Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Değersizlik ile baş etmek isterken başka biri olmak

Değersizlik ile baş etmek isterken başka biri olmak
 

İnsanları eleştirenler, küçümseyenler, kibirli davrananların ortak yönleri, kendinden kaçmalarıdır.                          

Değersizlik duygusu yaşayan kişi, çoğu zaman davranışlarının altında bunun yattığını bilmez. Mesela kendisini olduğu gibi kabul eden ve sevgiyle yaklaşan insanları küçümser. Çünkü ona göre onu seven de kabul eden de onun gibi biri, yani değersiz sıradan biridir.  Çünkü “değersiz birini ancak değersiz biri kabul eder” temel düşüncesi vardır.

Genelde sürekli birilerinin onayını alma, kendini birilerine kanıtlama çabası içindedir. İstediği onayı ve kabulü aldığında ise ışık hızıyla ona olan yoğunluğu azalır. Genelde “elde ettikten sonra uzaklaştı” dediğimiz tiplerdir bunlar. Aslında sizi elde falan etmemiş sadece değer verip kabul etmişsinizdir.

İstediği onayı ve kabulü aldığı için kendini kısa süreliğine iyi (değerli) hisseder ve tekrar arayışa geçer. Bu sadece partner bulmak olarak değil, sosyal çevre içinde böyledir. Yüksek fedakârlıklar, boyun eğici uyum davranışları gibi tutumlar, aslında istediği onayı almak içindir. Aldıktan sonra ise sizi sıradanlaştırır ve sizi yükselttiği yükseklikten aşağı bırakır.

Buna karşılık, kendisine değer vermeyen, küçümseyen soğuk veya kibirli birinin duygularını kazanana kadar aşırı ilgili ve uyumlu görünür. Ona göre ona soğuk davranan, ilgisiz ve muhatap olmayan biri üstün ve değerli biridir. Eğer onun değerini ve onayını alırsa o düzeye çıkacağını zanneder. Ve yaşamı bu patinaj içinde devam eder. 

Kendin için ne düşünüyorsan, kendine benzettiğine de onu yüklüyorsun.

Kendisi değersizliğinin ve bunu tamamlama yönteminin farkında olmadığı için adeta insanları öğüten bir değirmen gibidir. Hep yeni insanlar, sevgililer hatta evlilikler.

Kendilik değerini başkalarının onayıyla, alkışıyla veya kabulüyle sağladığını düşünen birinin “Olan ben” , “olması gereken ben” diye 2 maskesi  vardır.  Etkilemek zorunda olmadığı, kendi ailesi veya onaylayanlar içinde olduğu ortamda fabrika ayarları ile hareket eder. O sadece onay ve kabul ile değerli hissediyorsa onun olmadığı  ya da onu elde ettiği ortamlarda daha sorumsuz ve ilgisiz davranacaktır.

Değersizlik duygusu içinde olan biri,kendisi gibi algıladığı insanları ,küçümser. Yani başkasını küçümseyen aslında kendini küçük görendir.  Onlara da Ters davranır.  Uzantısı gibi algıladığı: akraba, hemşehri, meslektaşı ve geçmişini yansıtan kişileri önemsemez, istemediği çağrışımları yaşattıkları için onlardan kaçar ya da gereksiz yere iletişimi koparır. Çünkü farkında olmanda olmadan onlarda kaçtığı görünmeyen yönlerini görür.

Yukarıda bahsettiğim olan ve olması gereken benlik arasında sıkışan veya bocalayan kişi, zamanla içsel sıkıntılara sahip olur. Nedensiz mutsuzluk, boşluk, dünyaya ve ortama ait hissetmeme gibi. Oysa ne statüsü ne geçmişi ne de diğer nitelikleri ve nicelikleri onu değersizleştiremeyeceğini farkında olmuş olsa sorun çözülmüş olacaktır. Buradan da anlaşılıyor ki değersizlik yaşayan kişi,      kendisiyle barışık değildir. Kendisini koşulsuz kabul edemediği için başkasının da onu olduğu gibi koşulsuz kabul edemeyeceğini düşünür.

Kendisini sürekli içten içe eleştirirken asla başkasına eleştirmez. Özellikle de kendi uzantısı gibi gördüğü kişilere.   Yüksek haklılık ve üstünlük görüntüsünü, kendi içindeki düşük benlik saygısını kılıflamak için kullanır.

Emeğini hak etmeyen veya verdiğinin karşılığını alamadığı ilişkilerde yüksek fedakârlıklar yaparken, kendisinin sürekli yanında olan ve onu kabl edenlere karşı duyarsızdır. Onun  silahları: fedakarlık, aşırı uyumlu görüntü, para, baştan çıkarma,dış görünüş ve statüdür.Onaylanma ve değerli hissetme adına bu silahları yeri ve zamanına göre kullanır.

Esasen;  değerli olmayı ilgi ve iltifattan ayırırsa çoğu sorun çorap söküğü gibi ardı sıra gelecektir. Oysa sürekli ilgi ve iltifat peşinde koşarken onun bedeli olarak da ciddi hatalar ve tavizler verecektir.

