- Kategori
- Gezi Rehberleri
Dağa kaçtım ~~ Karaburun Bozköy-Uzundere vadisi yürüyüşü
Saip
Her yıl yinelediğimiz Karaburun yarımadası yürüyüşlerimizden bir yenisini yapmak bugüne nasip oldu. Sabah yüksek basınç ve yüksek sıcaklığın sebep olduğu sisli bir havada Urla’dan geçtik. Karaburun yol ayrımından; otoyoldan ayrılarak Gülbahçe üzerinden Karaburun asfaltına döndük. Kaynarpınar’da deniz kıyısındaki kır kahvesinde simit, peynir ve çaydan ibaret kahvaltımızı yaptıktan sonra İstanbullu bir bayan ile eşinin işlettiği Saip köyünün kır kahvesinde lohusa şerbeti eşliğinde sabah kahvelerimizi Saip Altı’ndan öteye uzanıp giden denizi seyrederek içtik. Arkamızda rüzgârlı Mimas’ın kireç taşı kayalıkları bütün ihtişamı ile yükseliyordu.
Önde Saip köyü kır kahvesi ve muhtarlık, arkada cami ve Mimas
Birkaç yıldır Karaburun yarımadasında Börklüce Mustafa’nın izinde Cehennem Vadisini aramak adına Akdağ’ın önünde arkasında derin vadi koyaklarında yürüdük durduk. Bugün de yine Karaburun’un tarihi köylerinden biri olan ve yüzü batıya dönük; geçmişte korsan saldırılarına karşı gizlenme içgüdü ile kendisini Akdağ’ın önündeki derin bir vadinin içine gömen ve bu nedenle denizden asla görünmeyen Bozköy civarında dolaştık.
Yürüyüş rotası
Kış nüfusu 120 kişi olan, son yıllarda sessiz ve doğayla iç içe yaşamı nedeniyle yabancıların da ilgi gösterdiği bir çekim alanı haline gelen Bozköy’e Karaburun’dan sonra bir balıkçı köyü olan Yeni Liman’a yaklaşırken “Bozköy 2 km; Tepeboz 5 km” yön levhasından sapılarak ulaşılıyor.
Bozköy
Köyün içinde 1891 yılından kalma köy camisi ve daha sonra Cumhuriyet döneminde yenilenmiş olan oval kesme taştan örülmüş ilginç minaresi bayır aşağı inerken gözümüze ilk çarpan yapı oluyor. Köyün yüksek sekilerinde tamamlanmış yada inşası devam etmekte olan villalar dikkat çekiyor. Caminin hemen karşısında yine Cumhuriyet dönemi mimarisinin izlerini taşıyan bir çeşme var. Ama her şeyden önce söz edilmesi gereken o güzelim köy kahvesi…
20 Mart 2012
İbrahim Fidanoğlu