Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '16

 
Kategori
Eğitim
 

Değişen bir şey yok

Değişen bir şey yok
 

İnsan Eğitilmeyi değil ,öğrenmeyi sever.


Bundan otuz sekiz yıl önce göreve başladığımda köyde tek bir telefon vardı belki çok hatırlamayız ama bu telefonlar manyetolu denilen yanında çevirme bir kol yardımıyla postaneye bağlandıktan sonra görüşeceğin kişiye haber verildikten sonra postaneye gelmesi sağlanır ve ikinci kez arayarak görüşürdünüz. Bugün birkaç saniye içerisinde binlerce km mesafeden görüntülü görüşe biliyoruz. Bu değişime ve gelişmeye rağmen eğitimde (bir çok yenilik denenmesine rağmen)okulda, uygulamada değişen bir şey yok. Sıralar, oturma düzenleri, sınıf panoları, öğretmen merkezli dersler, sınavlar her şey ayni. Bu kadar hızlı değişim ve gelişmeye rağmen eğitimde bunu yakalayamazsak gelişmenin pazarı olmaktan kurtulanayız.

Bunu artık anlamalıyız her insanın parmak izinin farklılığı gibi bir birimizden farklıyız buda dünyada yedi milyar farklı insan var demektir. Her öğrenciyi ayni ortamda ayni uygulamayla eğitemeyiz. Programımızda var olan öğrenci merkezli eğitim, çoklu zeka kuramları ,yaparak yaşayarak öğrenme gibi yalnızca teoride var olan fakat uygulamaya geçilemeyen(bunun çeşitli sebeplerini burada almıyorum)bunun yerine eğitimde bir sınav yarışı uygulamasının olduğu bir gerçektir. Veli, öğretmen öğrencinin başarısını sınavla ölçmek durumundadır. İdare öğretmenden TEOG başarısını bekler onun üstü okulu bu başarıyla sıralar. Bütün bunların sonucunda öğrenci sınavlar ve dersler, ödevler arasına sıkıştırılır. Artık öğrenme diye bir kavram yoktur. Öğrencinin yüklenebildiği kadar yüklenmesi, ezberlemesi soru çözmesi gereklidir. Bunun sonucunda her sınav sonrası şehir panolarında okullar kendi (kabul ettikleri başarı tanımına göre)başarılarını duyururlar buda öğrenciler üzerine yeni baskıları oluşturur.

Eğitimde yöntem; her bir öğrencinin doğal yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayacak, böylece bireyler topluma yararlı olarak yetişirken kendi kişisel öz değerlerinin gelişmiş olmasından dolayı toplumun kalkınmasına katkı sağlayacaklardır. Eğitim her bireyi ayni kalıplara sokmaya çalışmak yerine, Çocukların yetilerini keşf etmelerine, yeteneklerini kendilerinin yönetmesine ve fikirlerini dışa vurmalarına, geliştirmelerine fırsat veren, teşvik eden süreç olmalıdır. İnsan öğrenmeyi sever eğitilmeyi değil.0-5 yaşına kadar öğrenme ve merak arzusuyla hareket eden çocuğa sonrasında da özgür bir ruhla öğrenme seyahatine çıkma fırsatını vermeliyiz. Onların kabiliyetlerini geliştirmeleri amacıyla bir zamanlama, set oluşturmadan kendi kendinin öğretmeni olarak öğrenme yeteneğiyle topluma dahil olacakları fırsatları oluşturmalıyız. Çocuklar istedikleri şeyleri yaparken dış disipline ihtiyaç olmaz.

‘’Eğitimde itici güç öğrencinin öğrenme isteği olmalıdır.’’(B.Russel) Bugün uygulanan sınava dayalı eğitim modeli öğrencide öğrenme ve merak yetisinin kaybolmasına neden oluyor. ilginin bitmesi de etkin olan zekanın körelmesine neden olur. Buda öğrenciyi kendisine bilginin aktarılmasını sağlayacak  uzmana, öğretmene ihtiyaç duyar hale getirir.

‘’Adil bir toplum ancak tüm insanların akıllarını özgürce kullanmalarının sonucunda ortaya çıkar.’’(Godwin)

Özkan ŞANAL

Sınıf Öğretmeni

 
Toplam blog
: 29
: 495
Kayıt tarihi
: 11.08.16
 
 

Anadolu Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü Karekter ve Değerler Eğitim..