Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '08

 
Kategori
Blog
 

De te fabula narratur

De te fabula narratur
 

İnsanlık hikaye anlatmaya taa konuşmayı öğrendiği çağlarda başlamış olmalı. On binlerce yıl öncesine tarihlenen mağara resimleri de binlerce yıllık Sümer mitosları da temelde birer hikaye anlatır. Av hikayeleri, yaratılış hikayeleri, aşk hikayeleri vs... Yani hikaye anlatmak/dinlemek insanın tabiatında olan bir şey.

Bizim Milliyet Blog üyeleri olarak burada yaptığımız şey de temelde kendi hikayelerimizi anlatmak. Blog kelimesinin kendisi de bir ölçüde hikaye içeriyor zaten. Buranın okurları bilgilenmenin yanı sıra insan hikayeleri de okumak istiyorlar bence. Birinin yaşadıklarını, anılarını, hayata bakışını, siyasi görüşlerini vs vs... Sadece bir yerdeki bilgiyi alıp buraya aktarmanın kimse için pek fazla bir anlamı olmasa gerek. Elbette bilgi içeren yazılar da olmalı ama MB’nin bir sözlük ya da ansiklopedi sitesi olmadığını biliyoruz.

Blogun tam açılımı “web günlüğü” olduğuna göre demek ki insanlar yaşadıklarını ve hissettiklerini yazıyorlar buraya. Kurumun amacı da okurların herkese açık biçimde kaleme aldığı günlüklerini yayınlayıp öteki insanların bunları okuması ve bu şekilde buraya okur çekmesidir. Milliyet Blog’da halen günde ortalama 60-70 bin günlük/blog okunabiliyorsa demek ki bu iş az çok tutmuştur. Şimdi bu günlüklerin tamamının ne kadarının gerçek yaşam ne kadarının kurmaca/edebiyat olduğunu kontrol etme ve öğrenme şansımız yok. Zaten o kadar önemli de değil. Benim için ister gerçek yaşam olsun ister kurmaca, o hikayenin nasıl anlatıldığı önemlidir. Beni inandırıyorsa, okuduğum zaman zihnimde bir tad bırakıyorsa o yazının gerçek yaşam olup olmadığını o kadar önemsemem. Günümüzde edebi türler o kadar iç içe geçip birbirine karışmıştır ki neyin hikaye, neyin günlük, neyin roman, neyin şiir, neyin deneme olduğu bile çoğu zaman anlaşılmaz hale gelmiştir. Gün içinde yaşadığım bir olayı bloga yazarken hiçbir kurmaca içermeden hikaye biçiminde anlatabilirim. Dolayısıyla bu konuda şu hikayedir, bu güncedir diye kesin bir tanım yapmak zordur. Sanırım bu çoğu okur için aynı biçimde geçerlidir.

Yani “MB’de kurgu hikayeye yer verirsek konsept kaybolur, okurlar buraya hikaye okumak için gelmiyor” yaklaşımı bence pek doğru değil. Evet belki buraya hikaye okumaya gelmiyorlar ama başka bir amaçla gelip güzel bir hikaye okudukları zaman da bundan şikayetçi olamazlar herhalde... Aksine, gerçekten edebi değeri olan bir hikaye okudukları zaman buranın kalitesini beğenip tekrar gelmek isteyebilirler. Amaç ziyaretçi sayısını arttırmaksa bu da o amacın gerçekleşmesine yardımcı olur.

Blog kavramı ülkemizde yeni yeni yerleşiyor. Blog şudur, diye kesin bir tanım yapılamıyor. Bir bakıma üyeler ve yönetim olarak birlikte kendimiz adım adım inşa ediyoruz. Milliyet Blog’un ilk günleriyle şimdiki hali arasında epey fark var ve bunu birlikte yaptık. Yani “bir gazetenin blog sitesinde hikaye yayınlanmaz” diye bir kural yok ve olmamalı.

İkinci sorun blogda hikayelere yer verildiği zaman telif sorunu yaşanabileceği endişesi... Her şeyden önce bu risk sadece hikaye için değil bütün yazı türleri için geçerlidir. Özellikle kurmaca olmayan, bilgi verme amaçlı ya da cinsel içerikli bloglarda bu çok daha rahat yapılabilir. Aslında kurmaca metinleri kopyalamak çok daha zordur. Bir kere, fazla kimsenin bilmediği bir kaynaktan güzel bir hikaye bulup kopyalamak için kişinin biraz edebiyat bilgisi ve sevgisi olması gerekir ki, böyle birinin hırsızlık yapması ihtimali edebiyat düşkünü olmayan, sırf tanınmış bir gazetede adım görünsün diye blog yazan birinden çok daha düşüktür. Ayrıca buraya girerken imzaladığımız bir sözleşmede telif sorunu yaratma durumunda nasıl bir yol izleneceği belirtiliyor. Altında imzamız var. Tamam önce siteyi bağlar ama olası bir cezanın üyeye rücu edileceği belli. Bu konu üyelere daha sıkı biçimde hatırlatılabilir. Önlem olarak da üyelerin gerçek kimlikleriyle yazması, (tabii görünen isim farklı olabilir, gerçek kimlik sitenin arşivinde saklı durur) sağlanabilir.

