Değişim ve siyaset

Siyaset tartışabilmek demek; sorunları konuşarak çözmek, kararları müzakere ederek almak demek.

Siyaset temsil demek; bir ya da birden çok kesimin ortak isteğini hem siyasal hem toplumsal alana taşımak ve buradan hareketle bir değişim projesini dillendirmek demek. Siyaset iletişim demek; bir toplumdaki farklı beklenti, öneri ve taleplerin belirli kurallar, yasalar, ilkeler çerçevesinde karşı karşıya gelmeleri, birbirlerini etkileyerek kararlara zemin oluşturması demek.

Siyaset düşünce özgürlüğü demek; çünkü farklı kesimler ve talepler arasındaki alışveriş ve ortak payda aracının yegane vasıtasıdır düşünce özgürlüğü...

Tartışmanın, temsilin, iletişimin, düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde siyaset olmaz..

Bugün aşılmakta olan modern dünyanın sancılarını yaşıyoruz. Postmodern bir dünyada yaşıyoruz her şey farklılaşmış durumda, bu yeni durumun postmodern dünyanın getirdiği bir bakışa ihtiyacımız var.

Radikal olarak siyasetin yeniden kurulması ve bu siyaset yeniden kurulacaksa bugün olanın yapılan siyasetin aslında ne kadar sahte, mışlı yalan olduğunu da algılamamıza aracılık eden bir bakış.. Bu bakış daha zihniyetsel bir bakış ve daha temel bir pozisyondur; İnsanları zihinsel olarak etkilemek ve yeni açılımlar sağlamak..

Özgürlükçülüğe uzanan demokrat laik bir pozisyon, sorunumuz bu kavramların içini nasıl dolduruyor olduğumuza ilişkin; niteliğini nasıl ortaya çıkarabileceğimize ilişkin.. Öncelikle Türkiye'deki egemen laiklik anlayışı ile bağımızı kopartmak demek bu. Kendi yaşadığımız toplumu anlamak, ona dokunabilmek ve onu hissedebilen bir anlayış geliştirebilmek demek..

"Değişim en az geçmişteki toplumsal değişimler kadar insan iradesine ve siyasete bağımlı olacaktır.
'Tarihe sahip' bir yaratık olsa da, insanoğlunun kendi tarihine sahip çıkma şansı genellikle pek fazla değildir. Bu fırsat önüne çıktığında kullanmamak ise sadece bir zihniyet meselesi değil, ahlaki bir sorumluluktur.

"Kazlar suyun üzerinde uçarken,
Ve suyun yüzeyinde yansılanırken,
Yansımalarını oluşturmayı tasarlamazlar,
Ve suyun onların imgelerini saklayacak bir zihni yoktur.

Bıraktım kulaklarım ne duymak istiyorlarsa onu duysunlar,
Bıraktım gözlerim ne görmek istiyorlarsa onu görsünler,
Ayaklarım nereye gitmek istiyorsa oraya gitsin
ve zihnim neyi düşünmek istiyorsa onu düşünsün..."