Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Dalga dalga dalgalanıyorum…

Dalga dalga dalgalanıyorum…
 

Çarşamba sabahı televizyonlarımızı açtığımızda, yine bütün haber kanallarının aynı konuya yönlendiklerini, hemen her kanalda birilerine telefonla bağlanılarak yorumların yaptırıldığı bir güne uyandık…

Konu, ne menem bir şey olduğunu bir türlü anlayamadığımız <ı>“Ergenekon davasının” meğersem onuncu <ı>“Dalgası” imiş ve yine birilerinin evlerinde aramalar ve gözaltılar yapılıyor muş!

Yani <ı>“Dalga geçer” gibi dalgalardan biri daha…

Bu <ı>“Dalgalar” gelmeye başlayınca benim aklıma daha güzel şeyler, daha güzel <ı>“Dalgalar” geliyor. Örneğin bir şarkı…

<ı>

<ı>Dalga dalga coştu gönlüm,
<ı>Kadeh kadeh içti gönlüm,
<ı>Sunduğun aşk şarabından,
<ı>İçti candan geçti gönlüm…

<ı>

Ya da…

<ı>

<ı>Coştum yine dalgalanıyorum ben
<ı>Ah yeni yeni sevdalanıyorum ben
<ı>Üç kadeh içtim dalgalanıyorum ben
<ı>Ah yeni yeni sevdalanıyorum ben

Sonra şarkılara dikkat ediyorum ki içinde <ı>“İçki” var <ı>“Aşk” var <ı>“Sevda” var, <ı>“Olmadı” diyorum <ı>“Ergenekon’a takılır bu” diyorum ve değiştiriyorum…

<ı>

<ı>Denizin dibinde hatçam demirden evler,
<ı>Ak gerdanın altında da çiftedir benler,
<ı>O gınalı parmaklarda o beyaz eller,
<ı>Yolcuyu yolundan eyleyen dilber…

<ı>Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor.
<ı>Hatçayı görenler aman sevdalanıyor.

<ı>

<ı>“Dalga geçmeyi” bir taraf bırakıp da işin <ı>“Ciddi” kısmına gelirsek, en ilginç <ı>“Dalga” eski Cumhuriyet Başsavcısı ve <ı>“Onursal Başkanı” Sabih KANADOĞLU’nun evine çarpan dalga idi ve bakın ne ile suçlandı.

<ı>“Ergenekon terör örgütü mensuplarının, Danıştay 2. Daire ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılar, Ümraniye'de bulunan el bombaları, Eskişehir'de bir evde çıkan askeri mühimmat, Yargıtay üyelerine yönelik suikast girişimi.”

Şimdi bu <ı>“Dalga” ile dalga geçmeyelim de ne edelim söyler misiniz?

Bu arada bir şey dikkatimizden kaçmıyor…

Gözaltına alınanları şöyle bir gözden geçirdiğimizde, hepsi de AKP’ye muhalefet eden, partiyi, iktidarı yerden yere vuran isimler olduğunu fark ediyoruz.

Daha başka dikkatimizi çeken şey, bu <ı>“Dalga geçer gibi dalgaların” ülkede ortaya çıkan bazı konular gündeme oturacakken yapılıyor olması…

Diğer yandan <ı>“dalgaların” hukuksal boyutuna girmeyi de düşünmüyorum.

Bana göre <ı>“Hukuka uygun Suçlama” öncelikle elde bir kanıtın olmasına bağlıdır. Oysa Türkiye’de önce <ı>“Kuşkudan” yola çıkılıyor, adam <ı>“Dalganın önüne” konuluyor ve <ı>“Suç” kanıtlanmaya, daha doğrusu itiraf ettirilmeye çalışılıyor. Bu yıllardır böyle ve bu nedenle de ülkede <ı>“İşkence iddiaları” ayyuka çıkıyor.

İşin ilginç bir başka yanı ise, gözaltına alınanlara <ı>“İşkence uygulamasının” etkili olmayacağı…

O zaman sormak gerek <ı>“Kanıtınız nerede” diye, ancak soramıyoruz da, sorsak da cevap alamıyoruz.

Bütün bunlara rağmen bir <ı>“Gerçek” var ama…

Ülkede bir <ı>“Deprem” yaşanıyor ve bu deprem de <ı>“Tusunami”<ı> yaratmaya başladı, bakalım kimi yutacak? Şimdilik o tusunami dalgaları üzerinde <ı>“İktidar” sörf yapıyor, görelim bakalım zevk alabilecekler mi?

<ı>08 OCAK 2009

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..