Ayrıca merak ediyorum, bugüne kadar Milliyet Blog’a bu türden bir şikayet gelmiş, “şu hikaye falanca yerden çalıntıdır” diye bir telif davası açılmış mıdır? Ama bunun tersi durum gayet yaygın. Yani Milliyet Blog'dan birçok yazının kaynak gösterilmeden alınıp başka yerlerde yayınlandığı biliniyor. Adam benim hikayemi aşırıp kendi eseri gibi yayınlamış üstelik altına yorum da almıştı!

Bir başka sorun Blogda hikayelere yer verilmemesi kararının uygulamaya konması ve bunun duyuruluş biçimi... Şimdi Yeşim Özdemir oturmuş saatlerce kafa patlatmış, özene bezene bir hikaye yazıp birinci bölümünü yayınlamış, uykusundan fedakarlık edip gecenin bir vakti de son bölümünü yayına vermiş. Siz onu birkaç dakika sonra yayından alıp bundan sonra Blogda hikayeye yer vermeyeceğinizi belirtiyorsunuz. Bu ne kadar doğru bir tavır? Gecenin o vaktinde o hikayenin yayınlanmasının Bloga, gazeteye, ülkeye ne gibi bir zararı var ki anında müdahale edip yayından alınıyor? Hiçbirimiz böyle kırıcı bir müdahaleyi hak etmedik.

Elbette öyle karar alınabilir, ama bunu duyurmanın yolu herhalde bu olmamalıydı. Mesela genel bir duyuru yapılıp gerekçesiyle birlikte blogda bundan sonra hikaye yayınlanmayacağı açıklanır, dizi halinde hikaye yazanların yarım kalan yazılarını tamamlamalarına izin verilebilirdi. Bu kararın geceyarısı uygulamaya geçirilecek kadar aciliyeti olmaması gerekti bence.

Yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Dileğim bu karardan vazgeçilmesidir. Şiire yer verilmeyebilir, ona itirazım yok. Çünkü biliyoruz ki, Türkiye’de her 10 kişiden 11’i şairdir! Şiir yayınlanmaya başladı mı önünü almak kolay olmayabilir. Elbette eğer üyeler sürekli hikaye türü yazılar göndermeye başladıysa buna bir önlem alınabilir. Mesela hikaye türü blogların üyenin tüm yazıları içinde belli bir yüzdeyi geçmemesi istenebilir. Bir gün içinde gönderilen bloglar içinde hikayeler çoğunluğu oluşturmaya başladıysa siteden genel bir açıklama yapılıp bu konuya dikkat çekilebilir. Zaten Blogdaki bir eksiklik de üyelerle yönetim arasında yeterince iletişim bulunmamasıdır. Bence yönetim anasayfada “Seyir Defteri” ya da ayrı bir bölümde zaman zaman üyeleri yönlendirme, bilgilendirme amaçlı açıklamalar yapabilir. Veya o açıklamaları mail adreslerimize gönderebilir.

Üyeler de bir ölçüde sitenin amacı doğrultusunda hareket etmeye özen göstermeli. Mümkün olduğunca değişik kategorilerde yazmaya, kurgu yazıların yanı sıra bilgi içeren veya popüler konularda da blog yayınlamaya çalışmalı. Bir internet sitesinin tek kriteri ziyaretçi sayısı çokluğu olmayabilir ama reklam pazarlamasında bu çok önemli bir araçtır. Bunu da unutmamalıyız.

Sonuç olarak, Milliyet Blog’da hikaye okumak isteyen çok kişi var. İyi hikaye yazan da çok kişi var. Bence güzel, gerçekten edebiyat değeri olan hikayelere yer vererek MB kendince bu konuda Türk edebiyatına katkı yapabilir. Elbette hikaye yazmak adına saçmalıklar gönderiliyorsa onları da yayın kriterlerine uymadığı için reddetmek yönetimin hakkıdır.
<ı>
De te fabula narratur: (Lat.) “Anlatılan senin hikayendir”

<ı>

<ı>

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..