Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhuriyet öğretmeni

Cumhuriyet öğretmeni
 

öğretmen okullu


“Cumhuriyetin öğretmeni mahalle imamına yenildi", demiş Prof, Şerif Mardin gazetelerde.

Buradaki söylemin anlamına yüklenmek istenen ne olursa olsun, söz konusu olan Din ve Bilimdir. Öğretmen bilimi, imam dini temsil eder. Buna rağmen , “ Bilim dine yenildi” şeklinde anlamak da yanlıştır.

Lokal olarak;

Ülkemizdeki bazı siyasi yapılanmaların din anlayışı ve onu siyasette kullanışı.

Cumhuriyet ve değerlerinin din ile sürekli çatışır gösterilmesi.

Diğer taraftan dinin bilimle, bilimin de din ile çelişiyor olarak algılanması. Her iki tarafın durumu kendi açılarından subjektif olarak değerlendirmeleri sonucundan dolayı, açıktan veya örtülü bir mücadele içinde olmaları.

Oysa din ve bilimin hiçbir zaman amaçları aynı değildir. Varılacak hedefleri aynı olmadığı için birbirine rakip iki unsur olamazlar;

Din, öbür dünya hazırlığı ve bu dünya için kendine göre ahlak kurallarını ortaya koyarak bunlara uyulmasını ister.

Bilim, insan yaşamı adına, bilimsellik (kendine özgü ve kuralları ile_deney, gözlem, araştırma, inceleme ) içinde ve laboratuar ortamında keşfedilip araştırılanların yenilerini, doğru ve yanlışları bularak açığa çıkarır.

Din, iyi, kötü, doğru ve yanlışı insanlara anlatır.

Din kuralları standarttır, değişmez. Buna karşılık bilim sürekli değişkenlik gösterir, yeni bulgular ve kurallar ortaya koyar.

Din ahlakın, bilim teknolojinin temelidir.

Cumhuriyet öncesi teknolojik ürünlere karşı “gavur icadı, şeytan arabası “ gibi değerlendirmelerle din adına, teknolojiye karşı çıkıldığı bir gerçektir. Matbaanın gecikme nedenlerinden birinin bu olduğu bilinir.

Dünyada ve Türkiye’deki genel değişime bağlı olarak öğretmen davranışları da değişmeye başlamıştır. Köylerdeki nüfusun şehirlere göçmesi, şehirdeki öğretmenin bireylerle bire bir temasını önlemiştir. Değişen yeni duruma göre bir hareket geliştirememiştir.

Din kurallarının standart ve sabit oluşu, imama kurduğu sosyal ilişki açısından bir avantaj sağlamış, bu yüzden imam, bildiğini okuyarak birey ve toplum üzerinde etkisini sürdürebilmiştir.

Öğretmen çoğu kez çeşitli nedenlerden dolayı yeniliklerin ve değişimlerin önünde, yanında gidememiş arkasında kalmıştır. Bunun nedeni, öğretmene vardığı topluma uyum sağlama yollarını öğreten, önce Köy Enstitülerinin ve sonra da Öğretmen Okullarının kapatılması olarak düşünülebilir.

Siyasi iktidarlar dönemlerinde öğretmen kendini sürekli bir baskı altında hissetmiş; camiye, cumaya gitmeyişi, okuduğu gazete, kitap, dergi karşısına dolaylı olarak birer suç olarak çıkarılmış, sürekli bir açığı aranmış, bulunan o açık koca bir delik yapılmış ve baskı altına alınmıştır. Öğrenciye bağırması, sert uyarıda bulunması, görevinde doğal nedenlerden dolayı gecikmesi, veli ilişkileri gibi uydurma bahanelerle sürekli aydın öğretmen yıldırılmıştır.

Öğretmen evleri öğretmenlerin tecrit yerleri olmuş. Dersten çıkan öğretmen buraya koşmuş ve oyuna oturarak sosyal insandan kopmuştur.

Öğretmen kendi içinde bölünmelere uğradığından, değerlendirmeler hep tuttuğu siyasi parti veya üyesi olduğu sendikaya göre yapılmıştır.

Öğretmenin halkla ilişkileri, sosyal yaşamı, sosyal çalışmaları, başarısı, okuma yazması hiçbir zaman bilinçli olarak değerlendirmeye alınmamış, bu konularda çoğu kez kösteklenmiştir. Aslında bu durum ülkemiz çoğu kamu kurum ve sektörlerinde farklı değildir.Siyasetin iki de bir tıkanması ve daralmasının ana nedenlerinden biri de budur.

Genel olarak;

Türkiye Ortadoğu, İran, Amerika, Avrupa, Rusya, Türki Cumhuriyetleri politikaları ve değişimlerle birlikte yeni hedefler Türkiye’yi bir siyasi yapılanmanın içine sokmuştur. Aslında bu yapı içinde galip ve mağlup taraf henüz yoktur.

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..