- Kategori
- Gündelik Yaşam
Dalgaların sesinden daha güzel ses bilmem ben...
Çimlerin üzerine uzandım, soğuk kış gününde battaniyemin altına saklandım şimdide yüreğim beni dalgalara götürüyor.
Ellerim kumda gömülmüş. Gece ve yakamoz önümde. Sessizliği bozan sadece dalgalar. Bir geri bir ileri ve o muhteşem sesi. Dalgaların sesinden daha güzel ses bilmem ben.
Tuz kokusu burnumu yakıyor. Dayanamıyorum uzanıyorum kumsala. Üstümdeki entari rüzgarla dans ediyor. Gökyüzünün büyüklüğü ve ihtişamı beni her zamankinden daha çok korkutuyor. Kendime yıldızlar seçiyorum. Önce sana sonra sana uğrayacağım diyorum. Ellerim havada birini yakalayabilmek için uğraşıyor. Nihayet en sessiz ve sönük olanını başparmağım ve işaret parmağım arasında sıkıştırıyorum. Ne kadar küçüksün ne kadar küçük. Parmaklarımın arasından oda kayıyor bütün yıldızlar gibi...
Rüzgar bu sefer denizden geliyor bana. Takip ediyorum...Yosunlar arasındayım arapsaçı gibi. Yakamoz denizin altınıda masallaştırıyor. Serin üşüyorum tekrar kumsal...Tekrar yıldızlar ama hayret ıslanmamışım...
Bu kadar büyüleyici olmak zorunda mısın diyorum denize. Bu kadar masal olmak zorunda mısın.
Ellerimi iki yana açıyorum. Hafifçe rüzgarı okşuyorum. Ruhumu ancak sen anlıyorsun. Sessizsin ama çok şey anlatıyorsun. Bazen üşütür bazen ısıtırsın; bazen sert bazende yumuşak esersin. Damarına bastılar mı kasırga bile olabilirsin ama daha çok meltemsin...Hiç bir yere sığamayan gönlüm burayı sevdi. Kalmak istiyorum artık burada kendi müziğimle...