Daha neler neler

Evet! Ya konuşmak istemiyorsan, duymayacaksın kardeşim, duymayacaksın…

Bütün günün stresinden kurtulmuşsunuz, işiniz bitmiş, keyifle günün yorgunluğunu çıkarmak için evinize gelmişsiniz, 'işte bugünde akşam oldu' diyerek keyifle geriniyorsun…

Hemen TV kumandasını eline alıyorsun, basıyorsun kanallara tek tek geçerken, bir haberin görüntüsü gözüne takılıyor..

Aa o da ne?!.

Tüylerin ürperiyor. Görüntünün haberi aynen şöyle: İstanbul'da çıkan bir yangında, itfaiye sokakların dar olması sonucu, yangın yerine zamanında gidemediği, yangına zamanında müdahale edemediği için, 4 kişi hayatını kaybetmiş…

Bir anda kan beyninize hücum ediyor. Doğaldır ki yıllardır aynı nedenden kaç kişi hayatını kaybetti değil mi? Ama hala belediyeler akıllanmadı, dar sokakların üzerine suçu atmakla, -varsa eğer- vicdanlarını rahatlattılar.

Kardeşim, bu sürekli yaşanan bir sorun. Her yangın çıkışında geç yapılan müdahalede, verdiğin cevap, bu senin.. Neden soruna çözüm aramıyorsun ki?.

Haa diyeceksin ki: 'Çözüm aramayan kim?'

Sensin kardeşim! Sensin! Araçlar, sokağın darlığından giremiyorsa, sokağı genişleteceksin ki, bu olanaksız… Bir yığın formalite… Ve esas sorun "para" mutlaka ödeneğiniz yoktur, bu iş zor yani.

O zaman ikinci bir seçenek yarat! Araçlarını küçült!.. Hortumlarını uzat!.. Sokak aralarına rahatlıkla ulaş!..

Bir öneri daha: Her dar sokağın başına, yangın söndürmede kullanılabilecek bir "vana" yerleştir!..

Kimseyi üzmeye hakkınız yok… Hele de yangın yerine geç gitme, geç kalma gibi lüksünüz hiç yok...