- Kategori
- Güncel
Değişen dünyanın değişken ruh hali

Akıl karmaşası...
Günlerimiz mi kısaldı, saatlerimizi çaldılar bizden habersiz yoksa o küçükken filmlerde görüp özendiğimiz ışık hızına eriştik de farkında mı değiliz... aklım işte bu kadar karışık anlayacağınız...
Her sabah ayrı bir güne uyanmak adettendir. böyle gelmiş böyle gider değişmez:) tabi ki her gün aynı şeyleri yaşamak istemez gönül ama bizim gündemin hızına yetişmek de artık sınırları zorlar oldu nitekim.
Son bir haftada ambale olduk hep birlikte. 29 Ekim kutlamalarının sevinci, her yanı çepeçevre saran al kırmızı bayrağımızın coşkusu Amerikanın başkan seçimleri ile gölgelenirken Obama'ya içlendik kendi halimize bakmadan. sıfırı tüketmiş bir Amerika oturuverdi sırtına binbir umut bağlayarak, işi zor valla. Ardı arkası gelmeyen devlerin iflas açıklamaları kendimize getirse de, bizim ekonomiden anlamayan ekonomi bakanlarımızın halaa bir programı olmaması yeterince iç karartmıyormuş gibi, bir de olur olmaz açıklamalar yükseliyor hükümet dolaylarından. ülkeyi yeterince açık-kapalı sendromuna çektikleri yetmemiş gibi, bir de Ermeni-Rum polemiği yaşattılar sağolsunlar. sonra bir de medya mensuplarına yapılan bir takım bürokratik yasakların ardına gizlenmiş uygulama vardı gündemin ön sıralarında, bir de seçim arifesi kömür dağıtımları, bunlarla ortalık karışırken gece yarısı ekspresi kıvamındaki zamlar ardı ardına. elektriğe, doğalgaza şimdi de suya. sevmeyene yol gösteren bir zihniyetin sevse de sevmese de ödenecek diretmeleri...
Kız çocuk oldu diye dövülerek öldürülen ve bir kanala atılan bebek cesedini, babalarının arabalarıyla yarışırken zincirleme kazaya neden olan acınası gençleri, ne davası olduğunu henüz kimse anlamasa da yargılanmaya başlayan onlarca insanı, bitmek bilmeyen okuma sürecini, Sevr anlaşmasının imzalandığı masanın hediye edilip, o hediyenin ortada kalmasını... bitmek bilmeyen oyalama gündemini yaşıyoruz durmadan.
Aslında her gün yeni bir güne uyanmıyoruz hiç birimiz, kendimizi kandırmayalım. Her gün yeni bir aldatmacaya uyanıyoruz. Biraz kandırılmaya meyilliyiz, biraz kendimizi kandırıyoruz.
Her sabah ayrı bir güne uyanmak adettendir. böyle gelmiş böyle gider değişmez:) tabi ki her gün aynı şeyleri yaşamak istemez gönül ama bizim gündemin hızına yetişmek de artık sınırları zorlar oldu nitekim.
Son bir haftada ambale olduk hep birlikte. 29 Ekim kutlamalarının sevinci, her yanı çepeçevre saran al kırmızı bayrağımızın coşkusu Amerikanın başkan seçimleri ile gölgelenirken Obama'ya içlendik kendi halimize bakmadan. sıfırı tüketmiş bir Amerika oturuverdi sırtına binbir umut bağlayarak, işi zor valla. Ardı arkası gelmeyen devlerin iflas açıklamaları kendimize getirse de, bizim ekonomiden anlamayan ekonomi bakanlarımızın halaa bir programı olmaması yeterince iç karartmıyormuş gibi, bir de olur olmaz açıklamalar yükseliyor hükümet dolaylarından. ülkeyi yeterince açık-kapalı sendromuna çektikleri yetmemiş gibi, bir de Ermeni-Rum polemiği yaşattılar sağolsunlar. sonra bir de medya mensuplarına yapılan bir takım bürokratik yasakların ardına gizlenmiş uygulama vardı gündemin ön sıralarında, bir de seçim arifesi kömür dağıtımları, bunlarla ortalık karışırken gece yarısı ekspresi kıvamındaki zamlar ardı ardına. elektriğe, doğalgaza şimdi de suya. sevmeyene yol gösteren bir zihniyetin sevse de sevmese de ödenecek diretmeleri...
Kız çocuk oldu diye dövülerek öldürülen ve bir kanala atılan bebek cesedini, babalarının arabalarıyla yarışırken zincirleme kazaya neden olan acınası gençleri, ne davası olduğunu henüz kimse anlamasa da yargılanmaya başlayan onlarca insanı, bitmek bilmeyen okuma sürecini, Sevr anlaşmasının imzalandığı masanın hediye edilip, o hediyenin ortada kalmasını... bitmek bilmeyen oyalama gündemini yaşıyoruz durmadan.
Aslında her gün yeni bir güne uyanmıyoruz hiç birimiz, kendimizi kandırmayalım. Her gün yeni bir aldatmacaya uyanıyoruz. Biraz kandırılmaya meyilliyiz, biraz kendimizi kandırıyoruz.