulara, verilen cevaplara bakın da (güya) üniversite bitirmiş, iyi bir eğitim almış gençlerin haline bakıp ağlamalı mı gülmeli mi siz karar verin.

Soru: (şıklar da veriliyor)

-Cumhuriyet kelimesindeki “cumhur” ne anlama gelmektedir?

Yarışmacı:

-Devlet

Kızlardan da “halk” doğru cevabı geldiği gibi “millet, devlet..” cevapları da çıkıyor.

Soru:

-Atatürk 10. Yıl Nutku’nun ne zaman okumuştur?

Yarışmacı doğru cevabı veriyor:

-1933

“50 Sarışın”dan cevap akıyor maşallah:

-1920, 1923, 1932, 1938 …

Bu bir şaka değil. Yarışmada “görsel 50 sarışın” yılışık, “uçmuş” genç örnekleri olsa da sorular ciddiydi ve sorulara ciddi cevaplar isteniyordu.

Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünelim: 87 yıllık bir Cumhuriyet. Ve 87 yıldır Türkiye’nin Cumhuriyet’le gerçekleşen kazanımlarını hayatın her alanında insanımıza aktarıyoruz. Ortalama bir öğrencinin (üniversiteyi de sayarsak) 15 - 16 yıl boyunca binlerce kere okuduğu, not aldığı, hatta yazılı için ezberlediği bu temel, basit bilgiler zamanla onların hâfızalarında “buhar” mı oluyor? Bir yerde bir yanlış mı yapılıyor? Bir yerde bir tıkanma mı var? Eğitim kurumları bazında meseleyi ele alırsak rahatlıkla diyebiliriz ki: Bütün şekil ve metinlerle bu temel bilgiler bütün ders kitaplarında yer alıyor. Anlatılıyor, dinleniyor ve hatta ezberleniyor. Hatta ses ve görselle destekleniyor. O zaman “yanlış” nerede? Gençlerimize “Cumhuriyet kazanımlarını” değer, kişi ve olaylarıyla aktaramıyoruz, neden aktaramıyoruz?

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..