Cumhuriyetimiz'in 92.Yılında "BeyazTürk-Beyaz Kürt" ittifakı!

Kürt şarkıcı Ahmet Kaya için "Vay Şerefsiz" manşeti atan Hürriyet gazetesine, bir kaç "kendini bilmez" bir kaç taş atıp camlarını kırdığında, ilk geçmiş olsuna gidenlerden biri de Kürt Selahaddin Demirtaş olmuştu...

Hürriyet Gazetesi'nin logosunda "Türkiye Türklerindir" yazılıdır malum... Gerçi, bu "Türklerin"  bütün Türkler olmadığı,  kısaca "Beyaz Türkler" denilen Türkler olduğu bilinir.

Yani, Türkiye Medyasının Kaptan Körk'ü mü, yoksa Kaptan Köşk'ü mü diye bilenen gazete (yok yok Amiral Gemisi deniyordu galiba) aslında Türkiyenin zengin ve seçkin "azınlığını" temsil ediyordu.

Böyle olduğu için, bütün suçu Anadilinde şarkı söylemek arzusu olan Ahmet Kaya için o günün konjonktürü gereği "Vay Şerefsiz" manşetini atabiliyordu... Çünkü o günün konjonktürü, geniş Türk kitlelerini ajite etmek için, topyekün Kürt karşıtı olmayı gerektiriyordu.

Oysa, Amiral,  geniş Türk kitleleri içindeki "dinci"leri de hiç sevmiyordu... Nitekim, "dinci"lerin çoğunlukta olduğu TBMM oylamasını "411 El Kaos'a kalktı" diye manşet yaparak, başka bir iradenin sesi olduğunu göstermişti...

Türkiye'de işler değişti... TBMM'nin iradesini "Kaos nedeni" olarak sayan "vasi pişkinliği" artık para etmez oldu... Çünkü, artık TBMM kendi üzerinde vasi kabul etmiyordu... Yani, Medyanın Amiral gemisiyim, derken aslında Ülkenin Amiral gemisi olduğuna inanan anlayış ülkeyi peşinden sürükleyemiyordu.

Bunu kabullenmek, bu "hazin durumu" hazmetmek kolay değildi... O halde, vesayeti reddedenleri yıpratmak ve yıkmak için yine konjonktürel olarak yeni "ittifaklar" yapmak gerekiyordu...

Bunların başında da, bir zamanlar sırf Kürtçe şarkı söylemek istediği için "Vay Şerefsiz" diye aşağıladıkları Ahmet Kaya'nın soydaşı Kürtler geliyordu... Kürtler ama tabii ki "Beyaz Kürtler" müttefik olacaktı.

Sonuçta oldu da... Beyaz Türklerle, Beyaz Kürtler ittifak yapıp dağlarda TSK ile savaşan PKK "gücüne" arkalarını vererek vesayet kabul etmeyen bu İktidarı yıkmak için müttefik oldular... Pensilvanyadaki "Hoca"nın dualarına da yanlarına alıp büyük bir "savaşım" vermeye başladılar.

Cumhuriyetimiz, 92. yaşında böyle ittifaklar da gördü... Bu ittifak, Hürriyet'in "vahşice" taşlanmasından sonra kırılan camlar için, "taziye ziyaretlerinde" gözle görülür hale gelmişti.

Hürriyet'i protesto için taş atan gençler büyük bir suç işlemişti elbette... Bir yandan "canlar" gidiyordu ama önemli olan canların gitmesi değildi; "cam"ların kırılmasıydı..

Bu nedenle "Vay Şerefsiz" manşetine muhatap olan Ahmet'in yoldaşı Selahaddin bu manşeti atan gazeteye geçmiş olsun ziyaretinde bulundu... Taş atan çocukların cezalandırılmasını istedi... Halbuki aynı kişi, Doğu'da güvenlik güçlerine molotoflu atan çocuklara gaz atılmasına isyan ediyordu.

Neyse... Sonuçta, Cumhuriyetimiz kuruluşunun 92. yılında yeni ittifaklara şahitlik ediyor... Yarın Selahaddin Demirtaş, Anıtkabiri ziyaret edip, bugünki iktidarı Atatürk'e şikayet ederse hiç şaşırtıcı olmayacak...

Nitekim Atatürk de Darwinist'ti, Beyaz Kürtler de Darwinist öyleyse niye müttefik olunmasın, diyen densizler de çıktı... Akılları sıra, Darwin felsefesi üzerinden bir "soy kardeşliği" kurmaya çalışıyorlardı bu ırkçılar...

İşin aslı şu ki, Cumhuriyetimiz olgunlaştıkça, üzerindeki çürük elmaları döküyor... Cumhuriyet'i kendi azınlık iktidarları için kullananların devri bitiyor, Cumhuriyet gerçek sahiplerinin elinde yüceliyor, yükseliyor.

Bu sahte ittifaklar da çözülecek... Cumhuriyetimiz Türk-Kürt gerçek sahiplerinin elinde, daha yükseklere ulaşacak, milletiyle memleketiyle çağın zirverelerine erişecek.

92.Yıl Kutlu olsun!