- Kategori
- Güncel
David'in kan donduran itirafları..
"1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir sağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa'da gelişmiş ülkelerin piyasaları doyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine diğer az gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı Türkiye'de de uyguladık ve başarılı olduk"..
Bu sözler iki gün önce 101 yaşında ölen ABD'li milyarder David Rockefeller'in ölmeden önce söylemiş olduğu itiraf sözleridir. Google'den sorgulayarak Türkiye ile ilgili çok önemli ve detaylı konuları okumanızı tavsiye ederim.
David Rockefeller, Dünya imparatorluğu ve yeni dünya düzeni kurucularından ilk on ABD'li milyarderlerin birinci sırada yer alan bir isimdi. Daha doğrusu dünya ekonomisini elinde barındıran ve yönlendiren on kişiden biriydi.
David aslında şunları söylemek istemiştir; "Ortadoğu'da yaşananlar da bizim isteklerimiz doğrultusunda yapılmaktadır".
Sık sık yazılarımda vurgulamaya çalışmış olduğum Büyük Ortadoğu Projesi'nin her ne kadar Washington projesi olarak görünse de asıl projenin mimarları David ve benzer milyarderlerin yani silah petrol dolar borsa tuccarları dır.
Ortadoğu'da mezhepsel çatışmaları doğuran ve kanları döken, bu tuccarlardır!
1980 darbesi yeni dünya düzeni kurucuları tarafından gerçekleştirildiğine göre sonrasında kurulmuş olan hükümetlerin tümü de (bugünün hükümeti dahil) aynı kurucular tarafından yönlendirildiği ayan beyan ortadadır.
Bir önceki yazılarımda da vurgulamaya çalıştığım gibi başkanlık sistemi ülkemizden çok önümüzdeki dönemlerde daha fazla içinde olacağımız Ortadoğu ülkeleri için planlanmış bir sistem olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda eğer Washington için doğu Özerkliği olmazsa olmazıysa başkanlık sistemi sonrasında gerçekleşmesi kaçınılmaz olur diye düşünüyorum. Üstelik Kürt kökenli kardeşlerimiz istemediği halde adeta dayatılarak Özerklik yönetimine geçilecek.
İşin ilginç tarafı bundan bir kaç ay öncesine kadar başkanlığa ve özerkliğe şiddetle karşı çıkmakta olan Mhp lideri Bahçeli tarafından gerçekleşecek olmasıdır.
Bahçeli'nin siyasi donanımsızlığı hakkında geçen yılki yazılarımın birinde değinmiştim (arşivimde duruyor)
Bizler gereksiz bulduğumuz başkanlık sistemi konusunda cumhurbaşkanımızı sorumlu tutmaktayız ama 16 Nisan'da olası evet çıkması durumunda asıl sorumlunun Bahçeli olacağının altını çizmek isterim.
Konuyu David ile açtık, Bahçeli ile ilişkilendirerek noktalayalım.