Kendini güçlü hissettiği alanlarda olmayı seçecek, yetersiz olduğu ya da o kulvarda güçlü olmadığını düşündüğü ortamlardan ise kaçacaktır. Mesela zengin ise, daha düşük gelir düzeyine sahip kişilerle arkadaşlık yapmak,güzelse kendisi kadar güzelin olmadığı ortamları/ilişkileri seçmek veya kariyer örneği gibi..

İlişkilerinde koca bir duvar vardır. Her zaman en küçük kırılma anında o duvar örülür ve yıkılmaz.

Değersizlik duygusu içindeki Erkek:

Sürekli güçlü görünmek için işkoliklik

Öfkeli duruş

Kalbini kazandığı kadına değersizce tavırlar

Aşırı dış görünüş hassasiyeti

Çapkınlık ve bununla gurur duymak

Aşkıyla  yandığı kadınla evlenip sonra adam yerine koymamak

         

Değersizlik duygusu içindeki Kadın:

Sürekli “ farklıyım” çabası

Yüksek limitler şeması

Erkeksi tavırlar ( öfke, asilik )

Kadın kimliğinden memnuniyetsizlik

Karşı cinste etki bırakma çabası

Aşkıyla yandığı erkekle evlenip sonra adam yerine koymamak

 

Devamı bir son

Benliğini, geçmişini, cinsiyetini ailesini reddeden veya onunla barışık olmayan kişinin sürekli  bundan kaçmak için maskeler yarattığı, maskelerin de zamanla içsel bir çatışmaya neden olduğu görülür.

Neler yapılabilir:

Geçmişinle barışın: Geçmişinden gelen her ne olursa olsun ( aile,köken,ekonomik- etnik-dini  özellikler vs.) tümünü kabul edin. Bunlar sizin utanacağınız şeyler değil. İnsanların da sizi bunlardan dolayı yargılamasına veya suçlamasına izin vermeyin. Siz sadece kendi davranışlarınızdan sorumlusunuz.  Bir insanın kendisiyle barışmasının ilk yolu geçmişi ve kökeniyle barışmasıdır.

Kendinizle barışın: Şekliniz, ekonomik düzeyiniz,eğitiminiz  vb. tüm niteliklerinizi önce kabul edin sonra da onları sahiplenin. Onlar sizsiniz. Bir bütünsünüz.  Beğenmediklerinizi de kabul edin. Sadece gücünüz yettikçe değiştirmeye çalışın.

Herkes tarafından sevilmek ve ilgi görmek düşüncesinden vazgeçme zamanı geldi. Sizi herkes değil, sadece sizi tüm gerçeklerinizle ( geçmişiniz, kökeniniz ve şu an ki haliniz)  kabul edecekler tarafından kendinize sevilmeye bırakın.

“Olan ben” i geliştirin. “ Olması gereken ben” i azaltarak bitirmeye çalışın.

Artık onay ve dışsal kabul ile sürekli mutlu olamayacağınızı kabul edin. Doğru bir yol ve yaşam seçin. Sizi seven zaten öyle de sevecektir.

Tek taraflı ilişkileri gözden geçirin. Sadece sizin verici olduğunuz ilişkileri eşit hale getirin kabul etmeyenleri bitirin.

Sizi koşullu seven, koşullu değer verenler için fedakârlıklarınızı azaltın. Beklentilerinizi söylemeyen başlayın.

Kendiniz gibi değersiz zannettiğiniz uzantılarınıza daha fazla sarılın.

İnsan değerinin doğuştan geldiğini, başka bir insan tarafından insanın değerleşmediğini kendinize telkin edin.

Kendinizi ilgi, onay alma, iltifatla mutlu etmek yerine kendi kendinizi mutlu etmeye yatırım yapın. Sizi nelerin mutlu edeceğini keşfedin.

Değersizlik duygusu doğuştan gelmez,başka insanların bize karşı davranışları ile bizde oluşur.Bu nedenle çözümsüz değildir.

Hatayı kabul etmeyi, özür dilemeyi sıklaştırın. Bunları yaptığınızda sömürülmeyeceğinizi ve değersizleşmeyeceğinizi önce kabul edin. Sonra küçük adımlar ile test edin.

İnsanları yeterince tanımadan 100 puan da 0 (sıfır) puan da vermeyin. Tanıdıkça karar verin.

Sadece sizden sütün olanlarla değil, sizinle eşit veya statü itibariyle sizden düşük düzeyde olanlarla da ilişkilerinizi geliştirin.

Dengeyi kurun. Ya” hep ben” ya da “hep başkası” yerine “önce ben” i geliştirin.

İnsanların gözünde değerli olmak yerine  önce kendiniz için saygın biri olmaya çalışın.

 

SerhatYabancı

İlişki-Evlilik Terapisti/ psikoterapist

İnstagram/serhatyabanci

 

www.serhatyabanci.com

 
Toplam blog
: 98
: 406
Kayıt tarihi
: 10.01.11
 
 

SERHAT YABANCI Yazar Aile Evlilik Terapist 1.Kitabım : UNUTMAK MI AFFETMEK Mİ 2.Kitab..