Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Mart '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Damat hepsini öldürmüş…

Damat hepsini öldürmüş…
 

Yazmaya başladığım ilk günden bu yana, ışıltılı hikayeler peşinde koşuyorum..
Yakaladıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi yazıyorum..
Bu cumartesi hikayem kendi ayakları ile evime geldi… Keşke gelmeseydi…
Cumartesi günleri çalışan kesimdenim.
Durumdan şikayetçi değilim ama hafta içi sarkan işleri toparlıyor, Pazar günü ile ilgili planlar yapıyorum..

Saat dört gibi işten çıktım.. Rıdvan ağabey balığa çağırdı, levrek çıkıyormuş.. Bu aylarda levrek?

Hiç inandırıcı gelmedi. Lodos var ve hava çok soğuk.. Kurt çıkartmak ve sahilde oltanın başında beklemek için çok yürekli olmak lazım.. Bugün o yürek bende...
Eve gitmek en güzeli..

Ev sakin, huzurlu… Burhan Öcal’ın son albümünü aldım.. Onu dinlerim.. Olmadı Dvd izlerim.. Stokta iki filmim var biri Robin Wıllıams’ın başrolünü oynadığı The Night Listeneer ( Gecenin Sesi). Diğeri Çağan Irmak’ın yönettiği Çetin Tekindor’un Başrolünü oynadığı Kabuslar evi.. Gerçi Çetin Tekindor’a Foça’da benimle fotoğraf çektirmediği için bozuğum ama…(!)

Hafif yağmur var..
Orion’un (Alışveriş merkezi) önü yine çok kalabalık.. Mahallemiz sakin..
Ev sessiz..
Fırının önü kalabalık.. İnsanlar ellerinde ki poşetlere ekmek doldurmuşlar.
“Kıtlık mı var” diyeceksiniz.
Hayır.. Çorluda Pazar günleri ekmek çıkmıyor…
Neden?
Bilmem… Birileri böyle istiyor..
Oturma odamız boş..
Koltukları döşemeciye verdik.. Annemin yaptığı şiltelere oturuyoruz..
Damacanalar da boş.. Sucuyu arıyorum.. Sipariş veriyorum.
Bilgisayarda oynadığım strateji oyunun bölümlerinde kaybolmuşken..
Zil çalıyor?
Sucu geldi…
Otomatiğe basıyorum… Asansörün çağırılma sesinin gelmesini bekliyorum… Ses yok..
Evin balkonundan aşağıya bakıyorum..
Bir kamyonetten bizim koltukları indiriyorlar.
Altıncı katta oturuyoruz, koltukların asansöre sığması mümkün değil…
Yandı adamalar…
Kapıyı açıyorum..
Biri sarışın diğeri esmer. İki yaşlı adam var... Bu adamlar mı çıkaracak koltukları altı kat?

Asansör arızalandığında iki mola vererek ve sonuçta nefes nefese kalarak, elimi kolumu sallayarak ruhumu teslim edercesine çıktığım merdivenleri, bu iki ihtiyar, koltuklarla çıkacak?
Olacak iş değil..
İlk olarak teklileri getiriyorlar..
Garip bir durum var..!
Adamların nefes alış verişleri normal..
İkililer geliyor… Hafif yorulma emareleri ve terleme var fakat nefesler yine normal..
Üçlü koltuk kırıktı, onu merak ediyorum istediğimiz gibi yapabilmişler mi?
Oda geliyor.
Sarışın olan meraklı gözlerle baktığımı fark ediyor…
- Bak bakalım nasıl olmuş. Memed agan kendi yaptı onu.
-Eline sağlık baba… Valla bravo, tık yok… Sizi görünce bu ihtiyarlar çıkaramaz koltukları dedim ama… Maşallah.. (Gülüyorum)
- Kırk yedi doğumluyum ben..
- Neredeyse babam kadarsınız.. O kırk beşli…
-Babanda çıkartabilir mi böyle?
- Çıkartır! (Babamıza toz mu konduralım şimdi)
-Sen beni birde kazadan önce görecektin..
-Geçmiş olsun..
- Kahve içer misiniz.
- İçeriz…

Koltukların montajları bitti. Kahveler geldi…
Yeni gelen koltuklara oturduk sigaraları telledik..
- Kaza dedin baba! Trafik kazası mı?...
- Yok Benimki aile kazası….
-Aile kazası mı?.
- Evet……………………Bir gün işyerine telefon geldi.. …. Hemen eve gitmem gerekiyormuş. Patron benimle gelmek isteyince anladım bir şeyler olduğunu ama……Kalbim şu göğüs kafesimden dışarı çıkacak…..Gittik… Evin önü anam babam günü… Polisler de var…. Bir bardak su verdiler bana….. Kızımla damadım ayrı yaşıyordu.. Bir yaşında torunum vardı Doğukan….
Damat hepsini öldürmüş…
Sigarayı yutacaktım..
Benim hanımla Hülyayı silahla kafalarından vurmuş.. Torunu da elleriyle boğmuş.. Üstlerine benim oğlan gelmiş… Oda kafayı bozdu….
Neyse nasıl olmuş koltuklar….?
İnanmadınız değil mi?
Bende inanmadım…Sonra araştırdım…

http://arsiv.sabah.com.tr/2005/02/26/gun113.html
Kotukların ........................

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara