Daha fazla "çağdaş" öğrenci yetiştirilmesi sakıncalı olabilir!

Blog’lara göz attığımda, bazı arkadaşlarımın “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof.Dr.Türkan Saylan’ın, Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer’in evlerinde, dernek merkezi ve şubelerinde arama yapılması karşısında şaşkın ve tepkili olduklarını gördüm…

Ayni arkadaşlar yine, “Baba Beni Okula Gönder” projesini yürüten ve Doğan Gazetecilik A.Ş. İcra Kurulu üyesi Tijen Mergen’in gözaltına alınmasına da şaşırmışlar ve inanmakta güçlük çekiyorlardı…

Oysa ben, son yapılan 12. dalgayı çok anlamlı buluyorum, çünkü bulunduğumuz koşullarda toplum bu kadar “çağdaş” insanı kaldıramaz!..

Ayrıca, bu dalga bizleri azımsanmayacak derecede ıslattı ama, bunun faydası da oldu ve bazı vatandaşlarımız nihayet bazı gerçekleri görmeye, olayları daha iyi yorumlamaya başladılar…

Bir "beyin fırtınası" yapacak olursak; bir an için ülkemizin tüm çocuklarının okula gönderildiğini, çocuklarımızın tümünün de, çağdaş bir eğitimden geçirildiğini, Obama’nın karşısına çıkartılan gençler gibi iyi donatılmış ve ülkemizi gerçekten çok iyi temsil edebilen, pırlanta gibi gençler yetiştirildiğini varsayalım…

Peki ama o zaman, dini siyasete alet eden siyasiler ne yapacaklar? Bu siyasetçiler, kimlere “sadaka“ dağıtacaklar, kimlerden oy alacaklar ve kendilerine engel gördükleri “fener”leri nasıl karartacaklar? Devlet olanaklarını, yandaşlarıyla birlikte nasıl bu kadar kolay paylaşacaklar?

Beyin fırtınası değil sanki bir “kabus” tu!..Gördüğünüz gibi, bizim “kimya”mız bozulur, maazallah “kaos” çıkardı…

Bence beyin fırtınasına başlamışken, biraz daha devam edelim , çünkü şimdiye kadar “aysberg”in üstüne baktık, oysa bunun birde altı var...

Eğer, “çağdaş” öğrenci yetiştirme projeleri bir noktada durdurulamasaydı; hiç kuşkunuz olmasın bir takım cemaatler okullarda ve yurtlarda "kafalayacak" çocuklar bulmakta zorluk yaşayacaklardı!..

Beyin fırtınasından çıkalım ve sakin sakin düşünelim; her ne kadar bunca aydın ve çağdaş bilim adamımızın bu dava ile bağlantısını kurmakta zorlanıyorsak ta; şu bir gerçek ki, hiçbir “dalga” bence nedensiz yapılmıyor!..

Demokratik bir hukuk devletinde, bazı insanlar "gizli "tanık beyanıyla, elde yeterli delil olmadan gözaltına alınabilir, tutuklanabilir ve evi aranabilir mi?

Cumhuriyet'in laik ve Atatürk'çü kadroları sözde bahanelerle suçlanmakta, saygınlıkları zedelenerek, halk ile irtibatları kesilmek istenmektedir!..

Öte yanda ise, amaçlarının “şeriat” devleti kurmak olduğunu söylemekten çekinmeyen bir takım örgütler, faaliyetlerine ara vermeden devam etmektedirler…
Siyasi bir “sivil darbe” ile karşı karşıya olduğumuzdan dış basının bile kuşkusu kalmamıştır…

Çünkü, iç ve dış güçlerin yeni senaryolarında ülkemizin laik olmasının, demokratik bir hukuk devleti olmasının hiçbir önemi kalmamıştır... Onlar, taleplerini yerine getirecek ve zorluk çıkarmayacak iktidarlarlar istemektedirler. Ancak, şu anda ki devlet yapısı ve yasalarla bu taleplerin yerine getirilmesi çok zor olduğu için, anayasa ve kanunlarda değişiklik yapılmak istenmektedir. Anayasa taslağının, önce Anayasa Mahkemesi yada Yargıtay'a verilmesi yerine, ABD'lerine gönderilmesinin hangi mantıklı gerekçesi olabilir?

Ayrıca, özerk devlet kurumları da teker teker iktidar güdümüne geçirilmektedir. Yani sessizce, sinsice atılan adımlarla, içeride ki koşullar günbegün elverişli hale getirilmektedir... Bu oyunu bozmak için henüz vakit geç değildir ama, muhalefet partileri, basın, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları toparlanmalı, toplumla bütünleşmeli ve “uyuyan dev" diye tabir edebileceğimiz "halkımız” uyandırılmalıdır!
Bu Cumhuriyet kolay kurulmadı, o nedenle hiç kimse onun temellerini birkaç hamleyle yıkabileceğini sanmasın…

Satranç oyununda, bazen “piyon”lar da vezir olabilirler ama bu her zaman mümkün değildir!..

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında uğraştığı koşullarla, ne yazık ki bu gün bile uğraşmak zorunda kalıyorsak, bunda hepimizin sorumluluğu olduğunu da unutmayalım...

Adımlarını, attığımız uygarlık ve yenilik adımlarına uydurmak istemeyenler ne talihsizdirler! Bu gibiler hâlâ milleti aldatacaklarını ümit ediyorlarsa bu ümitleri, kendilerinin zarara uğramalarından başka bir sonuç vermeyeceğine şimdiden emin olabilirler.
Mustafa Kemal Atatürk