Davutoğlu yeni Sadrazamımız…

Padişah hazretleri bugün yeni Sadrazam’ın Ahmet Davutoğlu olduğunu açıkladı.

Yukarıdaki terimleri kullanmamın tek nedeni Ahmet Davutoğlu’nun “idealist dış politika”sı Türkiye’yi Ortadoğu’nun lideri yapmayı hedefleyen, bir anlamda Osmanlıcılığı yeniden yaratma hayaline dönük bir politika öngörmüş olmasıydı. 

Şimdi biraz gerilere gidelim:

20 Ocak 2009 tarihinde Obama ABD Başkanlığı koltuğuna oturdu.  Kısa bir süre sonra Başbakan’ın başdanışmanı sıfatıyla Ahmet Davutoğlu Washington’a bir ziyarette bulundu. Bu ziyaretin sonrasında ise şu açıklamayı yaptı.

“Obama ile Türkiye’nin dış politika tercihleri ve öncelikleri tamamen örtüşmektedir.”

2007 yılında Abdullah Gül Dış işleri Bakanlığı görevinden ayrılıp, Cumhurbaşkanı olunca Dışişleri Bakanı Ali Babacan olmuştu. Ahmet Davutoğlu’nun Washington ziyaretinden sonra yaptığı açıklamadan tam 3 ay sonra, Davutoğlu milletvekili olmadan meclis dışından atanarak Dış işleri Bakanı oldu. O tarihte Davutoğlu’nun bakan olması Obama’nın icazetine bağlanmıştı.

Obama’da ilk dış ülke ziyaretini Türkiye’ye yapmıştı.

5 Aralık 2010 tarihinde Washington Post gazetesi Davutoğlu ile bir söyleşi yapmıştı. O söyleşide şunlar söylenmişti.

“Tıpkı Britanya’nın eski kolonileri ile yaptığı gibi Türkiye de bir milletler birliğine dönüşebilir... Bana hatırlattı ki Britanya eski kolonileri ile bir ortak refah bölgesine sahip. Neden Türkiye liderliğini Balkanlardaki eski Osmanlı topraklarında, Ortadoğu’da ve Orta Asya’da yeniden inşa etmesin?”

Aslında Batı’nın beklediği Davutoğlu’nun Batı ile Ortadoğu arasında bir köprü kurmasıydı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Arap baharı patlayınca Türkiye ‘de arada kaldı. Hangi tarafa yaranacağını bilemedi.  Komşularla sıfır sorun derken, tam tersi oldu.

Sonuç olarak Davutoğlu’da Erdoğan gibi Osmanlı hayranı. Bu ikilinin uyum içinde çalışacağından kimsenin şüphesi olmasın.