Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '07

 
Kategori
Ev / Bahçe
 

Dar alanda kısa paslaşmalar

Dar alanda kısa paslaşmalar
 

Evde bir taşınma hali. Hani bir deyim vardır ya, "ev almış başını gidiyor." Bizim evin durumunu en iyi bu cümle açıklayabilir. Evimiz, almış başını, sahiden gidiyor. Üstelik gideceği yer, alt kat, ama yine de bir heyecanlı ki, sormayın. Utanmasa, "bırakın beni kendi halime, siz de gidin bu evden, rahat rahat gitmek istiyorum" diyor.

Salonda adım atacak, bir adımlık yeri zar zor açıyoruz. Küçük, minik adımlarla, kolilere konmuş gidenleri rahatsız etmeyecek şekilde dolaşıyoruz. Aman, rahatsız olmasınlar demeyi de ihmal etmiyoruz.

Alt kata gideceklerin çoğu kitap olunca, hal böyle oluyor. Her biri bir karakter, bir anlam taşıdığından daha bir dikkatli oluyor insan.

Chomsky'i sinirlendirme, Adalet Ağaoğlu'na ince davran, Bukowski dalga geçer şimdi, dikkat etmeliyim, Paul Auster, yine zehir gibi gözlerle bakıyor, gibi ve benzeri düşüncelerle, onlarca yazarla aynı evde son kez soluk almaya çalışıyorum.

Üstelik kolay gözükse de, bir o kadar da zor onlardan ayrılmak. Odamdaki kütüphanenin dolabına burnumu bile bir kitap yüzünden çarptım, desem anlarsınız ayrılamama durumumu.

Oysa ki, alt kata gidiyorlar, az birazı yanımda kalıyor, ama yine de ihanet ediyormuşum gibiyim: endişeli, her an, en sevdiğimin kollarına bırakacakmşım gibi kendimi.

Kitaplarla yaşam bu yüzden hem çok keyifli hem de çok zor. Kimi zaman, okumadığım, fırsat bulamadığım kitapların yanından geçerken gözümü kaçırırım, ayıp ettiğim düşüncesiyle...

Bu his, son birkaç gündür daha da bir nefesimi daraltıyor. Utanç içindeyim.

Kütüphaneden kitaplar kolilere indikçe, "Sizden ayrılmak istemiyorum ama biliyorsunuz..." diyorum, gözlerim doluyor.

Bir de, dün gece en çok içimi acıtan şey, okumayı çok merak ettiğim Cotzee'nin kitabını ayrılacak kitaplar arasına koymam oldu. Uzun süre evirip çevirdim, üzüntü içinde olduğumu söyledim, inanmadı bana ama...

Kütüphanemde kimler mi kaldı?

Anais Nin'in Everest'ten çıkan beşli takımı, Hasan Bülent Kahraman'ın kitapları, Agora feminist kitaplığı, bir de yazarından imzalı kitaplarım...

Bu arada, kendi yazdığım dergilere de fiyakalı bir köşe yaptım ki, vay vay vay:)

Parfümlerimi de estetik açıdan kendini iyi hisseder diye, çok sevdiğim bir yazarın kitaplarının önüne koydum, her nefes alışında bahar kokusunu içine çeksin istedim.

Evdeki dar alanımdan şimdilik bu kadar.

Biraz daha kitapların gönlünü alayım şimdi, İkinci Yeni'ler kırılmışa benziyorlar!..


 
Toplam blog
: 87
: 1432
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

29 yaşında ve yengeç burcuyum. Her sabah 'flu' gözlerle dünyaya merhaba dememi sağlayan 5 numara göz..