Cumhuriyette tek tip insan tanımlaması değişti. Siyasette sığlığın nedenleri? Beran Uzer'e yanıtım.

İnsanların kişiliğini belirleyen ya da daha hafif deyimle derinden etkileyen bildikleri olmuyor çoğu zaman. Bilmek çok ayrı bir şey… Onu içselleştirip yaşamak çok ayrı bir şey…

İnsan kişiliğini en derinden etkileyen şeyler karşı olduklarıdır… Fakat burada normalde olması gereken tutum, insanın karşı olduklarını değiştirmeye, düzeltmeye çalışmasıdır… Karşı olunan olgu kişiyi rahatsız eden bir şeydir, varlığı ona acı vermektedir…

Fakat o olgu zamanla kişinin varlık nedeni haline gelebiliyor. Ruhunu belirleyebiliyor. Bir olguya karşı olmayı yaşamın merkezi haline getirmek, o olgudan kurtulmak anlamını taşımaz. O olgu yok olsa bile siz o olgunun belirlediği insan olmaktan kurtulamazsınız… Çünkü karşıtlık temelinde sürekli o olgu size yön verir… Atacağınız her adımı o olgu belirler… Hatta onu yendiğinizde bile kişiler, yine o olgu varmış gibi hareket eder… Daha ileri bile gidebiliriz bu konu hakkındaki iddialarımızda; kişi yendiği düşmanını arar hale gelir…

Sabitlenen düşmanın karşı hamlelerine göre düşünmeyi öğrenen kişilik, karşı hamleler olmayınca kendisi de bocalayacaktır… O olgu hala varmış gibi onu yok etmeye çalışan hamleler yapmaya devam edecektir… Hatta o nasıl yapardı diye onun yerine düşünüp, karşı hamleleri yapmayı sürdürecektir…

Kısaca: Sabitlenmiş düşünce karşı düşünceyi aşıp, onu yok sayamaz… O nokta etrafında döner durur… Asıl vahim olanı (karşı olduğu bu olguya rağmen) kendisinin de o düşünce tarafından belirlendiğini kabul etmez…    

Cumhuriyetin en çok eleştirilen yapısı, tek tip insan yetiştirmek olarak gösterilmiştir bu güne kadar… Bana göre Cumhuriyete getirilen en ciddi eleştiri de budur… Kürt realitesinin altında yatanda, demokrasimizin güdük kalması gerçeğinin altında yatanda budur… İnançları denetim altında tutma çabaları da bu anlayıştan kaynaklanmaktadır…

Fakat Cumhuriyete bu yönden karşı çıkan tüm siyasi düşüncelerde aynı yolu izlemektedir… Yaman çelişki budur işte… Kürt kimliği altında ‘’siyaset’’ yapanlarda, Cemaatlerde, hatta Başbakan bile aynı şeyi yapmaktadır…

Sayın Erdoğan Cumhuriyetin yarattığı ‘’zenciler’’ tarafından iktidara taşınmıştır… Kendisinin sistem tarafından kabul edilmediğini düşünen insanların lideridir… Yani tek tip yetiştirilememiş insanların önderidir… İktidarı (aynı sınıf savaşına benzer bir hareketle) ele geçirme illüzyonu yaşatılmıştır bu insanlara ve sisteme dahil edilmişlerdir… Bu Sayın Erdoğan’ın en büyük başarısıdır bana göre… Yoksa bu boşluğu doldurabilecek çok sayıda El-kaide benzeri örgüte uygun verimli topraklardı buralar…

Fakat aynı Sayın Erdoğan rahatlayınca kendi tek tipini yetiştirmenin hazırlıklarına başlamıştır… Şimdi söyleyin dostlar; Cumhuriyetin yanlışlarına karşı olmak doğru olmak anlamı mı taşıyor? İşte demek istediğim bu tam olarak bu…

Not; Beran hanım Liderdeki değişimlerden şikayetçi ve anlamak istiyor… Cumhuriyetin tüm güçlerini ‘’demokratik’’ yollarla ele geçirip muktedir olan bu günkü iktidar, Cumhuriyetin tüm yanlışlarına sahip çıkıp yoluna devam ediyor… Tek tip tanımlaması değişti o kadar…